Almanya'da muhalefetteki Sol Parti'nin Federal Hükümet'e yönelttiği Ülkücüler ile ilgili bir soru önergesine verilen cevapta, MHP'nin AKP hükümeti üzerindeki etkisi ilk kez çok açık ve net biçimde dile getirildi.
Sol Parti, Merkel hükümetine, Türkiye'deki hükümet ittifakı içinde MHP'nin rolü konusunda ne bilgisi olduğunu ve MHP'nin etkisinin ittifak süresince değişip değişmediğini sordu. Hükümet ise cevabında şöyle dedi: "Federal Hükümet, MHP'nin siyasi taleplerinin Türk hükümet üyeleri arasında karşılık bulduğunu ve bu taleplerin düzenli biçimde yasalara girdiğini gözlemlemektedir. İlaveten Federal Hükümet, son yıllarda MHP çevresinden kişilerin devlet yapılarındaki oranının da farkedilir biçimde arttığına dair bilgi sahibidir."
DW Türkçe'de yer alan habere göre Sol Parti Meclis Grubu adına önergeyi yönelten Ulla Jelpke, "Azalan sempati değerleri göz önünde bulundurulduğunda Erdoğan iktidarda kalmak için faşist MHP ile ittifaka her koşulda hazır. Bunun için MHP'nin programında yer alan konuları da üstleniyor ve MHP üyelerine devletin kapılarını da açıyor. Alman hükümeti, Ankara ile yaptığı görüşmelerde masada Ülkücülerin de görünmeyen bir partner olarak sürekli oturduğunun bilincine varmalı. Bu nedenle Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın Ankara'ya ilişkin çekimser ve onursuz açıklamaları giderek daha da utanç verici bir hal alıyor. Faşistler Alman hükümetinin partneri olamaz" diye konuşuyor.
Ulla Jelpke, ayrıca "Sadece Ülkücülere bakıp, İslamcı AKP sanki ondan daha iyiymiş gibi düşünülmesi de hata olur" diye devam ediyor. Sol Partili vekil, Erdoğan'ın barış sürecini sonlandırdığı 2015'ten beri müttefiki MHP'nin programındaki pek çok noktayı kendi hedefi haline getirdiğini, bunu özellikle de Kürtler ve onların siyasi ve kültürel hak ve talepleri konusunda yaptığını savunuyor. Jelpke, MHP kurultayından bir gün önce HDP'ye yönelik kapatma başvurusu yapılmasını da Erdoğan'ın MHP'nin desteğini uzun süre garantilemek için verdiği bir hediye olduğunu ileri sürüyor.
Sol Parti Meclis Grubu adına soru önergesini yönelten Ulla Jelpke, Ülkücü kökenli Selçuk Özdağ, Afşin Hatipoğlu, Orhan Uğurlu ve onlar gibi isimlere düzenlenen saldırılar hakkında da Alman hükümetinin bilgisi olup olmadığını ve benzer saldırıların Almanya'da meydana gelme tehlikesi bulunup bulunmadığını soruyor. Federal Hükümet de cevabında, saldırılar hakkında medyaya yansıyan haberlerden bilgi sahibi olduğunu belirtirken, Almanya'da benzer saldırılar olabileceği yönünde ellerinde bilgi bulunmadığını kaydediyor.
Öte yandan etkinlik ve gösteriler sırasında yaşanan provokasyonlar ve Türk aşırı sağcıların sahip olduğu düşman tiplemelerinin çokluğu göz önünde bulundurulduğunda, dernek çatısı altında örgütlü olmayan kimi Ülkücü grupların genel bir şiddet eğilimi taşıdığı belirtiliyor. Türkiye kökenli aşırı sağcıların karıştığı, Alman güvenlik birimlerince tespit edilen şiddet olaylarının düşük olduğu ilaveten hatırlatılırken, bunların daha çok gösteri veya etkinlikler çerçevesinde meydana geldiğine işaret ediliyor.
Türkiye kökenli muhaliflere yönelik tehditlerle ilgili güncel bir başka soru önergesine verdiği cevabında da Federal Hükümet, Almanya'da AKP hükümetini eleştirenlerle bağlantılı 24 tehdit vakasının Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) kayıtlarına geçtiğini açıkladı. Bu rakamın sadece güvenlik birimlerine yansıyanlar olduğuna ve tehditlerin tamamını yansıtmıyor olabileceğine dikkat çekildi. Söz konusu tehditlerin 1 Ocak 2016 ile 1 Mart 2021 tarihleri arasında kayda geçtiği belirtiliyor.
MHP'nin rolü hakkındaki değerlendirmelerin yer aldığı, Sol Parti'nin Federal Hükümet'e yönelttiği soru önergesi, "Ülkücülerin Türk hükümetinin lobi kuruluşu Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) üzerindeki etkisi" başlığını taşıyor. Önergede Alman hükümeti ve üyelerinin AKP'nin yurt dışı kolu olarak nitelenen UID ile son beş yılda resmi bir bağ kurup kurmadığı sorusu da yöneltiliyor. Alman hükümeti de son beş yıldır hiçbir resmi ilişki kurulmadığı cevabını veriyor.
Önergede UID içinde Ülkücü hareketin etkisi ve kaç yöneticisinin hareketin mensubu olduğu ve geçmişte de o çevrelerde yer aldığı soruluyor. Alman hükümeti bu sorulara, devletin selametini tehlikeye atacağı ve bu bilgileri açıklaması halinde başka ülkelerle ilişkilerinin kalıcı biçimde zarar göreceği ve dış politikada zarara neden olabileceği ihtimali gerekçesiyle cevap veremeyeceğini belirtiyor.
Fransa'da Ülkücü hareketin faaliyetlerinin yasaklanması sonrasında Almanya'da da Ülkücülere dair bir yasak gündeme gelmiş, yıllardır bunu talep eden Sol Parti ile Yeşiller'in başını çektiği inisiyatif, konuyu önergelerle Federal Meclis'e taşımıştı. Federal Meclis'te yapılan hararetli bir tartışmadan sonra hükümet ortakları Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile muhalefetten Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller ortak bir önergede uzlaşmış, Sol Parti de önergeyi desteklemişti. "Milliyetçiliğe ve ırkçılığa karşı dur - Ülkücü hareketin etkisini geri püskürt" başlıklı önerge ile Ülkücülere bağlı derneklerin yasaklanmasının gözden geçirilmesi, Ülkücülerin hedefleri ve propagandaları konusunda kamuoyunun daha fazla bilgilendirilmesi, internette ajitasyonları ile mücadele edilmesi ve Ülkücülerin tehdit ettiği kişilerle dayanışma gibi talepler yer alıyor.
Sol Parti'li Ulla Jelpke, MHP'yi de kapsayan önergede Ülkücülere yasak getirilmesi konusunu da tekrar soruyor. Alman Hükümeti ise buna şöyle cevap veriyor: "Federal Hükümet, hukuk devleti çerçevesinde sahip olduğu imkanlarla aşırıcılık hedefleri güden gruplara karşı her daim mücadele etmeye hazırdır. Buna, söz konusu grupların yasaklanmasının gözden geçirilmesi de dahildir. Halihazırda gözden geçirilen olası yasaklamalar konularında ise Federal Hükümet prensip olarak görüş belirtmez."