Almanya parlamentosundaki muhalefet partilerinden Sol Parti’nin, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığıyla ilgili, bunun bir işgal olarak değerlendirilip değerlendirilmediği ile ilgili sorusuna hükümetten yanıt geldi. Sözkonusu yanıtta "işgal" kavramı kullanılmazken, hükümet için önemli olan noktanın Cerablus, Azez ve El Bab bölgelerinde "sivil halkın korunması ve uluslararası insani hukuka bağlı kalınması" olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca, hükümetin bölgeye dair durumu net bir şekilde ortaya koyan bilgilere sahip olmadığı ifade edilerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin Suriye’de işgalci güç olmak istemediği yönündeki sözlerine dikkat çekildi.
Türkiye’nin kendini koruma hakkı
Sol Parti’nin sorusuna cevaben yapılan açıklamada diğer yandan Türkiye’nin IŞİD’e karşı kendini koruma hakkına da vurgu yapıldı. Türkiye, Cerablus, Azez ve El-Bab’daki askeri varlığını uluslararası alanda, IŞİD'e karşı kendini savunma hakkı ile gerekçelendiriyor. Afrin ise 2018 yılı başında düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımladığı Kürt YPG güçlerinin kontrolündeydi.
Alman hükümeti şimdiye kadar Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığının uluslararası hukuka uygun olup olmadığı konusunda açıklama yapmaktan kaçındı. Çeşitli partilere mensup milletvekillerinden oluşan Alman Federal Meclisi Bilimsel Hizmetler birimi ise geçen aralık ayında yayınladığı raporunda, Türkiye’nin gerek Afrin gerekse Cerablus, Azez ve El-Bab bölgelerindeki varlığının, "uluslararası hukukun askeri işgal ile ilgili tüm kriterlerine uyduğu" ifade edilmişti. Raporda Afrin özelinde Türkiye'ye bu bölgeden saldırılar düzenlenmediği müddetçe Türkiye'nin kendini savunma hakkı iddiasında da bulunamayacağı belirtilmişti.
