Almanya iki dev zirveye ev sahipliği yaptı. G7 kapsamında Rusya'ya doğu Ukrayna konusunda uyarılır yapıldı, zirve öncesi düzenlenen ve içinde Rusya'nın da olduğu '4'lü Ukrayna zirvesinde' ise barış çağrısında bulunuldu. Beklenmeyen 'Yunanistan çıkışı' ise AB başkentlerinde gündem oldu.
Almanya Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier başkanlığında Lübeck şehrinde toplanan dünyanın önde gelen sanayileşmiş ülkelerinin oluşturduğu G7'nin dışişleri bakanları Rusya'ya doğu Ukrayna'daki çatışmalara verdiği destekle ilgili olarak 'çatışmaları durdur ve ağır silahlarını geri çek' çağrısında bulundular.
Zirveye ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni, Kanada Dışişleri Bakanı Rob Nicholson ve Japonya Dışişleri Bakanı Fumio Kishida katıldı. Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, "Minsk Barış Anlaşması'nda kabul edilen hususlar hayata geçirilmelidir." uyarısında bulundu. Rusya ise görüşmelere davet edilmedi.
G7 zirvesi öncesi ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin ve Fransız mevkidaşı Laurent Fabius ile 'dörtlü zirvede' bir araya gelen Sosyal Demokrat Partili (SPD) Bakan Steinmeier dışişleri bakanları ile birlikte "Ukrayna'daki tarafların çatışmaları sonlandırarak üzerinde mutabık kalınan anlaşmaya uymaları" çağrısında bulundu.
Steinmeier-Lavrov-Klimkin-Fabius dörtlüsü, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcilerinin doğu Ukrayna'daki çatışma bölgelerine erişimlerinin "sürekli ve kısıtlama olmaksızın" sürmesi gerektiği çağrısında bulundular. Toplantıda AGİT, Ukrayna, Rusya ve Rus ayrılıkçıların temsilcilerinden oluşan 'Ukrayna temas grubunun' desteklenmesi amacıyla dört çalışma grubu oluşturulmasına karar verilmesi de dikkat çekti.
İlgili çalışma gruplarının özellikle güvenlik, ekonomik kalkınma ve yeniden inşa hedefli alt yapı oluşumu konularında çalışmalar yürüteceği hatırlatıldı.
"YUNANİSTAN DÜŞERSE HEPİMİZ DÜŞERİZ!" UYARISI
Bu arada G7 zirvesinde terör örgütü IŞİD ve Afrika'daki Ebola salgınıyla mücadele gibi konular da gündeme alındı. Ancak zirvesinin ilk gününde Yunanistan'la ilgili yapılan açıklamalar gündeme damgasını vurdu. AB Dışişleri ve Güvenlik Teşkilatı Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini Yunanistan'ın Euro bölgesinden çıkarılması ile ilgili yapılan tartışmaları sert dille eleştirerek "Eğer bir ülke düşerse diğerleri de düşme tehdidi ile karşı karşıya kalır." uyarısında bulundu.
Diplomatik kaynakların Mogherini'nin sözlerini 'beklenmeyen sert çıkış' olarak nitelendirmesi gözlerden kaçmadı. Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier ise ilgili açıklamayı yumuşatmaya çalışarak "Eğer Avrupa kendi iç sorunlarını çözmeyi başaracak durumda olmazsa dünyanın diğer kısmı AB'yi bir zaman sonra ciddiye almayacaktır." ifadesini kullandı.
Diğer taraftan ise Alman polisi G7 dışişleri bakanları toplantısı için yoğun güvenlik önlemleri aldı. 3 bin 500 polisin görevlendirildiği Lübeck'te çok sayıda yol trafiğe kapatıldı. Yaklaşık 2 bin kişiden oluştuğu bildirilen zirve karşıtları protestolar gerçekleştirdi. Çıkan olaylarda ise 16 kişinin tutuklandığı belirtildi. Ancak NATO karşıtlığıyla tanınan Sol Parti ve Almanya Komünist Partisi tarafından organize edilen bazı yürüyüşler ise resmi kurumlarca iptal edildi. CİHAN