AKP Medyasından Karar Gazetesi'nin Ekonomi editörü İbrahim Kahveci de dış ticaret verilerini kullanarak AKP'nin kırdığı rekorları analiz etmiş .
Dış ticaret dengesinin Ağustos’ta sadece 100 milyon dolar açık verdiğini hatırlatan Kahveci Ağustos ayında turizm gelirlerinin de etkisiyle Türkiye’nin cari fazla vereceğini ve bunun AKP iktidarı tarihinde dördüncü kez gerçekleşeceğini söylüyor. Ancak yine AKP'nin bunu bir başarı gibi sunacağına vurgu yaparak bir hatırlatma yapıyor. Aslında bu iyi bir şey değil
'Bu ne anlama mı geliyor? Reel sektörün ve iç talebin azalma oranı karşısında kaldığımız durum bu. Yani olumsuz etkisi reel sektörde ortaya çıkacak bir veri. Ama finansal krizi yavaşlatacak, hatta bitirecek bir veri. Ne diyelim; aşağısı sakal, yukarısı bıyık işte.’
İşte Kahveci'nin yazısının tamamı
Ocak 2013-Haziran 2018’e kadar tam 148 ayda 580 milyar dolar cari açık veren bir ekonomi modeli uyguladık.
Ürettiğimizden fazla tükettik.
Yabancıların mallarını onların dövizlerini kullanarak satın aldık. Varlıklarımızı sattık, dış borcumuzu artırdık.
Ve böylece ülkemize cari açığı finanse etmek için 607 milyar dolar yabancı parası topladık.
Buna bir de kayıt dışı, yani hesap edilemeyen 48 milyar dolarlık sermaye girişi eklediğimizde, gelen toplam yabancı sermaye 655 milyar dolara ulaştı.
AK Parti iktidara geldiğinde ülkenin GSYH’sı (1987 bazlı hesap) 184 milyar dolardı. Sonraki yıllarda ülkeye gelen yabancı sermaye ve aldığımız dış borçlar GSYH’nın tam 3,5 katını geçti.
İki kez GSYH hesabını masa başında yeniden hesapladık. İlkinde 2006 yılı GSYH tutarını 403 milyar dolardan, “yok bu doğru değil” diyerek 530 milyar dolara yükselttik. Yetmedi, “bu da doğru değil” diyerek 2015 yılı GSYH tutarını bir kez daha değiştirdik. Bu kez de 718 milyar dolardan 860 milyar dolara çıkardık.
Kısaca ekonomik büyüklüğümüzü masa başında hesap yöntemi değişimi ile artırırken, dış borçlar ve dış yükümlülüklerimiz reel olarak arttı.
***
Aylar önce bir çalışma yapmıştım. Eski GSYH tutarı devam etseydi ve en iyimser hesapla yeni GSYH artışları eklenseydi, toplam GSYH’mız 2017 yılında 851 milyar dolar yerine, 540 milyar dolar olacaktı.
Dikkat ederseniz, 184 milyar dolardan 540 milyar dolara yükselen GSYH’da bir başarıyı ifade ediyor. Ama ülkeye gelen 655 milyar dolar hesaba katıldığında, işte o zaman “Bu parayı nerde kullandık” sorusu akıllara takılıyor.
İşte o akıla takılan sorunun cevabı maalesef cari açık verisinde gizli.
Ocak 2013-Haziran 2018 arasında sadece ve sadece 3 ay cari fazla vermişiz. Aylık rekor cari açık ise Mart 2011’deki -9,4 milyar dolardı.
Ama cari fazlamız şu şekilde;
Ekim 2009: 683 milyon dolar
Ağustos 2015: 303 milyon dolar
Eylül 2015: 218 milyon dolar
2015 yılında iki ay peş peşe oluşan cari fazlada özellikle enerji faturasındaki düşüşün etkili olduğunu görüyoruz. Bakınız Ağustos-Eylül 2015 iki aylık toplam verilerine kısaca bakalım (Milyon USD) :
İthalat: 31.392
İhracat: 22.604
Dış açık: -8.788
Enerji ve altın hariç dış açık: -3.326
Toplam cari fazla: 521
***
Bu verileri neden detaylı veriyorum?
Çünkü Ağustos 2018 dış ticaret verileri çok ama çok farklı bir tablo veriyor bize. Gelin bu rakamları beraber izleyelim: (Gümrük Banaklığı verileri -Milyon USD)
İthalat: 14.875
İhracat: 12.389
Dış açık: -2.486
Şimdi ekonomik aktiviteye dayalı, enerji ve altın hariç verilere bakalım:
İthalat (altın verisi olmadığından sıfır kabul etsek bile) 11.332
İhracat: 11.202 ve
Dış açık: -130
Neden dış açık bu kadar düştü?
Geçen yıl 3.257 milyon dolar olan enerji ithalatı, bu yıl 3.543 milyon dolara çıkıyor. Normalde yüzde 22,4 azalan ithalatımız, enerji faturası artmasa yüzde 28,8 azalmış olacaktı. Ama geçen yıl yine 1.122 milyon dolar altın ithalatına ödediğimiz bir fatura var. Altın ithalatını sıfır kabul etsek bile reel azalış yüzde 23,3’de kalıyor.
Kısacası Temmuz ayında beklediğim sert ithalat daralması, Ağustos ayında yaşandı. Ama ihracat o kadar sert daralmadı.
Ve final;
Özellikle turizm gibi diğer döviz kazandırıcı sektörlerde yaşanan artışla beraber muhtemeldir ki, bu yıl Ağustos ayında AK Parti iktidarı döneminde 4. aylık cari fazlaya ulaşabiliriz.
Hem de aylık bazda yine AK Parti dönemi rekor cari fazlaya.
Bu ne anlama mı geliyor? Reel sektörün ve iç talebin azalma oranı karşısında kaldığımız durum bu. Yani olumsuz etkisi reel sektörde ortaya çıkacak bir veri. Ama finansal krizi yavaşlatacak, hatta bitirecek bir veri.