Özel Kuvvetler Komutanlığı davasında flaş tahliyeler
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 68 sanıklı Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) davasının 11'inci celsesinde sanıkların çapraz sorgusuna devam edildi. Ara kararını gece yarısı açıklayan mahkeme toplam 10 sanığın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Duruşma, alfabetik sıralamada başta yer aldığı halde dün avukatı olmadığı için çapraz sorgusu yapılamayan Adem Loğa'nın sorgusuyla başladı. Ancak Loğa'ya soru soran olmadı. Sanık Engin Sevinç Başbakanlık avukatı Alaattin Varol'un, "Nizamiyede silahları nasıl aldın?" şeklindeki sorusunu, "Ben nizamiyede değildim. İspatladık. Bilirkişi lehimize karar verdi" dedi.
Sanıklardan Serkan Ak'ın avukatı da Ak'ı tanıyıp tanımadığını sordu. Sevinç, "Serkan Ak'ı burada tanıdım. Daha önce tanıdığım ispat edilsin, değil üç, 33 müebbete razıyım" karşılıgını verdi. Sanık eski kurmay albay Ertuğrul Bozçal'a da Başbakanlık avukatı Alaattin Varol, Muhsin Kutsi Barış'ı 15 Temmuz'da ziyaretinin sebebini, Semih Terzi ve Gökhan Sönmezateş'le irtibatını sordu. Bozçar, şunları söyledi:
"Muhsin Kutsi Barış devrem ve köylümdür. Tamamen bir arkadaş ziyaretiydi. 24 aylık ÖKK görevimin 21 ayını Ankara dışında geçirdim. 11 Temmuz'a kadar sürekli dış görevdeydim. O, Ağustos 2015'te göreve başlamış, ziyarette bulunamamıştı. Sadece onu değil bir çok kişiyi ziyaret ettim. Gökhan Sönmezateş'i kişi olarak tanımıyorum. Bir ÖKK seminerinde uzaktan gördüm. Semih Terzi eski tugay komutanımdı. En son Ramazan bayramında önce Zekai Aksakallı'yı sonra Terzi'yi arayıp, bayramlarını kutladım."
“SAÇMA SAPAN DİYE BİR ŞEY YOK”
Sanıklardan kursiyer Faruk Erkul darbeye karıştığı için değil açığa alındığı için tutuklandığını öne sürerken, eski astsubay Fatih Uysal'ın çapraz sorgusu sırasında tartışma yaşandı. Uysal sorulara bağırarak cevap verince Başkan Bayram Kantık, "Deminki albay gibi güzel güzel, tane tane cevapla. Bak ne güzel bazı şeyler netleşiyor" uyarısında bulundu. Uysal, "Benim emir verme yetkim yok. Takviye için gönderildim. Gitmez olaydım, lanet olsun. Saçma sapan bir şey" karşılığını verince Başkan Kantık, "Saçma sapan diye bir şey yok" dedi. Uysal ile tutuksuz sanıklardan biri arasında tartışma yaşandı. Uysal, uzman çavuşun yalan söylediğini ve iftira attığını öne sürdü.
“ŞABAN DİŞLİ’YE MEHMET DİŞLİ KİM DİYE SORDUNUZ MU”
Sanık Fatih Rüştü Keten'in sorgusu sırarında da şu diyaloglar yaşandı:
Başbakanlık Av. Varol: Fatih Keten'i tanıyor musunuz?
Keten: Benim.
Av. Varol: Ferhat Keten? Akıncı'da yakalanmış.
Keten: Akrabam. Evet Akıncı'da yakalanmış.
Keten'in avukatı: Şaban Dişli'ye Mehmet Dişli kim diye sordunuz mu? Bunu niye sorduruyorsunuz sayın başkan?
Başkan Kantık: Kayıt yapılıyor. Bir anda soruldu ve cevap verdi.
Keten'in avukatı: Benim kardeşim terörist olabilir. Ben de mi teröristim?
Başkan Kantık: Olur mu öyle şey?!.
“YENİ BİR 15 TEMMUZ OLURSA…”
Sanık eski üsteğmen Gökhan Mercan bir soru üzerine 15 Temmuz'da komutanlarının talimatıyla ÖKK'na gittiğini anlatırken şu ifadeleri kullandı:
"Allah göstermesin yeni bir 15 Temmuz olursa, ki yargılamalar böyle devam ederse sonuca gidilmeyeceğinden olacağını düşünüyorum."
Başbakanlık avukatı Varol bu sözlere, "tehdit mi ediyorsun?" diye tepki gösterdi. Mercan, "tehdit etmiyorum" karşılığını verdi.
Sanık Mehmet Koç bir soru üzerine nezarethanede sanıklar Serkan Ak ve Mehmet Raydemir'in kendisini ifadesini geri alması için tehdit edip, "Olaylar dönecek, biz çıkacağız, sen kalacaksın" dediklerini öne sürdü. Mehmet Raydemir'in sorgusu sırasında Serkan Ak, Koç'un bu iddiasını sordu. Raydemir, "Bu iftirayı burada duydum" dedi.
