Çakıroğlu, Aksakallı ve Tatan'ın kendilerine bilgi vermemesi nedeniyle şu an cezaevinde olduğunu savundu. 21'i tutuklu 6'sı tutuksuz 27 sanığın yargılanmasına Sincan Cezaevi'ndeki duruşma salonunda devam edildi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tutuklu sanıklar Ümit Arif Bağ, Dursun Varlı, Mehmet Sağlam ve Hüseyin Çakıroğlu'nun ifadeleri alındı.

Uçakla Ankara'ya gelen darbeci general Semih Terzi'yi darbe girişimi gecesi helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığı'na götüren Pilot Binbaşı Mehmet Sağlam, 27 yıllık asker olduğunu, 17 yıldır pilot olarak görev yaptığını belirterek, "Meslek hayatım boyunca üstlerim dışında kimseden emir almadım" dedi. 15 Temmuz günü tatil planları yaptığı anda birliğe çağrıldığını anlatan Sağlam, "Darbe teşebbüsünden önce yıllık izne ayrıldım. 10 Temmuz günü Antalya'da bir otelde 7 bin lira ödeyerek, ailemle birlikte tatil için yer satın aldım. Bir gün sonra tatile gitmeyi planlarken acil durum emri verilerek birliğe çağrıldım ve ailemin ve benim hayatım karardı" diye konuştu.

Birliğe gittiğinde Özel Hava Alay Komutanı Albay Ümit Tatan'ın Akıncılar Üssü'ne götürülmesi emrini aldıklarını belirten Sağlam şöyle devam etti: "Bu emir karşısında şok olduk. Komutana 'emin misiniz' diye sordum. Yazılı emir olup olmadığını sordum. Alay Komutan Yardımcısı Ahmet Balaban emirle ilgili Özel Kuvvetler Komutanı ile görüşmüş ve teğit almış. Bu emir bana gelene kadar 5 halka var. Verilen emrin yerine getirilmemesi durumunda çok farklı şeyler başınıza gelir. Biri çıkartır silahını vurur sizi. Ya da divanı harpte yargılanırsınız. Sonuç olarak amirlerimizin emri ile alay komutanımızı götürdük. Emir, Özel Kuvvetler komutanlığından gelmiş. Bize kimi götür deseler onu götürecektik."

İfadesinde ısrarla emirlere uymak dışında bir suç işlemediğini vurgulayan Sağlam, "Ömer Halisdemir telefondan aldığı emirle adam vuruyor. Benim karşımda amirlerim var. Emir konusunda ısrar ediyorlar ve emirlerini uyguluyorum. Halisdemir ne kadar vatanseverse ben de en az onun kadar vatansever olduğumu düşünüyorum" dedi.

Mehmet Sağlam, Alay Komutanı Albay Ümit Tatan'ın Akıncılar Üssü'ne götürülmek için helikoptere bindirildiğinde, "susadım" dediğini ifade ederek, "Ben orada bulunan bir askerle komutana su gönderdim. Şimdi çok pişmanım. Biz gözaltına alındığımızda bizzat Ümit Tatan ve Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'ın emri ile 2 gün boyunca bize yemek verilmedi. Sırf ölmeyelim diye şişe kapağıyla birkaç defa su verildi" iddiasında bulundu.

Sağlam, Semih Terzi'yi aldıkları emir gereği en kıdemli pilot olması nedeniyle kendi ekibinin Özel Kuvvetlere götürdüğünü belirterek, "Terzi'yi Özel Kuvvetlere bıraktıktan sonra kalkış yaptık. Bu sırada telsizden 'emniyetten ateş geliyor' diye anons duyduk. 'Karşılık verin' diye emir verildi. Şok olduk. İndiğimizde Semih Terzi'nin vurulduğunu duyduk. O andan itibaren tabur komutanına uçuş görevi yapmayacağımı söyleyerek odama gittim" diye konuştu.

