K.Y., başta Albay Mert ve bazı subayların F...'cü olduğu yönünde ifade vermesi için 18 gün karanlık bir sorgu odasında bekletildi. İfadeye imza atmaması üzerine sorgu odasına eşi getirildi. Eşiyle tehdit edilince, hazırlanan ifade tutanağına imza atmak zorunda kaldı. Ancak çıkarıldığı ilk mahkemede yaşadığı insanlık dışı uygulamaları mahkeme heyetine bir bir anlattı.
TR724'ün özel haberine göre 15 Temmuz'un üzerinden 6 yıl geçti. Ancak olayın üzerindeki kara bulutlar bir türlü dağılmadı. Özellikle darbe haftasında başta eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk olmak üzere üst düzey askerlere yapılan işkence görüntüleri Türkiye gündemine oturdu. Devamındaki aylarda da başta emniyet nezarethanelerinde asker, polis ve sivillere yönelik işkence ve kötü muamele devam etti. Son olarak Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde bazı sivillere yönelik işkence ve kötü muamele raporlara yansıdı. Ne var ki Ankara Barosu, hazırlanan raporu açıklama cesareti gösteremedi. Neticede yaşanan skandalda siyasetin baskısı olduğu anlaşıldı.
AVUKAT KABUL ETMEDİĞİ YÖNÜNDE BELGE İMZALATILDI
Türkiye’de son dönemde yaşanan işkence ve kötü muamelelerden biri daha belgelendi. Tr724’ün ulaştığı belgeler, 15 Temmuz sonrasında “Etkin Pişmanlık” kapsamında ifadeye zorlanan bazı kişilere sorgu odalarında neler yapıldığını gözler önüne seriyor. Belgelere göre; Temmuz 2016 sonrasında kamuda çalışan K.Y., “mahrem imam” iddiasıyla gözaltına alındı. K.Y., ilk sorguya alınmadan önce hiç bilmediği karanlık bir odada günlerce bekletildi. Bir haftalık bekletilmenin ardından sorgu polislerinin karşısına çıkarıldı. K.Y.’ye önce avukat kabul etmediği yönünde baskıyla bir belge imzalatıldı. Ardından önceden hazırlanan birkaç sayfalık bir ifade metni önüne konuldu. Söz konusu evrakı imzalaması istendi. Ancak sivil K.Y., ifade metninde ismi geçen hiç kimseyi tanımadığını, böyle bir ifadeye imza atamayacağını söyledi.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılama kayıtlarına da giren bilgilere göre; K.Y. hazırlanan fişleme belgelerine imza atmayınca, eşi gözaltına alındı ve emniyete getirildi. Yaklaşık bir hafta eşinin yakınındaki boş ve karanlık bir odada bekletildi. Ardından eşinin bulunduğu karanlık odanın kapısı açılarak içerideki eşi gösterildi. Sonra da odaya iki emniyet görevlisi girdi. Ellerindeki belgelere imza atmaması halinde eşine akla hayale gelmeyecek şeyler yapılacağı yönünde açıkça tehdit edildi. Bu tehdit karşısında K.Y. geri adım attı. 18. günün sonunda belgelere imza attı.
‘GÖZALTINA ALINDIĞIM GÜN CİNSEL TACİZE UĞRADIM’
İşkence ve kötü muameleyle ifadeye zorlanan K.Y.’nin yaşadıkları Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarına yansıdı. K.Y., kendisi gözaltına alındıktan sonra nezarethanede tutulmadığını kaydediyor. Karanlık mahzen gibi odalarda 18 gün kelepçeli bekletildiğini aktaran K.Y., devamında şunları aktarıyor: “Göz bağıyla işkence ve kötü muameleye maruz kaldım. Cebir ve şiddet uygulandı günlerce. Taleplerime rağmen bir avukatla görüştürülmedim. Gözaltına alındığı ilk gece cinsel taciz ve her türlü muamele yapıldı. Bunu söylemek zorundayım. Eşim yoktur inşallah bu salonda. Bana cinsel tacizde bulunan bir polis, Sincan’da travestilerin kaldığı koğuşa atıp onun cinsel organının boyuyla suçladı.”
Günlerce susuz bırakıldığını aktarıyor eski kamu görevlisi. Temmuz’un en sıcak günlerinde su istekleri karşısında ise yüzüne bir havlu kapatılarak, üzerine su döküldüğünü anlatıyor. Ardından da kendisine elektrik verildiğini kaydediyor. K.Y., devamında ise artık kötü muamele ve baskılara boyun eğmek zorunda kaldığının altını çiziyor. Özellikle eşiyle tehdit edildikten sonra söz konusu belgelere imza attığını vurguluyor.
‘ALBAY EŞREF MERT İSMİNİ HİÇ DUYMADIM’
“Atom Karınca” lakaplı Eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Plan ve Koordinasyon Şube Müdürü Kurmay Albay Eşref Mert, ihraç kamu görevlisi K.Y.’nin “Sözde paralel yapının sohbetlerinde gördüm” ifadesi (!) üzerine “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı. Mahkeme aşamasına kadar kendini anlatamadı. Mahkeme huzurunda karşısına sürekli K.Y.’nin ifadesi çıkarıldı. Ancak K.Y., Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi karşısında bu konuyla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. İfadesinde Albay Eşref Mert hakkında örgüt mensubu şeklinde ifade vermesi için günlerce işkenceye maruz kaldığını anlattı. ‘Albay Mert ismini hayatında hiç duymadığını’ kaydeden K.Y., kendisini hiçbir ortamda da görmediğine dikkat çekti. Mahkeme huzurunda da Albay Eşref Mert’i tanımadığını yargıçlar huzurunda tekrar vurguladı. Etkin Pişmanlık kapsamında ismi aynı listede telaffuz edilen Nuh Altınsoy, Mücahit Tamer ve Ali Rıza Çağlar’ı da kesinlikle tanımadığını aktardı.