Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberine göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ordu’da önceki gün yaptığı, “Partimizin genel merkezinde şu ana kadar önümüze konulan bütün adaylarda GBT denilen güvenlik soruşturmalarını gerek Milli İstihbarat, gerek Emniyet İstihbarat, tepeden tırnağa hepsini inceledik” şeklindeki açıklaması tartışmaya yol açtı. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, daha önce MİT’in siyasi bir partinin adaylarını incelemesi gibi uygulaması olmadığını kaydederek, böyle bir araştırmanın hukuken mümkün olamayacağını vurguladı. Hukukçu İlhan Cihaner, bir partinin adaylarının MİT tarafından güvenlik soruşturmasına tabi tutulmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek “Bu açıkça suçtur, fişlemedir” dedi.
Erdoğan’ın açıklamasını Cumhuriyet’e değerlendiren eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, anayasanın eşitlik maddesine dikkat çekerek, böyle bir hakkın muhalefet partilerine verilmemesi nedeniyle hukuken iktidara da verilemeyeceğini söyledi. Yargı kararı olmadan böyle bir araştırmanın mümkün olamayacağını belirten Öneş, MİT’in yasasında Cumhurbaşkanı’nın terörle mücadele konusunda teşkilata görev verebileceği maddesinin, söz konusu durum için uygulanamayacağını kaydetti. Öneş, “Bu uygulama, bu maddeye sığdırılamaz” dedi. Öneş, daha önce iktidar partisi tarafından adayların MİT tarafından güvenlik soruşturmasına tabi tutulduğunu hatırlamadığını kaydetti.
‘Hukuksuzluk dönemi’
Hukukçu Turgut Kazan, uygulamanın hukuka uygun olup olmadığı sorusuna, “Artık somut olayda hukuki dayanak arama dönemi bitti. Hukukun yok sayıldığı bir ülkede Cumhurbaşkanı’nın yaptıklarını anlatmak için hukuka uygunluğuna bakmaya gerek yok. Bırakın yasayı, artık anayasayı tanımıyorlar. Kemal Gözler’in dediği gibi Türkiye anayasızlaştırılmış bir süreci yaşıyor” dedi. 31 Mart yerel seçimlerinde bu sürecin aşılıp aşılmayacağının belli olacağını ifade eden Kazan, “Artık hukuka aykırılıkları açıklamaktan da çekinmiyorlar. Hiçbir yapılan hukuka uymuyor. Hepsi anayasaya da yasaya da hukuka da aykırı” değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan’ın açıklamasında adı geçen tüm kurumları ilgilendiren bir suç söz konusu olduğunu ifade eden Cihaner, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun MİT’in hangi işleri yapacağını tanımladığına dikkat çekti. Bu görev ve yetkilerin içerisinde yerel yönetimlerde ya da seçimlerde Cumhurbaşkanı’na veya iktidara İstihbarat sağlanacağına ilişkin hüküm olmadığını vurgulayan Cihaner, şu değerlendirmede bulundu:
‘Yasa çok açık’
“Anayasaya göre hiçbir kamu otoritesi, kaynağını anayasadan almadığı hiçbir yetkiyi kullanamaz. MİT Yasası, MİT’e sayılan görevleri dışında görev verilemeyeceğini söylüyor. Yasa çok açık. 2010 anayasa değişikliği referandumunda kişisel verilerin korunmasıyla ilgili - çok büyük reklamlarla - değişiklik yapıldı. Referandum sırasında kişisel verilerin kullanılamayacağının ve fişlenemeyeceğinin propagandasını yaptılar. Anayasanın 20. maddesine kişisel verilerin korunmasına ilişkin madde konuldu. Ancak Erdoğan’ın açıkladığı durumla bunların tamamı ihlal edilmiş oldu. Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun, yasada açıkça belirtilen koşullarda kişilerin verilerinin toplanacağını, aksi halde suç olacağını kaydediyor.”
Yerel seçimlerde aday olma koşullarının Milletvekili Seçim Kanunu’nda açık şekilde tanımlandığını ifade eden Cihaner, “Siz bu yasa dışında bir kısıt öngörüyorsunuz. Bu aynı zamanda fişleme yerine geçer. Hem bunu talep edenler hem bunun gereğini yapanlar açısından bu durum suç oluşturuyor. Anayasada açıkça tanımlanmış hükümlere uymayan bir hukuki ortamda bunun en üst düzeyde sorun haline getirilmesi gerekiyor. Muhalefet partileri, bunu seçim sonucunu belirleyecek bir sapma olarak görmeliler. Bu kadar açık kanun hükümlerini ihlal edenlerin kamu olanaklarını kendi lehlerine kullanmaları kaçınılmazdır” görüşünü kaydetti.
Ülkelerin böyle böyle faşizme gittiğini vurgulayan İlhan Cihaner, “AKP’nin bir dönem çok sıkça kullandığı İstihbarat devleti dediği şey tam da bu. Siz sahiden belediye başkan adaylarıyla ilgili sorun görüyorsanız, Meclis’e yasa teklifi getirirsiniz. Milletvekili Seçim Yasası’ndaki koşulları değiştirirsiniz. Güvenlik sorgulamasının partiler tarafından yapılacağını söylersiniz. En azından görünürde bir hukuka uygunluk olur. Şimdi ne kanuna ne anayasaya uygun bir durum var. Açıkça suç olan bir eylemdir” dedi. Cihaner, aslında AKP’den aday adayı olmuş her yurttaşın bu hukuk dışı, kanun dışı fişlemeye karşı adaylıktan çekilmesi gerektiğini belirterek “Bir kişinin aday olup olmayacağına bir polis veya MİT mensubu karar veremez. Başta aday olanların kıyameti koparmaları gerekir” dedi.
Darbe dönemlerinde ülkenin fişlemelerin acı tecrübelerini yaşadığına dikkat çeken Cihaner, “Dolayısıyla bu darbe hukukunun yeniden dönüşüdür. Kanunda yazılı olduğu halde MİT’in devletin İstihbarat teşkilatı olması gerekir, parti devletinin değil. Türkiye’nin artık bir İstihbarat devletine dönüştüğünü de gördük. Darbe hukukunu iyice yerleştirdiklerini gösteriyor” ifadelerini kullandı.