“ODADAN ÇIKIP TUVALETE BİLE GİDEMEDİ”
Sanık eski başçavuş Muzaffer Han o gece nöbetçi subayı olan Volkan Vural ve nöbetçi amiri olan Ümit Koçak'ın tavrını anlatırken, "Şimdi kahraman Türk subayı gibi dolaşıyorlar. İşte bu kahraman Türk subayları odadan çıkıp, tuvalete bile gidemedi, pet şişeleri kullandı. Hem vallahi, hem billahi" diye konuştu.
“BİZ PKK’LILARLA MÜLAKAT YAPIYORDUK…”
Duruşmanın saat 14.00'de başlayan öğleden sonraki bölümünde çapraz sorgusu yapılan 3. Tugay eski kurmay başkanı Ömer Faruk Cavlazoğlu buradaki çoğu kişinin "mülakat" denilen hukuk dışı belgeyle burada olduğunu belirterek, "Biz PKK'lılara mülakat yapıyorduk. Ancak mahkemeye sunulmaz, delil olarak kabul edilmezdi, çünkü hukuki bir yanı yoktu" dedi. Sanık Özgür Çiloğlu'nun sorgusunda bir kadın avukatın ÖKK'da yapıldığı öne sürülen işkenceyi kimlerin yaptığını sorunca, şu diyaloglar yaşandı:
İŞKENCE KAYITLARA GEÇTİ
Başkan Kantık: Soru sorar mısınız?
Avukat: Soru soruyorum, kimler işkence yaptı?
Başkan Kantık: Bunlar soru değil. Bizim konumuz değil.
Avukat: Özgür yapılan işkenceden detaylar anlatır mısın?
Başkan Kantık: Niye anlatsın? Biz burada çapraz sorgu yapıyoruz. Zaten suç duyurusunda bulunmuş.
Özgür Çiloğlu: Anlatacağım. 24 yaşında bir teğmenim vatan haini olarak yargılanıyorum. Domuz bağı, dayak, küfür her şey. Kaşımdaki yara hala duruyor.
Başkan Kantık: Bu kadar yeterli.
Avukat: Rahatsız mı oluyorsunuz sayın başkan? Şu anda şikayet edemiyoruz, çünkü takipsizlik veriliyor.
Başkan Kantık: Hiçbir şeyden rahatsız olmuyorum avukat hanım. Burada işkence yargılaması yapmıyoruz.
Avukat: Ben yeterli olduğunu düşünmüyorum.
Başkan: Ben yeterli olduğunu düşünüyorum. Maddi gerçek olsun akşama kadar dinlerim.
“ZEKAİ AKSAKALLI KÜÇÜKLERLE İLGİLENMEDİ O KURMAYLARLA İLGİLENDİ”
Aynı avukatın işkence iddialarına ilişkin sorularını sanıklardan Ramazan Kılıç, "Zekai Aksakallı da yaptı. İşkence yapanların çoğu şimdi orada general", Rasim Eşref Çıtak da, "Zekai Aksakallı küçüklerle ilgilenmedi. O kurmaylarla ilgilendi" diye cevapladı.
DONDURMA KUTUSUNDAKİ BEREKET DUASINI DELİL SAYMIŞLAR!
Sanık eski üsteğmen Serkan Ak'ın sorgusunda 15 Temmuz sonrası TSK'da dindar subaylara yönelik nasıl bir cadı avı yapıldığını gösteren ilginç bir diyalog yaşandı. Şehit Ömer Halisdemir ve ailesinin avukatı Muhammed Aydın arabasında bereket duası bulunduğunu hatırlatınca Ak, şunları anlattı:
"Bunu oraya koymak için insanın kafasının içinin saman dolu olması lazım. Gaziantep'te çalıştım. Orada bir Orhan dondurmacısı var. Dondurma alırdım. Kutunun arka yüzünde bereket duası varmış. O, budur."
Avukat Aydın Mehmet Partigöç'te bulunan bir listede de "dondurma" yazdığını vurgulayınca Ak, "Evet Partigöç'te bir liste bulunmuş. Listenin başında da dondurma listesi yazıyormuş, böyle absürd bir olay ve bağlantı" dedi.
Mahkeme Başkanı Bayram Kantık, "Ben hiçbir şey anlamadım" şeklinde tepki verince salonda gülüşmeler oldu. Başkan Kantık, "Gülecek bir şey yok, ciddi bir konu" deyince, Ak, "hakikaten böyle absürd" diyerek dondurma meselesini ikinci kez anlattı. Ak, Başbakanlık avukatı Alaaddin Varol'un bir sorusunu da, "Aslında dersinizi çalışmadığınız için sizi ciddiye almamam lazım" ifadesiyle başlayarak cevaplandırdı.
