ZEKAİ AKSAKALLI BU SORULARLA YÜZLEŞEMEDİ-2
Dün, Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın celse arasında verdiği ifadeden yola çıkarak 16 soru sıralamıştık. Astsubay Ömer Halisdemir’in şehit edilmesine ilişkin olarak Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada duruşmasız olarak ifade veren Aksakallı, mahkemeye gelip yüzleşmekten kaçınarak hakkındaki şüpheleri daha da artırdı. Sorulara kaldığımız yerden devam ediyoruz:
17- Özel Hava Alay Komutan Yardımcısı Ahmet Balaban, Semih Terzi’yi Diyarbakır’dan geldiğinde en kıdemli personel olduğu için kendisinin karşıladığını anlatırken, “O sırada elimde Semih Terzi hakkında olumsuz hiçbir bilgi yoktu. Tam tersine, Semih Terzi hakkında olumlu bir inanç ve güven duygusu vardı” diye konuştu. Oysa bu sırada Aksakallı, Terzi’nin darbeci olduğunu çoktan öğrenmiş, Başbakan çıkıp konuşalı 3 saat, Cumhurbaşkanı Erdoğan halkı sokaklara çağıralı 1,5 saat olmuştur. Buna rağmen Semih Terzi ile ilgili hiç bir uyarı, önlem ya da olumsuz durum olmaması normal mi? Bu sadece Balaban’ın darbeci sanıklar arasında olmasıyla açıklanabilir mi? Aksakallı, duruşmada bu iddiayla da yüzleşebilirdi.
18- ÖKK Raporu’na göre Semih Terzi, 02.14’te helikopterden inerek komutanlık binasına ilerlemeye başladı. Daha önceden Aksakallı’dan aldığı emir gereği yandaki ağaçlık bölgeye saklanmış olan Astsubay Halisdemir, 02.16’da arkadan Terzi’ye 3 el ateş ederek yaraladı. Sonra da ağaçların arasına kaçtı. Fakat darbeciler onun olduğu tarafa doğru yoğun ateşe başladı. Halisdemir ağır yaralandı. Ölmemişti. Nöbetçi subay Yüzbaşı Volkan Vural Bal ve orada bulunan sıhhiyeciler de bunu ifadelerinde teyid ediyor. Fakat Diyarbakır’dan gelen tim içerisindeki Üsteğmen Mihrali Atmaca, göğüs bölgesine bilerek ve isteyerek 2 el daha ateş edip Halisdemir’i şehit etti. Yüzbaşı Bal ve diğer askerlerin itirazlarına ve “Bunu neden yaptın?” diye sormalarına rağmen hiç oralı olmaması bu cinayeti kasti olarak işlediğinin göstergesi. Aynı Atmaca, ifadesinde, sabah 10.00 sularında kışlaya gelen Komutan Aksakallı’nın kendisine “Aslanım, eline sağlık” diyerek teşekkür ettiğini öne sürdü. O sırada orada bulunan Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Topbaş da ifadesinde, “Zekai Paşa geldi, Ömer Halisdemir Başçavuşu alnından öptü, Mihrali Üsteğmeni de darbeyi engellediği için tebrik etti” dedi. Aksakallı ise son ifadesinde, kimseye özel olarak teşekkür etmediğini savundu. Eğer duruşmaya katılmış olsaydı belki Atmaca ve Topbaş ile yüzleşme imkanı olacaktı. “Bana nasıl böyle bir iftira atarsınız?” diye hesap sorma imkanını neden kullanmadı?
19- ÖKK Raporu’na göre Mihrali Atmaca, darbeyi önleyen kahramanlar arasında sayılıyor. Aksakallı, 8 kez arayıp Terzi’yi vurması için emir verdiği Halisdemir’i şehit eden bir subayı neden kahraman olarak anıyor? Ömer Halisdemir kahramansa Mihrali Atmaca nasıl kahraman oluyor? Atmaca bir kahramanı şehit eden hainse nasıl oluyor da ÖKK raporunda aklanıyor?
20- Aksakallı ifadesinde, “ÖKK’ya Semih Terzi ile birlikte gelen ve o an için Mihrali üsteğmenin komutasında bulunan tim personeli, bizim Ahmet Kemal yüzbaşı vasıtasıyla kendisine yönelttiğimiz emirleri yerine getirdiler.” dedi. Neden ısrarla Mihrali Atmaca’ya sahip çıkmaya devam ediyor?
21- ÖKK raporunda, darbeciler arasında sayılan 13 isim neden ‘darbeyi önleyen kahraman’ olarak gösterildi? Ve o isimler neden hala tutuklu? Hatta Harun Topbaş’ın avukatı Emir Yakın, Gölbaşı Adliyesine ilk getirildiklerinde sanıklara tutuklanacaklarını söylediğini, onların da “Biz kahraman ekibiz” diyerek kendisine inanmadığını anlatmıştı. Aradaki bu çelişkinin kaynağı nedir?
