Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, hükümetin küresel gelişmeler ışığında gözden geçirdiği dış politikasının ana hatlarını Pazartesi günü Berlin'de açıkladı. Maas, ABD ile ilişkiler ve AB'nin geleceği hakkında önemli mesajlar verdi. 16'ıncı Büyükelçiler Konferansında, Almanya'yı yurt dışında temsil eden büyükelçilere ve Berlin'de görev yapan yabancı diplomatlara hitaben konuşma yapan Maas, uluslararası hukukun ve demokratik değerlerin koruması gerektiğine vurgu yaptı, çok kutuplu bir düzende, bu değerleri savunan ülkelerle ittifak kurmak istediklerini söyledi.
ABD ile yeni dönem
Maas, Almanya'nın Avrupa dışındaki en önemli müttefiki olarak tanımladığı ABD ile güçlü ilişkilerin muhafaza edilmesini arzu ettiklerini ancak Washington kaynaklı değişime de kayıtsız kalamayacaklarını söyledi. Donald Trump liderliğindeki ABD yönetiminin "Önce Amerika” politikasının transatlantik ittifak ile ilgili büyük kaygılara yol açtığına dikkat çeken Maas, şöyle konuştu:"Avrupa artık Rusya ve Çin ile birlikte ABD'nin hasmı olarak tanımlanıyor ve eşzamanlı olarak NATO ittifakı sorgulanıyorsa o zaman bu salt retorikten ibaret bir konu değildir. Yeni bir stratejik gerçeklik oluşmakta ve bizler de bununla başa çıkmak zorundayız. Bu nedenle ABD ile yeni ve dengeli bir ortaklığa ihtiyacımız var.”
Almanya'nın dış politikasını ABD'nin değişen politikalarına uyarlamak durumunda olduğunu aktaran Maas, ABD ile yeniden "ortaklararası diyalog” zeminine dönmek istediklerini, yeni politikalarının Washington'u hedef almadığının altını çizdi.
Bağımsız ve güçlü Avrupa
ABD ile yeni ve dengeli ortaklığın ancak Avrupa'nın dünya siyasetindeki gücünün pekiştirilmesiyle mümkün olacağını vurgulayan Maas, "Bu nedenle bağımsız ve güçlü Avrupa bizim dış politikamızın ana önceliği. Bakanlık ve hükümet olarak bu hedef doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmak zorundayız” ifadelerini kullandı. Maas'ın bu sözleri salonda büyük alkış topladı.
Güçlü ve bağımsız bir Avrupa hedefinin "Önce Avrupa” düşüncesiyle gerçekleştirilmeyeceğine dikkat çeken Maas, tek yanlı adımlar değil, diplomasi ve uzlaşıyla hareket edeceklerini vurguladı.
Yeni ittifak çağrısı
Maas, konuşmasında uluslararası alanda Almanya'ya dönük artan beklentilere de yanıt verdi. Kurallara bağlı dünya düzeninin erozyona uğramaması için dikkatlerin artan oranda Almanya ve Avrupa'ya çevrildiğini söyleyen Maas, çok taraflı dünya düzeninin muhafazasından yana devletler arasında ittifak oluşturulması fikrine büyük önem atfettiklerini kaydetti. Maas, "Bu ittifakımız çok taraflılığa inanmış herkese açık. Bu ittifak herhangi birilerini hedef almıyor. Küresel sorunlara ortak çözümler için mücadele verecek. Bu sorunlardan bazıları iklim ya da dünya genelindeki göç akımları… Yeni örgütlere ya da formatlara ihtiyacımız yok. Mevcut düzeni ayakta tutan kurumlarda daha güçlü mutabakatlar hedefleniyor” diye konuştu.