MİT’TEN SİLAH ALIMI
Başbakanlık avukatı Alaaddin Varol'un o gece cephanelikteki silahları zimmetle alıp almadıklarına dair sorusunu sanık Şenol Soylu şöyle cevapladı:
"Normalde zimmetle alınması gerekir, ama alarm verildiğinde zimmet kağıdı arayamazsınız. Mesela Zekai generalimizin ifadesinde MİT'ten silah aldığı bilgisi geçiyor. MİT zimmetle mi verdi Zekai Paşa'ya?"
Avukat Varol bu cevap üzerine, "Onu Zekai Paşa'ya soracaksın" dedi.
“ÖKK ÖYLE BİR YERDİR Kİ…”
Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı icra astsubayı olan sanık Turgay Usanmaz bir avukatın sorusu üzerine 14 Temmuz'a alınan kursiyer mezuniyet törenini anlatırken, "ÖKK öyle bir yerdir ki, burada çok kişi ağırlandı. Sadece şu kadarını söyleyeyim, şu anda gerginlik yaşanan bir ülkenin lideri dahi ağırlandı" ifadelerini kullandı.
ZEKAİ AKSAKALLI EŞİM VE KIZLARIMIN İFFETİYLE TEHDİT ETTİ
Turgay Usanmaz kendisine bizzat Zekai Aksakallı'nın işkence yaptığını öne sürerken, "Eşim ve kızlarımın iffetlerine kastederek tehdit etti" iddiasında da bulundu.
Davanın 1 numaralı sanığı eski albay Ümit Bak'ın çapraz sorgusunda TBMM Avukatı Sinan Kılıçkaya'nın sorularını cevaplandırırken, "Genelkurmay'dan terör saldırısı ihtimaline karşı tedbirlerin artırılmasına dair yazı gelince bunu telefonda Zekai Aksakallı'ya okuduk. Satır satır nizamiyenin giriş-çıkışlara kapatılması ve Semih Terzi hariç kimsenin alınmaması talimatını verdi. O emirleri yaptığımız için biz içerideyiz, Zekai Aksakallı dışarıda" dedi. Başbakanlık Avukatı Alaaddin Varol savunmasında Fetullah Gülen gibi 15 Temmuz için "tiyatro" dediğini belirterek, "Sizi bu tiyatroda oyuncu pozisyonuna sokan kim?" sorusunu yöneltti. Ümit Bak şunları söyledi:
"Ben tiyatro değil senaryo dedim. Bizi bu senaryoda oyuncu pozisyonuna getiren Tümgeneral Zekai Aksakallı ile o gece onun yanında hareket eden, nizamiyeye gelen ve general olanlardır."
Sanık avukatlarından Ünal Kalaycı'nın, "Zekai Aksakallı'nın sizin ölüm emrinizi vermesinin sebebi nedir? Savaş hukuku uygulayabilir mi?" şeklindeki sorusu üzerine Ümit Bak, "şu anda bunun emrini verebilecek kimse yok. Mahkeme bile idam cezası veremiyor. Mahkemenin veremeyeceği kararı o verdi" dedi. Av. Şemsettin Tolga Altan Genelkurmay Başkanı ve 2. Başkanı koruma tatbikatı yapması emrini verdiği Fırat Alakuş'un Akar'ı derdest ettiğini görünce asıl sorumluyu anlayıp anlamadığını sordu. Başkan Kantık, "konumuzla ilgisi yok" diye müdahale etti. Av. Altan, "bu önemli, bu kadar şehit gazı var" hatırlatmasında bulununca da Başkan Kantık, "Bu kadar şehit gazi varsa Zekai Aksakallı ise gider..." diye konuştu. Av. Altan, Aksakallı'yı kastetmediğini söyledi.
BUGÜN KAHRAMAN DİYE DOLAŞANLAR...
Davanın ikinci önemli ismi eski kurmay yarbay Mehmet Ali Çelik de çapraz sorgusunda adını vermeden Zekai Aksakallı'yı suçlayarak, "Karargaha gelse emir komutanın kimde olduğunu bilirdik. O gün kahraman gibi dolaşanların evlerinde eşlerini teskin ettiğini görüyoruz" dedi.
İki günlük celsenin ardından toplam 65 sanığın çapraz sorgusu saat 21.00'de tamamlandı ve sanıklar ile avukatlarının taleplerinin alınmasına geçildi.
Taleplerin alınmasından sonra Savcı Mustafa Manga mütalaasını verdi. Manga sanıklar Adem Loga, Emre Andıç, Mehmet Ali Eser, Mustafa Algan ve Osman Yalçın'ın adli kontrol şartıyla tahliyesi talebinde bulundu. Mahkeme ara karar için müzakereye çekildi.
10 TAHLİYE
Ara kararını gece yarısı açıklayan mahkeme toplam 10 sanığın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Savcının talep ettiği 5 isme ilave olarak Fatih Rüştü Keten, Hüseyin Uğurer, Mustafa Aldan, Ufuk Kaplan ve Mehmet Durmaz tahliye edildi. Bir sonraki duruşma 25-26 Aralık'a ertelendi.