Ümit Terzi'yi almaya giden uçağın uçuş yasağına rağmen nasıl ve kimin emri ile kalktığının sorgulanması gerektiğini belirten Mehmet Sağlam, Albay Ümit Tatan'ı işaret ederek şunları söyledi:

"Uçuş yasağı 19.30 sıralarında veriliyor. Ancak Genelkurmay ve Özel Kuvvetler Komutanlığının emri ile Alay Komutanı Albay Ümit Tatan'ın gösterdiği bayağı bir çaba ile uçak kalkıyor. Uçağın Ankara'dan kalkışı, Diyarbakar'a varışı, tekrar oradan havalanıp Ankara'ya gelişi ile ilgili tüm konuşma kayıtlarının incelenmesini istiyorum. Uçağın kalkması için çaba gösterenler kahraman, biz ise terör örgütü üyeliğinden cezaevindeyiz."

Ümit Tatan'ın ifadelerinde kendisine yönelttiği suçlamaları kabul etmeyen Mehmet Sağlam, "Ümit Tatan'ın 15 Temmuz günü yaşananlar ve yaşanması olası şeylerden haberi olduğunu düşünüyorum. İfadesinde hep helikopterlerin kalkışından bahsediyor ancak uçuş yasağına rağmen uçağın kalkmasından hiç bahsetmiyor. Saat 20.00 ile 23.30 arasında Tatan'ın telefon kayıtlarının incelenmesini istiyorum. Kimlerle görüştüğü araştırılsın. Onun bu olanlardan haberi olmaması mümkün değil" dedi.

16 Temmuz sabahı, odasındayken, Semih Terzi ile birlikte Diyarbakır'dan gelen ve alayda kalan 5-6 kişilik ekip tarafından gözaltına alındığını belirten Sağlam, "Ben yıllardır terörle mücadelenin en ön saflarında yer almış biriyim. Kaç defa ateş altında delik deşik olmuş helikopterle döndüm. Sırf emirlere uyduk diye gözaltına alındık. Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ve Alay Komutanı Ümit Tatan'ın emri ile iki gün bize işkence yapıldı. Ters kelepçe takılıp, ayaklarımız koli bantla bağlandıktan sonra beton zeminde bekletildik. İki gün hiç yemek verilmedi. Şişe kapağı ile birkaç kez su verildi. Silah arkadaşlarımız bizi polise teslim ederken, 'Gereğini yaparsınız' dediler. Onlar da 'merek etmeyin şırıngayla kan alacağı' dediler. Emniyette herkes bir köşede inliyordu. Bundan sonrasını anlatmayacağım çünkü eşim de salonda" diyerek ifadesini tamamladı.

Mehmet Sağlam'ın ardından ifadesi alınan Binbaşı Hüseyin Çakıroğlu olay günü nöbetçi subay olduğunu belirtti. Çakıroğlu, 15 Temmuz günü 19.30 sıralarında Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan uçuşların yasaklandığı yönünde emir geldiğini belirterek, "Alay Komutanı Ümit Tatan, bizim de anlam veremediğimiz bir şekilde Semih Terzi'yi getirmek için havalanan uçağın kalkışını takip etti. Uçuş yasağı hatırlatılmasına rağmen, 'Bu uçuş için izin aldık. Bunun dışında uçuş olursa bana haber verin' dedi. 19.30'da uçuş yasağı bildirilmiş. 20.45'de beni aradı ve 21.15'de uçağın kalmasını istedi" diye konuştu.

Alayda bulunanların acil durum emrinin terör olayları nedeniyle verildiğini düşündüklerini ve bu nedenle emirlere uyduklarını anlatan Çakıroğlu, "Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ve Alay Komutanı Ümit Tatan'ın, saat 23.30 sıralarına kadar darbe girişiminden haberlerinin olmaması mümkün değil. Alayda hiç kimse bize bunun darbe girişimi olduğunu söylemedi. Bize haber vermedikleri için Aksakallı ve Tatan'dan şikayetçiyim. Biz bütün olanlara rağmen emir komuta zinciri içerisinde hareket ettiğimizi düşündüğümüz için görev yerimizi terk etmedik. Sonra gözaltın alınıp cezaevine atıldık" dedi.

Diğer sanıkları gibi Çakıroğlu'da gözaltında işkence gördüğünü anlattı. Duruşma, yarın devam edecek.