Güvenlik ve savunma hedefi
Almanya ve Avrupa'nın çıkarlarını korumak için hareket serbestisine sahip olacağı alanlara ihtiyaç duyduğunu belirten Maas, özellikle güvenlik politikalarına daha çok odaklanacakları mesajını verdi. Maas, NATO ittifakı ve özellikle terörle mücadele nedeniyle ABD'nin kısa vadede vazgeçilemez öneme sahip bir ortak olmaya devam edeceğini söylerken, "Ancak biz Avrupalılar özellikle güvenliğimiz için daha fazla sorumluluk almalıyız… Hedefimiz net: Avrupa Güvenlik ve Savunma Birliğini başarmak istiyoruz” diye konuştu.
Askeri angajmanının çerçevesini, diplomasi, sivil kriz yönetimi ve çatışmaların önlenmesi olarak tanımlayan Heiko Maas, bu alanlarda Alman dışişlerinin Afganistan, Kolombiya, Irak ve Suriye örneklerinde görülebileceği gibi çok değerli yetkinlik ve güce sahip olduğunu anlattı.
Berlin'de sivil kriz yönetimi konusunda bir yetkinlik merkezi kurulacağını aktaran Maas, AB'nin krizlere karşı hızlı harekete geçme kabiliyetinin güçlendirilmesine dönük çalışmalar yürüttükleri bilgisini de paylaştı.
Avrupa ağırlığını artıracak
Alman bakan, özellikle ABD'nin mali ve siyasi olarak geri çekilmekte olduğu Birleşmiş Milletler ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası örgütler ve Batı Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika gibi bölgelerde Avrupa'nın daha fazla ağırlığını koymak durumunda kalacağını da dile getirdi.
Washington'a yaptırım eleştirisi
Almanya Dışişleri Bakanı konuşmasında, Trump yönetiminin son dönemde dış politikada sıklıkla başvurduğu yaptırım adımlarını da eleştirdi. Maas, "Washington'un izlediği yaptırım politikaları biz Avrupa'yı yeni çözümler üretmeye zorluyor. ABD aniden, bizlerle görüşmeden, çoğu zaman da somutlaştırmadan Rusya, Çin, Türkiye gibi en önemli ticaret ortaklarımıza yaptırım uyguladığında bu Almanya ve Avrupa'yı da etkiliyor. Buna karşı harekete geçmek zorundayız ve Avrupa'nın ticaret ve finans politikalarındaki bağımsızlığını güçlendirmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Bunun kolay olmayacağını ancak bu yolda çalışmaya başladıklarını aktaran Maas, Amerika'dan bağımsız ödeme kanalları ve Avrupa Para Fonu konularında önerileri ele aldıkları bilgisini verdi.
Avrupalı şirketleri ABD'nin yeniden devreye giren İran yaptırımlarından korumak için hızlıca harekete geçmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Maas, İran ile ticaret ve ödeme trafiğinin yollarını açık tutmak için İngiltere ve Fransa ile birlikte çalışmaya devam ettiklerini aktardı. Maas, "Ayrıntıda çok çetin sorunlar var ve nasıl çözümleneceği konusu halen belirsiz, bunu biliyorum. Ama en azından bir tırmanışı önleyebildik” dedi.
Büyükelçilere "müttefik kazanın” talimatı
ABD'de Trump'ın başkan seçilmesini sağlayan kesimleri ve "günümüz ABD'sini” çok da iyi tanımadıklarını fark ettiklerini de söyleyen Maas, siyasi elitlerin ötesinde, doğrudan Amerikan halkıyla daha fazla diyalog içine girileceğini, Avrupa'nın amaçlarının ve değerlerinin diyalog yoluyla anlatılmaya çalışılacağını duyurdu. Maas, bu çabanın ABD ile sınırlı kalmayacağını da sözlerine ekledi. Alman bakan Alman büyükelçilere bulundukları ülkelerde salt hükümet temsilcileriyle görüşmenin yeterli olmadığını söyledi, toplumla daha derin bağlar kurmaları, müttefikler kazanmaları talimatı verdi.