Almanya İşverenler Birliği (BDA) Başkanı Rainer Dulger, Almanya'daki iş gücü açığı sorununa en kısa sürede çözüm bulunamaması halinde Almanya'nın refahını kaybedeceği uyarısında bulundu.
Bild am Sonntag gazetesine konuşan Dulger'e göre, mevcut kalifiye iş gücü açığının tamamen giderilmesi zaten imkansız. Bu nedenle politikacılar en azından zararı azaltmaya çabalamalı.
"Kalifiye iş gücü açığının tamamen giderilmesi mümkün değil ve bu durum ülkeyi refah kaybına sürükleyecek. Politikacılar en azından nitelikli iş gücü açığını azaltmaya çalışmalı" diyen ve Almanya'nın yurt dışında cazip bir ülke olması gerektiğini savunan Dulger, "Peki bunun için Almanya olarak biz ne yapıyoruz? En zor dillerden birine sahibiz, konut piyasası felaket halde, bürokrasi çok ve çocuk yuvalarında hem yer az hem de açık oldukları saatler esnek değil. Yurt dışından nitelikli iş gücü gelmesi için diğer göç ülkeleri gibi bir 'hoşgeldiniz' kültürüne ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
Asgari ücret artışını engelledikleri eleştirilerine ret
DW Türkçe'nin haberine göre Dulger, işveren tarafına yöneltilen ve asgari ücreti cazip hale gelirecek bir ücret artışını engelledikleri eleştirisini de reddetti. Almanya'da asgari ücret artışından Asgari Ücret Komisyonu'nun sorumlu olduğunu belirten Dulger, "Bu komisyonda işveren ve işçi temsilcileri oturuyor, onların önerdiği asgari ücret önerisini de hükümet yürürlüğe koydu" dedi.
Bir sonraki asgari ücret artışı müzakerelerinde daha güçlü bir artış yapılması yönündeki talepleri de geri çeviren Dulger, özellikle koalisyı-on hükümetinin büyük ortağı olan SPD'den (Sosyal Demokrat Parti) gelen artış taleplerine atfen de "Siyaset ücret tespitine karışmasın. Eğer düşük gelirlilerin elinde daha fazla para kalmasını istiyorsa vergileri ve sosyal giderleri azaltabilir" önerisinde bulundu.
Ancak asgari ücret komisyonunun artış önerisi bu sene Dulger'in iddia ettiği gibi olmadı. Üçü sendika, üçü işveren, üç de bilim insanından oluşan dokuz kişilik komisyon son genel asgari ücret tespit müzakerelerinde uzlaşı sağlayamadı. Bunun üzerine Komisyon'daki bilim insanı temsilciler, asgari ücretin önümüzdeki yılın başından itibaren saatte 12,41 euro, 1 Ocak 2025'ten itibaren de 12,82 euro olmasını önerdi, sendiklar ise bunu az bularak sert biçimde eleştirdi.
Almanya'da asgari ücretliler ne kadar kazanıyor?
Almanyada 2015'te yürürlüğe giren genel asgari ücret, federal hükümetin beş yıllığına görevlendirdiği ve dokuz üyeden oluşan bir komisyonu tarafından belirleniyor ve hükümete öneriliyor. Federal hükümet de önerileni kararname çıkararak yürürlüğe koyuyor. Prensipte bizzat hükümetin asgari ücreti yükseltme yetkisi bulunmuyor.
İşveren tarafı iklim koruma hedeflerine de karşı çıkıyor
Almanya'da üçlü koalisyonun ortağı Yeşiller'in birincil hedefi olan iklim koruma ve endüstride yeşil dönüşüm son aylarda işveren tarafından eleştiriliyor. Özellike Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı savaş sonrasında Rusya'dan satın alınan ucuz fosil enerji tedariği kesilmiş, Almanya küresel piyasalardan daha pahalıya alternatif enerji satın almaya başlamıştı. Enerji fiyatlarının rekor derecede artışı başta kimya ve çelik gibi yoğun enerji kullanan üretici sektörüler gelmek üzere eleştiriliyor.
İkitidar ortağı Yeşiller ise içinde bulunulan durumdan 16 yıllık Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) öncülüğündeki hükümetleri sorumlu tutuyor. O dönemde iklim korumanın ihmal edilmesi nedeniyle bugün endüstrideki dönüşümde geç kalındığını ve sıkıntı yaşandığını savunuyor.
İşveren tarafı hükümetten daha fazla kamusal destek talep etse de Anayasa Mahkemesi'nin bütçeyle ilgili verdiği on gün önceki karar bunun imkansız olduğuna işaret ediyor. Anayasa Mahkemesi hakimleri, verdikleri kararda, korona pandemisiyle mücadeleye ayrılan ve harcanmayan 60 milyar euronun iklim koruma amaçlı kullanımının Anayasa'ya aykırı olduğuna huükmetmiş, bunun sonucu olarak yeşil dönüşüme ayrılması planlanan milyarlarca euroluk bütçe dondurulmuştu.
İşverenler Birliği Başkanı Dulger, hükümetin bu koşullarda iklim koruma hedeflerinden vazgeçmesini talep ederek, "Koalisyon ikilim politikasında hedeflediğini yapmaya kalkışırsa Almanya küresel rekabette ayakta kalamaz" diyor. Dulger ayrıca "pek çok işletmenin iflas edebileceğini, nitekim onlardan iklim koruma yönünde talep edilenlerin hayata geçirilmesinin imkansız olduğunu" savunuyor.
Dulger, "Hedeflerin sorgulanmasını, yeşil projelerden geri adımlar atılmasını umut ediyorum. Bunlar günümüz koşullarına uymuyor ve ekonomik yatırım ülkesi olarak Almanya'yı zayıflatıyor. İklim koruma ekonomiye zarar vermemeli" diyerek, serbest piyasanın kendi tedbirleriyle daha uygun mali koşullarda iklim korumada başarılı olacağını öne sürüyor.