22- Şimdi asıl bomba geliyor: Bu 13 kişinin tamamı Semih Terzi ile birlikte Diyarbakır’dan gelen 12. Tabur’un personeli. Diyarbakır’dan Terzi dahil 28 kişi havalanmıştı. Etimesgut Özel Kuvvetler Hava Alayı’na indikten sonra Gölbaşı Kışlası’na gidecek 2 helikopter için 14 kişi seçilmesi gerekiyordu. Bu seçilenlerin 13 tanesinin birden ÖKK raporunda ‘darbeyi önleyen kahraman’ olarak anılması tesadüf mü? Onları seçen kişi, Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz. Bu 14 kişiyi seçiyor ama kendisi Gölbaşı’na gitmiyor. Sonra Zekai Paşa, Gölbaşı Oğulbey Kışlası’na emirleri hep bu Yüzbaşı Yılmaz üzerinden veriyor. O Yılmaz’ın seçtiği 14 kişiden 13’ü, daha sonra saf değiştirerek darbecilere karşı mücadele ediyor. ÖKK raporunda da bu isimler için “Darbeyi önlediler” deniyor. Ama hepsi bugün darbeci olarak yargılanıyor.
23- Semih Terzi, darbenin en kritik görevi denilen ÖKK Komutanlığı’nı devralmaya bu askerlerle mi gidiyor? Yani tanımadığı, kim olduklarını bilmediği, güvenmediği ve hemen orada kendisini satacak bu 14 askerle mi yola çıkıyor? Bu akla yatkın mı?
24- Yaralanan Terzi’nin helikopterle GATA’ya götürülmesi sırasında kendisine refakat eden yardımcısı Binbaşı Fatih Şahin, neden dönüp Mihrali Atmaca’ya “Emir komuta sende” dedi? Darbeciler Atmaca’ya neden bu kadar güveniyordu? Darbecilerin güvendiği Atmaca, aynı zamanda Aksakallı’dan da övgü alabilmeyi nasıl başardı? Binbaşı Fatih Şahin’in Yüzbaşı Yılmaz’a, Gölbaşı’na gidecek 14 kişilik timin seçilme görevini vermesi gibi bu da izaha muhtaç bir ayrıntı.
25- Terzi, 02.16’da vurulduğu ve darbecilerin başındaki Albay Ümit Bak da 03.20 sularında tutuklandığı halde Aksakallı neden kışlaya sabah 10.00 sularında geldi? Bu zaman zarfında neredeydi?
26- ÖKK Komutanı ifadesinde, ”TSK’da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz ‘personel kışlayı terk etmesin’ emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz 2016’da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı.” dedi. Yani istense darbe önlenebilir miydi? O halde bu emir neden verilmedi? Hatta daha ilerisi, yasağa rağmen Semih Terzi ve 2 timin Diyarbakır’dan Ankara’ya gelmesine neden izin verildi?
27- O gece Terzi ile birlikte ÖKK’yı basan timden Sanık Halit Çelik, “Sabah Zekai Paşa geldi, iki hafta karargahta mesaiye devam ettik. Bu süreçte karargah binasında uzun namlulu silahlarla sadece biz dolaşabiliyorduk. ‘Zekai Paşa’nın en çok güvendiği tim olduğunuz için bu şekilde karargahın içine girebiliyorsunuz.’ diyorlardı.” dedi. Bunu diğer tim görevlileri de anlattı. Semih Terzi’nin yanında Özel Kuvvetler Komutanlığına giden astsubay Gökay Engin, “Bizden başka hiç kimse karargah binasının etrafında tam teçhizatlı gezmedi. Bize, ‘Arkadaşlar siz, Zekai Paşanın en çok güvendiği kişilersiniz. O yüzden nöbetleri size tutturuyoruz’ dediler.” şeklinde konuştu. Mihrali Atmaca da darbe sonrası 15 gün boyunca Özel Kuvvetler Karargâhında cuntacı askerlere yönelik gözaltıları gerçekleştiren ekipte yer aldığını belirtti. Aksakallı ise son ifadesinde buna gerekçe olarak kamera kayıtlarının incelenmesi ve tahkikatın sürmesini gösterdi. Bu, tatmin edici bir açıklama değil. Çünkü tahkikat sürse bile Terzi ile birlikte gelen personelin karargahta bu şekilde imtiyazlı olarak dolaşması normal mi?
