İktidarın darbenin arkasında Hizmet Hareketi’nin olduğunu iddia ettiği belirtilen belgeselde, muhatapların görüşlerine de yer veriliyor. Erdoğan’ın, “Bu girişim Allah’ın bir lütfu oldu. TSK’yı temizlememize vesile oldu.” sözleri hatırlatılıyor.
Ardından da, “Erdoğan’ın bir yapıyı (Hizmet Hareketi) açık bir şekilde darbe girişiminde bulunmakla suçlamadan önce sağlam kanıtlar edindiğini düşünürdünüz. Fakat iddialarının dayanağı yok.” deniliyor.
Yarbay Levent Türkkan’ın ifadesinin Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili suçlamaların ana kaynağı olduğu belirtiliyor. Türkkan’ın işkence sonrası alınan ifadesi hatırlatılıyor. Türkkan’ın işkence sonrası yayınlanan fotoğraflarına dikkat çekiliyor: “Bunun haricinde varsayımlar ve dedikodulardan başka bir şey yoktu.”
DARBENİN ARKASINDA GÜLEN OLDUĞUNA DAİR TEK BİR KANIT BİLE YOK
Prof. Dr. Henri Barkey de bu konuyla ilgili şunları söylüyor: “Türk hükümetine göre darbenin arkasında Hizmet Hareketi olduğuna dair çok sayıda belge göndermişler. Fakat hiçbir şey yok. Kanıt namına hiç bir şey yok. Kötü yazılmış, uydurulmuş. Hiç delil yok.”
Sonrasında birçok Avrupa devleti istihbarat birimlerinin Gülen’in darbe ile hiç bir ilgisi olmadığına dair açıklamaları hatırlatılıyor. “Bunun bir darbe girişimi olup olmadığı halen meçhul. Kaynaklarımız hükümetin darbeyi çok önceden bilmesine rağmen engellemediğini, gerçekleşmesine izin verdiğini söylüyor.” ifadeleri kullanılıyor.
Doğu Perinçek de bunu söylüyor: “Darbeyi öncesinde öğrendik ve bunu iki farklı kanaldan hükümete bildirdik.”
Belgeselin sonuna şöyle bir not düşülmüş: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir görüşme yapmak istedik. Bize henüz bir yanıt veremedi.”