SAMANYOLUHABER | ÖZEL- Federal Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye tatil ya da iş maksatlı seyahat etmeyi planlayan Alman vatandaşlarına “Dikkatli olun, tutuklanabilirsiniz!” uyarısında bulundu.
Bakanlık uyarısında sosyal medya paylaşımları ya da hükümete muhalif kurum ve kuruluşlarla irtibatlı olmak gibi keyfi gerekçelerle Türkiye’de havalimanında gözaltına alınma veya tutuklanma ihtimali olduğunun gözardı edilmemesi gerektiği vurgulandı.
Havalimanından geri gönderilme vakalarının sık yaşandığı aktarıldı.
Deniz Yücel, Die Welt gazetesi muhabiri iken Türkiye'de "terör örgütü üyesi olduğu" iddiası ile tutuklanmış, Alman hükümetinin mali müeyyide kararını aldığı 20 Temmuz 2017'den 8 ay sonra 2018 yılı şubat ayında tahliye edilmişti.
AKREDİTASYON YASAĞINDAN SONRA SEYAHAT UYARISI GÜNCELLENDİ
Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlanan seyahat uyarısının zamanlaması manidar bulundu.
Geçen hafta Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın sebep göstermeksizin üç Alman gazetecinin akreditasyonunu iptal etmişti. En son 2018 yılı ekim ayında yayımlanan seyahat uyarısı 9 Mart 2019 Cumartesi günü daha sert bir dille ve ayrıntılı olarak güncellendi.
Uyarıda, Cumhurbaşkanlığı’nın son haftalarda başta Alman gazeteciler olmak üzere birçok Avrupalı gazetecinin akreditasyonunu iptal ettiği belirtildi.
TÜRKİYE, AGİT İLKELERİNİ ÇİĞNİYOR
Türkiye’nin bu şekilde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) ilgili bağlayıcı ilkelerini çiğnediğine işaret eden Alman Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, “Alman kanunları uyarınca ifade özgürlüğü kapsamında olan açıklamalar, Türkiye'de kısıtlamalara ve cezai işlemlere yol açabilir.” ifadeleri dikkati çekti.
Son iki yılda Alman vatandaşlarının giderek daha fazla keyfi bir şekilde gözaltına alındığını kaydeden bakanlığın aktardığına göre Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti “Gülen Hareketi’nin etkinliklerine katılmış olmayı” tutuklama gerekçesi olarak gösteriyor.
Deniz Yücel, Şahin Alpay, Mehmet Altan ve Murat Sabuncu gibi bazı gazeteciler tahliye edilse de aralarında Mustafa Ünal, Mümtazer Türköne, Nazlı Ilıcak, Ali Ünal, Hidayet Karaca ve Büşra Erdal'ın da bulunduğu 200'e yakın gazeteci haber, makale ve sosyal medya hesapları bahane edilerek hapiste tutuluyor.
SOSYAL MEDYA VE İSİMSİZ İHBARLAR TUTUKLAMA SEBEBİ
Diğer bir tutuklama gerekçesi ise Twitter, Facebook ve Instagram gibi sosyal medya mecralarında hükümeti eleştirmek.
Alman Dışişleri Bakanlığı söz konusu gerekçe karşısında şaşkınlığı şu şekilde ifade etti: “Bireysel durumlarda yabancı bir gönderiye karşılık gelen içeriğin paylaşılması veya "beğenilmesi" yeterlidir. Sosyal medya üzerindeki kamuya açık olmayan yorumların da isimsiz ihbarlar yoluyla Türk kolluk kuvvetlerine iletileceği ihtimali gözününde bulundurulmalıdır.”
ERDOĞAN’A HAKARETİN CEZASI AĞIR
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret davaları bilinen ve binlerce kişinin tutuklanmasına, hapis cezasına çarptırılmasına sebep olan baskılar Almanya’nın dikkatinden kaçmadı.
Sosyal medya paylaşımları sebebiyle "Cumhurbaşkanlığına hakaret" veya "bir terör örgütünün propagandasını yapmak" gibi suçlar gerekçe gösterilerek ağır hapis cezaları ile karşı karşıya gelinebileceği kaydedildi.
Gözaltı, tutuklama, yurt dışına çıkış yasağı gibi kararlardan Almanlara ilave olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip olan kişilerin ve Türkiye ile yakın ve özel bağları olan Alman vatandaşlarının etkilendiği vurgulandı.
CEP TELEFONLARINA EL KONULUYOR
“Alman vatandaşları, özellikle Türkiye ile yakın kişisel ve kişisel ilişkileri olan kişiler, pek çok durumda hiçbir sebep göstermeksizin 2017 yılının başından beri ülkeye giriş yapmasına izin verilmedi.” denilen seyahat uyarısında, söz konusu kişilerin birkaç saat ila birkaç gün gözaltında bekledikten sonra Almanya'ya geri dönmek zorunda kaldığı belirtildi.
Gözaltına alınan Alman vatandaşlarının cep telefonlarına el konulduğu ??ve depolanan içeriklerin kopyasının alındığı kaydedildi.
“Her ne kadar girişi reddetme sebepleri bildirilmese de isimsiz ihbarlar ile irtibatlı olduğu göz ardı edilemez” denilirken, reddedilenlerin büyük bir kısmının Kürt veya Türk-Alevi aile geçmişine sahip olduğunun altı çizildi.
İki yıl süren OHAL'de 150 bine yakın memur Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kamudan ihraç edildi. 1.100 şirkete el konuldu. 2 bine yakın yurt, okul, dershane ve 15 üniversite ile 200'e yakın gazete, televizyon ve radyo kapatıldı.
OHAL KALKTI, YASAKLARI SÜRÜYOR
Seyahat uyarısında Erdoğan’ın 24 Haziran 2018’de partili cumhurbaşkanı olarak seçildiği, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra yürürlüğe giren Olağanüstü Hal (OHAL) rejiminin 19 Temmuz 2018'de sona erdiği belirtildi. Ancak hükümetin OHAL yetkilerini kaldırırken başka kanunlarla aynı yetkileri kullanmanın önünü açtığı vurgulandı.
Dolayısıyla Türkiye’de tutuklanma riskinin azalmadığı, arttığı kaydedildi.
Alman Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye seyahat edecek olanlara, “Hâlâ siyasi olaylardan ve genel olarak daha büyük kalabalıklardan uzak durmaları tavsiye edilir.” uyarısında bulundu.
Açıklamada, “Türk devletine karşı kamuya açık ifadeler, Türkiye'nin terörist olarak sınıflandırdığı örgütlerle sempati duymanın yanı sıra, devlet kurumlarına ve üst düzey kişilere hakaret edilmesi, bunlara muhalefet edilmesi, internet ve sosyal medyada hükümet karşıtı açıklamalar yasaktır.” bilgisi verildi.
GİTMEDEN HABER VERİN: FORMU DOLDURUN
Bakanlık açıklamasının son kısmında Türkiye’ye seyahat edecek kişilerin elektronik kayıtlarının yapıldığı resmi internet sitesinin linkine de yer verildi.
Kayıt işleminin kriz durumlarında süratli müdahale için önemli olduğuna işaret edilirken, “Alman vatandaşlarına, kısa süreli konaklamalar için kayıt olmaları ve acil durumlarda hızlı teması sağlamak için iletişim bilgilerini güncel tutmaları tavsiye edilir.” denildi.