28- Diyarbakır’dan gelen askerlerin çoğu, darbeyi ya da çıkan ayaklanmayı bastırmaya gittiklerini sandıklarını söylediler. Semih Terzi’nin emir astsubayı Ahmet Kara, “Darbe ile ilgili bir bilgim yoktu. Bana Semih Terzi böyle bir emir vermedi. Bilgi de vermedi. Darbeden haberimiz olsaydı bile bastırmaya gidiyoruz diye düşünürdüm.” ifadelerini kullandı. Binbaşı Fatih Şahin, “Uçakta Semih Terzi bana, ’TSK yönetime el koymuş, hazır olmalıyız, müdahale yapanlar bize de müdahale edebilirler’ diye bilgi verdi. Bu saatten sonra müdahale yapanlara karşı bir göreve gideceğimizi düşünmeye başladım” dedi. Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Topbaş ve Astsubay Erhan Almaz da benzer şeyler söyledi. Aksakallı, Terzi’nin darbeci olduğunu daha ihanet gerçekleşmeden nasıl bu kadar kesin biliyordu?
29- Binbaşı Fatih Şahin, “Alarm emrinin verildiği 21.30’dan uçağın kalktığı 24.00’e kadar Zekai Aksakallı’nın neden bizi arayıp Semih Terzi’nin durdurulmasını istemediğinin sorgulanması gerekir” dedi. Bir başka yerde de Ömer Halisdemir’in vurulmasına ilişkin, “Bir anda ateş edilince refleks olarak ateş ettik. Keşke bize ‘dur’ uyarısı yapılsaydı. Keşke baskın şeklinde ateş edilmeseydi ve silah arkadaşımızı vurmamış olsaydık. Semih Terzi’nin de Ömer Halisdemir’in de vurulmasını istemezdim” ifadelerini kullandı. Tanık sıfatıyla ifade veren Okul Komutanı Albay Ömer Faruk Bozdemir, “Semih Terzi öldürülmese de karargahı elde ederdik” dedi. O halde Aksakallı, 8 defa arayarak neden Terzi’nin öldürülmesi emrini ısrarla verdi? Belki darbenin en önemli delillerinden Terzi de, şehit Ömer Halisdemir de hayatta olacaktı.
30- Semih Terzi’nin tutuklu eşi Nermin Terzi, 26 Ocak 2017 tarihinde Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, “13 Temmuz’da eşimin telefonundan ‘Nursel Hanım’ı (Zekai Aksakallı’nın eşi) ara, annemin hasta olduğunu söyle ve Ankara’ya gelmemi iste. Mesajı hemen sil.’ mesajı geldi. Eşimin Ankara’ya gelmek için beni aracı kılacağını düşünmediğimden tereddüt ettim. Yine de Nursel Aksakallı’yı aradım, kayınvalidesinin sağlık durumunu sordum. ‘Benim kayınvalidemin de şeker hastalığı var.’ dedim. Ama eşimin Ankara’ya gelmesiyle ilgili bir ifade kullanmadım. İzin mevzusunu konuşmadık. Daha sonra mesajı onun atıp atmadığını anlamak için hemen eşimi aradım. Ona mesajdan hiç bahsetmedim. ‘Nursel Hanım’ı aradım, annemin hasta olduğunu söyledim.’ dedim. O da bana ‘Neden aradın Nursel Hanım’ı? Annem hasta mı ki?’ diye sordu. Bunun üzerine mesajı onun yazmadığını anladım. Bir şekilde biri onun adına yazmış ancak bunu konuşmadım çünkü 24 Temmuz’da Ankara’ya gelecekti, o zaman konuşuruz diye düşündüm.” cümlelerini sarfetti. Zekai Paşa, eşi Nursel Hanım ile Nermin Terzi arasında geçen bu diyalogdan haberdar mı? Nermin Terzi’nin iddialarıyla ilgili yorumu ne olur?
31- Yine Nermin Terzi, eşinin ölüm belgesinde ölüm saatinin 15 Temmuz 2016, saat 23.30 olarak yazıldığını belirtmişti. Fakat ÖKK raporunda 16 Temmuz saat 02.16 yazılı. Kendisi de bir doktor olan Nermin Terzi, aynı şekilde GATA’ya gidip ölüm raporunun altında imzası olan doktoru aradığını ama “Burada böyle bir kimse yok” cevabı aldığını aktarmıştı. Terzi’nin ölüm raporu sahte mi?
32- Genelkurmay Protokol Personeli tutuklu Kübra Yavuz, Aksakallı’nın yetkisi olmadığı halde Genelkurmay karargahında bir sorgu odasını kurduğunu ve kendisine işkence ettiğin öne sürdü. Ölüm tehditleri ile kendisine zorla bir ifade imzalatıldığını iddia etti. Pilot Binbaşı Mehmet Sağlam da mahkemede, “Zekai Aksakallı ve Alay Komutanı Ümit Tatan’ın emri ile iki gün bize işkence yapıldı.” iddiasında bulunmuştu. Aksakallı, ifadesinde işkence iddialarına cevap vermedi.
33- 14 Temmuz 2016 Perşembe gününe alınan ÖKK kurs kapanış törenininden sonra Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan 6 saat ne konuştu? Kendisi bu görüşmenin içeriği hakkında bilgilendirildi mi?
Ahmet Dönmez tr724