Aktif Eğitimciler Sendikası (AES) Aydın Şubesi, üyelerine yönelik, "Hukuk ve Mevzuat" semineri düzenledi. Semineri veren AES İzmir Şube Başkanı Hasan Ovalı, eğitimcilere en çok baskı ve mobbingin son dönemlerde yapıldığını söyledi. Kanun ve hukuk bilmeyen ve tanımayanların eğitimcilere baskı yaptığını iddia eden Ovalı, sendika olarak hukuki destek ve mücadelede her zaman üyelerinin yanında olduklarını söyledi.
Sendikaya üye olma, sendika haklarından faydalanma, idari ve hukuki yönden haklarını arama konularında bilgi veren Şube Başkanı Ovalı, Milli Eğitim Bakanlığı'nda baskı ve mobbing uygulamaları olduğunu öne sürdü. Ovalı, "Üyelerimizin hukuki süreçlerinde her zaman yanlarındayız. Biz AES olarak, çözüm önermediğimiz hiçbir konuyu tenkit etmiyoruz. Sendikaların gücü, üye sayısı kadar üyelerinin sendikanın aldığı kararlara uymasıdır. Biz eğitimciler olarak öğretmeniz, öğretmenliğimizi yapacağız. Okul nöbetiyle ilgili eylemimiz devam ediyor. Biz güvenlikçi değil, eğitimciyiz. Herkes kendi işini yapmalı. Özellikle idareciler ve müdürler kanunları uygulamıyorlar. Hukuk hiçbir zaman durmaz, mutlaka bir gün hesap sorar. Bir okul müdürü, 'Bu okulda benim kurallarım geçerli.' diyor. Hiçbir okulda müdürün kuralı geçmez. Okulların kanun ve yönetmelikleri vardır, onlar geçerlidir. Herkesin sendikaya üye olma hakkı vardır. Bunu kimse engelleyemez, engellerse suç işlemiş olur. Bazı müdürler, sendika değiştirmek için verilen dilekçeleri sümenaltı ediyorlar. Bunları yaparak suç işliyorlar. Bir öğretmen, kanun ve yönetmeliklere göre haklarını iyi bilmeli. Sendika olarak biz de üyelerimizin haklarını korumak için her zaman yanınızdayız." dedi.
AES İl Temsilcisi Ömer Küçükgüldal ise şunları söyledi: "Doğruda olanın yolu meşakkatli olur ama hep huzurlu olur. Baskılara, mobbinglere asla boyun eğmeyelim. Haklarımızı bilelim, dimdik ayakta duralım. Biz siyasal değil, sosyal sendikacılık yapıyoruz. Türkiye'de bulunan 36 sendikanın içerisinde en sosyal sendika biziz. Biz ayrıştırıcı değil, birleştirici ve yapıcı bir sendikayız. 'Bilgi güçtür' felsefesinden yola çıkarak, bu tür bilgilendirme toplantılarına katılalım. Haklarımızı bilelim. Haksızlık karşısında boyun eğen değil, dimdik ayakta durabilen insanlar olalım. Böyle maddi ve manevi olarak çok daha rahat ve huzur içerisinde oluruz. Yapılan araştırmalarda çalışanların siyasal değil, sosyal sendikacılık istediği ortaya çıkmıştır. Millete ait olan kamu imkanları, asıl sahibi olan milletin fertlerine eşit olarak sağlanmadıkça başımızda kim olursa olsun bu toplumun düzelmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Milletin malı ve imkanlarının herkese tüm vatandaşlar olarak eşit koşullarda, ayrımcılık yapılmadan sağlanacağı günlerin ümidini taşıyoruz."
Seminer, üyelere sertifika verilmesi ve soru cevap kısmıyla sona erdi. CİHAN