Zaman Almanya'nın haberine göre 1.5 milyon Müslümanın, 330 bin civarında Müslüman öğrencinin yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde Hükümet DİTİB’i resmen tanıma sürecini dondurdu. Resmi açıklamaya göre kesin kararın verileceği bilirkişi raporunda ise, diğer İslami kuruluşlar da mercek altında.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ndeki (DİTİB) siyasallaşması, korkulan olumsuz sonuçları doğurmaya devam ediyor. 1.5 milyon Müslümanın yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinin Kırmızı Yeşil koalisyonu (SPD – Yeşiller), DİTİB’in tanınma sürecini, konuyla ilgili araştırma sonuçlanana kadar dondurdu.
Gerekçe ise DİTİB’in Ankara Hükümeti’ne bağlı olduğu şüphesi. Bilirkişi raporuyla ilgili resmi açıklamaya göre ise sadece DİTİB değil, diğer İslami kuruluşlar da mercek altında.
BAŞBAKAN KARFT: DİTİB’LE İLGİLİ BENİM DE ŞÜPHELERİM ARTTI
Kesin karar için bilirkişilerin yapacağı araştırmanın sonucunu bekleyeceklerini bildiren KRV Başbakanı Hannelore Kraft (SPD), Westdeutsche Zeitung’a yaptığı açıklamada, “DİTİB konusunda şüpheler bende de arttı” dedi.
Westfälische Rundschau gazetesi ise KRV Hükümeti’nin DİTİB’i tanıma sürecini dondurduğunu kaydederek, “Başbakanlık sebep olarak ise, darbe girişiminden sonra Türkiye’deki gelişmeleri, özellikle de ‘devlete yakınlık sorusu’nun aydınlatılmasını gösterdi” dedi.
Başbakan Kraft, Kölner Stadt Anzeiger gazetesine yaptığı değerlendirmede ise, “DİTİB’in, resmen dini cemaat olarak tanınma kriterlerini yerine getirdiği konusunda şüpheler arttı” dedi. Başbakan Kraft, konuyu, Meclis’teki tüm siyasi partilerin katılımıyla karara bağlamadan önce uzmanlara inceletecek.
DİTİB’in durumunu inceleyecek uzmanlardan biri de İslam araştırmacısı Jörg Thielmann. Thielmann, din bilim ve hukuku kriterleri çerçevesinde DİTİB’le ilgili bir rapor hazırlayacak. Hükümet bu araştırmanın, Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi’ndeki (KRM) dört İslami kuruluş için yapılacağını bildirsede, açıklamalar araştırmanın DİTİB üzerinde yoğunlaşacağını gösteriyor.
AKP VE KONSOLOSLUK ÇALIŞANLARI DİTİB YÖNETİMİNDE İDDİASI
Westfälische Rundschau gazetesi resmen dini cemaat olarak tanınma için, “Söz konusu dini kuruluş içinde dini yaşam ön palanda olmalı. Ancak DİTİB’te Türk devletinin organizesine bağlılık önde tutuluyor. Onun, Erdoğan’ın altındaki yönetimi, darbe girişiminden sonraki ‘temizlik’lerde temel kriterleri çiğnemekle eleştiriliyor. DİTİB ise, Ankara’nın uzaktan yönettiği iddiasını ret ediyor“ dedi.
Westdeutsche Zeutung gazetesi ise DİTİB’in Türkiye devleti tarafından finanse edilip yönetildiğini, 900 imamın ise Erdoğan ve AKP kontrolü altında Almanya’ya gönderildiğini iddia etti. Gazete, “AKP yöneticileri ve konsolosluk çalışanları DİTİB’in yönetiminde aktif. Cuma Namazı’nda okunan metinler Ankara’dan gönderiliyor“ dedi.
Gazete, son gelişmelerden sonra Rheinland-Pfalz eyaletinin DİTİB’le görüşmeleri kestiğini, Hessen’in ise DİTİB’i uyardığını aktardı.
BAKAN: TANIMADA, TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELER GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULACAK
Öte yandan aynı zamanda Başbakanlık sorumlusu olan KRV Federal İşler, Avrupa ve Medya Bakanı Franz-Josef Lersch-Mense, resmi bir basın açıklaması yaparak, “İslami kuruluşların tanınması noktasında Türkiye’deki gelişmeler dikkate alınacak“ dedi.
Hükümetin bilirkişi raporu için uzmanlar görevlendirdiğini hatırlatan Bakan, bu raporda Türkiye’deki gelişmelerin İslami kuruluşlar üzerindeki etkisinin araştırılacağına dikkat çekti.
DİĞER İSLAMİ KURULUŞLAR DA MERCEK ALTINDA
Franz-Josef Lersch-Mense açıklamasında, bilirkişi raporunda sadece DİTİB’in değil, diğer İslami kuruluşlarında mercek altına alınacağını aktardı. Bakan, “Aydınlatılması gereken öncelikle DİTİB’in, ama diğer kuruluşların da, 15 Temmuz’daki olaylardan sonra, Anayasa‘nın 7. Maddesinin 3. Bendi olan dini cemaat kriterlerine uygun hareket edip etmedikleri. Özellikle de İslami kuruluşların devlete yakınlığı ana konu olacak“ dedi.
ZİVER ERMİŞ – KÖLN