Programda konuyla ilgili paylaşılan bir sohbetinde Fethullah Gülen Hocaefendi şunları söyledi: “… Bize düşse düşse Kıtmirlik düşer ve bunu Estağfurullah’a yatırım mülahazasıyla bir tevazu şeklinde de almayın katiyen. Bu benim inancım, kanaatim. Ve bu mülahaza ile hani Ashab-ı Kehf’in, (Molla) Cami’nin o sözü de çok hoşuma gider: “Ashab-ı Kehf’in köpeği Kıtmir, Cennet’e giriyor, ben de Senin (s.a.s.) arkandan kuyruğumu sallaya sallaya Cennet’e girersem kendimi bahtiyar sayarım.” Ne İsalık, ne Mehdilik… Ben sıradan bir kul bile saymıyorum kendimi. Şunu da söyleyeyim ben
hırsızlık yapmadım. Adam öldürmedim, zina etmedim, ahlaksızlığa girmedim. Ama Rabbime karşı ciddi sorumluluklarım vardı. Neden onu, o aradaki şeyi dedim? Elin alemin aklına gelir ki hani, sizi mahcup etmeye hakkım yok, gelecek arkadaşları mahcup etmeye hakkım yok. Acaba ne halt karıştırdı falan derler. Ne diye sizi mahcup edeyim. Ama kulluk sadece onları yapmamaktan veya yapılması gerekli olan şeyleri yapmaktan ibaret değil. Onun için bir Kıtmir, bağışlayın kuyruğunu sallaya sallaya insanlığın iftihar tablosu arkasında, Cennet’e girme cehdi yaşayan bir Kıtmir… Yolun uludur, Kıtmir kulundur… ne anlarsanız anlayın, mankafa budiler de ne anlarsa anlasın. Ben buyum arkadaşlarım da bu. Onlar farklı düşünürlerse benim yanımda yerleri yok. Vallahi, Billahi, Tallahi kovarım. Onlardan
Allah adına bir şey istiyorum, bu meselenin rüyasını bile gördüğümü onlara anlatırsam, rü-ya-sı-nı gör-dü-ğü-mü anlatırsam, ellerine birer
sopa alıp kafamda parçalamazlarsa, iki elim iki yakalarında kalsın, hakkımı
helal etmiyorum. Ben halimden o kadar memnunum. Hatalarım bile bazen memnun ediyor beni, bunlar olmasaydı Sana (c.c.) böyle lokomotif gibi hızlı gelemezdim diyorum. Senin (c.c.) rahmetinin enginliğini ben hatalarımın karanlığında daha iyi temaşa ediyorum. Rab! Sen (c.c.) ne büyüksün! Benim Efendim (s.as.) ne büyük!