Balbay yazısında, mevcdut iktidar için İYİ Parti ve HDP'nin kritik bir noktada olduğuna dikkat çekti.
"İktidar İYİ Parti’ye nasıl bakacağına bir türlü karar veremedi." diyen Balbay, son dönemde İYİ Parti lideri Meral Akşener ile İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'ya yönelik artan sözlü ve fiziki saldırıların ardından yatanlara değindi.
Balbay'ın yazısı şöyle:
"İktidar barajının yüzde 50’ye çıkmasından sonra yüzde 1’in bile büyük değeri var. Son seçimlerdeki saflaşmanın yüzde 49-51 dengesinde olması bundan sonrasının hesaplarını ister istemez milimetrik yapıyor.
Ancak barajı geçen partilerin saf değiştirmesi, devre dışı kalması karşı tarafın elini büyük ölçüde rahatlatacak.
İşte bu noktada iktidar gözünü iki partiye dikmiş görünüyor:
İYİ Parti ve HDP…
HDP’yi ayrı bir yazı konusu yapalım, İYİ Parti ile ilgili gelişmeleri sütuna yatıralım.
İktidar İYİ Parti’ye nasıl bakacağına bir türlü karar veremedi. Yok saydı olmadı, yanına çekmek istedi olmadı, hedef gösterdi olmadı… İYİ Parti yoluna devam etti. Önce baraj tartışmasına son verdi, sonra yüzde 15 çizgisini aştı, şimdi gözünü daha yukarı dikmiş durumda…
***
Siyasetin hukuk kuralları çerçevesinde, demokratik bir ortamda, rekabet koşulları içinde yapıldığı bir ülkede yukarıda aktardığımız süreç büyük ölçüde normal.
Ancak Genel Başkan Meral Akşener’e yönelik sinsi, planlı, hedefli, aşamalı müdahaleler durumun rengini değiştiriyor.
20 Mayıs’ta Rize’ye giden Akşener’e, racon kestiler. HDP işbirlikçisi yaptılar. Erdoğan da kendi memleketi Rize’ye gelen bir siyasi parti liderine böyle bir saldırının yapılamayacağını söylemek yerine, altı gün bekleyip şöyle dedi:
'Bunlar daha iyi günleriniz. Daha neler olacak neler?'
Akşener, Anadolu gezilerine devam etti. Yer yer kaba kuvvete de giden sözlü saldırılar da at başı gitti.
3 Ağustos’ta Çankırı’da HDP işbirlikçisi dediler, 10 Ağustos’ta Sivas’ta, 16 Ağustos’ta Bayburt’ta FETÖ’cü dediler.
Demek ki o ilde propagandası yapılacak konuya göre Meral Hanım’a yakıştırma yapıyorlar. Tabii arada “CHP ile kol kola”!
Bu saldırıları biz tanıyoruz.
Arkasında yatanı öngörmek zor değil.
Acaba şöyle bir plan mı oluşturuldu:
- İYİ Parti yükseliyor, bunun motor gücü Meral Akşener. Bir kadro partisi değil. Akşener’i kenara çekince ortada böyle bir parti kalmaz.
- Akşener, Anadolu’yu çok geziyor. Tabanın gerekeni yapması en uygun çözüm olacak. Tabanda biraz ileri giden olursa 'Ne yapalım! Halkın tepkisine saygı duyun' der üste çıkarız.
***
Birinci yıldızdan önce aktardıklarımız ne kadar kabul edilebilir bir yarış ise ikinci yıldızdan önce aktardıklarımız da bir o kadar kabul edilemez. Türkiye’yi karanlığa sürükleyecek bir durum.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya atılan yumruk da yukarıdaki kareye şöyle oturuyor:
Akşener’in etrafında sadece MHP kökenliler değil, onun dışından da bir kadro oluşuyor. Kavuncu’yu da her kaba koymaya çalıştılar, olmayınca 'kabahat bizden gitti' dediler.
AKP’nin yarı ve tam resmi yayın organlarının Akşener’e yönelik saldırıları “halkın tepkisi” başlığıyla vermesinin altını çizelim.
Bu saldırılar hedefine varır mı?
Daha net sormak gerekirse; Meral Akşener bu yöntemlerle susturulabilir mi, siyaset dışına itilebilir mi?
Saldırının yazamayacağımız boyuta ulaşması başka bir şey!
Ancak bu yöntemler Akşener’i ve partisini büyütür.
Akacak oy, kenarda durmaz!
Vakti gelen düşünceyi hiçbir güç durduramaz!
O düşünce de şu:
Halk, 'Değişim şart' diyor!"