İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nden, röntgen teknisyeni Derya Tunç'un görev yaptığı Selçuk Devlet Hastanesi Başhekimliği'ne gönderilen "Başkan Şaban Koçoğlu" imzalı yazıda, şu ifadeler kullanıldı:
"Hastanemizde görevli röntgen teknisyeni Derya Tunç'un 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-o bendi gereğince 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziyesine ilişkin İzmir Valiliği İl Disiplin Kurulu'nun 23.03.2022 tarih ve 2022/37 sayılı karar ilgi yazı ekinde ilişikte gönderilmiştir.
Mezkûr kararda belirtilen disiplin cezasının uygulanması, ayrıca kararın adı geçene tebliğ edilmesi ile günlü ve imzalı tebellüğ belgesinin Müdürlüğümüz Personel Hizmetleri Başkanlığı Disiplin İşlemleri Birimine gönderilmesi hususunda gereğini bilgilerinize arz ederim."
CEZANIN GEREKÇESİ
Kararda atıf yapılan, Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan düzenlemede; kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının hangi hallerde verilebileceği sıralanıyor. Kanunun 125/D-o bendi ise “Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmayı” içeriyor.
İYİ PARTİLİ BEYAZ: TEK BİR SAĞLIK ÇALIŞANIMIZI SİZE YEDİRMEYİZ
İzmir Valiliği'nin bu kararı tepki çekti. İYİ Parti İstanbul Milletvekili ve Genel İdare Kurulu Üyesi Ümit Beyaz, sosyal medya hesabından "TBMM’de sağlık çalışanlarının sorunlarını dile getirdiği için Derya Tunç’a disiplin cezası vermişler. Bu karanlık günler geride kaldığında bu cezalar onların övünç madalyası olacak. Ne Derya Tunç’u ne de hak arayan tek bir sağlık çalışanımızı size yedirmeyiz" açıklamasını yaptı.
MECLİS KÜRSÜSÜNDEN SORUNLARI ANLATMIŞTI
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 20 Nisan 2022 tarihinde partisinin TBMM'deki grup toplantısında kürsüye davet ettiği, Selçuk Devlet Hastanesi'nde röntgen teknisyeni ve aynı zamanda SAHADER Sosyal İşler Genel Sekreteri Derya Tunç, pandemi sürecinde yaşanan aksaklıkları ve sağlık çalışanlarının sorunları anlatmıştı.
Cumhuriyet'in haberine göre İYİ Parti Lideri Akşener ve İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz'a teşekkür eden, pandemi sürecinde can veren 532 sağlık çalışanını da anan Tunç şunları söylemişti:
"Gelişmiş ülkelerin tamamına yakını bu süreçte sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, özlük haklarını ve ekonomik şartlarını yeniden düzenledi. Ülkemizde maalesef bunların hiç birini göremedik. Aksine çalışma koşullarımız bozuldu, iş yükümüz arttı, ekonomik olarak neredeyse hiçbir iyileştirme yapılmadı. Bunlar yetmiyormuş gibi İş / Aile dengesini korumakta zorlandık. Düşünün ki 'Sağlıkta Şiddet' gibi bir konu bile halen bizlerin en büyük sorunu olmaya devam ediyor. Düşünün ki Covid-19’un meslek hastalığı sayılması için halen 'illiyet bağı' aranıyor… 2021 yılı içerisinde Dernek olarak Sağlık Bakanlığı ile 'Sağlıkçı İntiharları' konusunda bir yazışma yaptık, ancak istediğimiz rakamların 'Geniş çaplı bir çalışma gerektirdiği' gerekçesi ile sorumuza yanıt alamadık. Sağlıkçı intiharları ile ilgili elimizdeki en son veri 2018’de verilen bir soru önergesine cevaben 2015-2016 ve 2017 yıllarında tam 431 sağlık çalışanının intihar ettiği yönünde idi. Ancak son dönemde gerek televizyon ve gerek gazetelere sıkça yansıyan benzer haberlerin, bu konuda bizleri endişeye sürükleyecek nitelikte olduğunu çok üzülerek belirtmek isteriz."
"LÜTFEN ARTIK BİZLERİ YOK SAYMAYIN" DEMİŞTİ...
Tunç şöyle devam etmişti:
"Her ne kadar yakın zamanda yetkili sendikalar ve hükümet temsilcisi arasında bir toplu sözleşme yapılmış olsa da, sözleşmenin içeriği tek bir sağlık çalışanını bile memnun edecek düzeyde değildir. Hem özlük haklarımız, hem de mali haklar, olması gerekenin, hak ettiğimizin çok gerisindedir. 2021 yılı Aralık ayı itibari ile göreve yeni başlayan bir hemşire meslektaşımız 2828 lira temel maaş, emekliliğe yansımayacak şekilde de 1525 TL Sabit ek ödeme olmak üzere toplam 4353 lira almaktadır. Görevinde 30 yılını tamamlamış bir hemşire meslektaşımız ise 3836 TL maaş ve Sabit ek ödeme ile toplamda 5785 TL almaktadır. Emeklilik ikramiyesi olarak 129 bin TL hak görülmüştür. Pandeminin ilk günlerinde bakanlığın “Tavan Ek Ödeme” ifadeleriyle “sağlıkçılar çok yüksek maaş alıyorlar” algısına karşın gerçek hayatta gelirlerimiz işte bu bordrolarda göründüğü gibidir. Sağlık çalışanları, bırakın tavan ek ödemeyi, evlerini geçindirmekte en çok zorlanan meslek grubudur. Pandemi sürecini büyük bir özveri ile yürüten sağlık çalışanının, en azından ekonomik olarak desteklenmesi gerektiği gün gibi ortadadır. Sağlık çalışanları, meslek grubu olarak yetiştirilmesi ve tecrübe kazanması uzun zaman ve maliyet gerektiren bir meslek grubudur. Ülkenin her bir tarafına Üniversiteler / Fakülteler açıp yüzbinlerce öğrenciyi mezun edip, gençleri “Diplomalı İşsiz” statüsüne sokmak sadece o gençlerin değil ülke olarak hepimizin sorunu ve sorumluluğudur. Halen atanmayı bekleyen meslektaşlarımızın sayısı tam 750 bindir. Tüm yetkililerin ve vatandaşlarımızın artık bizleri duyması ve anlaması temennisi ile konuşmamı bitiriyorum. Bizler, evlerimize virüs taşıma kaygısıyla ailelerimizi, çocuklarımızı aylarca göremedik. Kreşler kapalı idi, çocuklarımıza bakıcı bulamadık. Herkesin çocuğuna baktık, kendi çocuklarımıza bakamadık. Pandemi henüz bitmedi. Yakın zamanda da bitecek gibi görünmüyor. Bizler, bugüne kadar görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirdik. Bundan sonra da aynı özveri ile yerine getirmeye devam edeceğiz. Lütfen artık bizleri yok saymayın."