Almanya'da Solingen saldırısı sonrasında sığınmacı ve sınır dışı politikalarıyla ilgili patlak veren tartışmalar ışığında ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birlik'ten (CDU) dikkat çekici bir çıkış geldi.
CDU lideri Friedrich Merz, bugün sabah saatlerinde Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz ile yaptığı bir saatlik görüşmenin ardından öğleden sonra bir basın toplantısı düzenleyerek görüşmenin içeriğiyle ilgili ayrıntıları kamuoyuyla paylaştı.
Solingen'de üç kişinin ölümüyle sonuçlanan ve bir Suriyelinin üstlendiği bıçaklı saldırıya işaret eden Merz, "Kendi ülkesi Başbakan'ın elinden kayıyor gidiyor. Artık neyin olmaması gerektiğini söyleme ya da tarif etme değil, sorunları çözme zamanı" dedi.
"Mecliste yeterli çoğunluğa sahibiz"
DW Türkçe'nin haberine göre CDU ve Bavyera eyaletinde teşkilatlı kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlik'in (CSU) oylarının SPD ile birlikte Federal Meclis'te yeterli çoğunluğa sahip olduğunu belirten Merz, iltica ile ilgili yasal düzenlemeler için Başbakan'ın koalisyon ortakları Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'ye (FDP) ihtiyacının olmadığı mesajı verdi.
28 Eylül 2025'te yapılacağı ilan edilen Federal Meclis seçimlerinde birinci parti olarak çıkması beklenen CDU'nun, büyük ihtimalle tek başına iktidar olamayacağı için SPD ile koalisyon kurma olasılığı bulunuyor. Merz'in çıkışı, bu bağlamda da dikkat çekti. Son anketlere göre CDU/CSU yüzde 31, aşırı sağcı AfD yüzde 17, SPD ise yüzde 15 oy oranına sahip. Scholz'un koalisyon ortakları Yeşiller ve FDP'nin oy oranları ise sırasıyla yüzde 11 ve yüzde 5 civarında.
İltica, ikamet ve polis yasasında değişiklik teklifi
İltica ve ikamet hukuku ile sınır polisi yasalarında değişiklikler gerektiğine vurgu yapan CDU lideri, "Birlik partileri ve SPD bunu Yeşiller ve FDP olmadan da yapabilir. Bizim için konu hükümetin bir parçası olmak değil. Ama düzensiz göçün Almanya'da kontrolden çıkmasında CDU/CSU da suçsuz değildir. Bu nedenle koalisyonun iyi niyetli kesimleriyle sorunu çözmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Merz, bu sabahki görüşmede Scholz'a ayrıca iki tarafın da önemli yasa değişiklikleriyle ilgili öneriler üzerinde çalışacak birer isim ataması teklifinde bulunduğunu kaydetti.
Siyasi yelpazenin merkezinin artık ortak çözümler üretememesinin acı bir durum olduğunu belirten Merz, "Vatandaşlar haklı olarak, başta ben ve Scholz olmak üzere siyasetten sorunları tanımlamasını değil çözmesini bekliyor" dedi.
"Önümüzdeki birkaç gün içinde yanıt bekliyorum"
Scholz'un, göç politikasında iş birliği teklifine olumlu yanıt vereceğine inandığını belirten Merz, Başbakan'ın görüşme sırasında herhangi bir görüş bildirmediğini, konu üzerinde düşüneceğini ve kısa süre içinde yanıt vereceğini söylediğini kaydetti. Başbakan'ın önümüzdeki birkaç gün içinde yanıtını bildirmesini beklediğini belirten Merz, Federal Meclis'in 9 Eylül'de başlayacak ilk oturum haftasında ilk görüşmelerin yapılmasının ve ilk kararların çıkmasının önem taşıdığını vurguladı.
Almanya'ya süren düzensiz göç akınının önlenmesi gerektiğini belirten Merz, iltica başvurusu için gelen kişilerin sınırdan geri gönderilmesini savundu. Söz konusu kişilerin hepsinin Almanya'ya varmadan önce en az bir güvenli ülkeden geçmiş olduğunu belirten CDU lideri, bu nedenle sınırdan geri çevirme uygulamasının hukuken mümkün olduğunu kaydetti. Merz, yine de AB hukukuyla ilgili sorunlar çıkması durumunda, yasanın değiştirilebileceğini ya da Almanya'ya özgü bir "ulusal acil durum" ilan edilebileceğini belirtti.
Scholz'dan ilk tepki
Başbakan Scholz, Merz'in açıklamalarına kamuoyu önünde ilk tepkiyi, Jena kentindeki bir seçim kampanya etkinliğinde verdi. Merz'in düzensiz göçün azaltılması konusundaki iş birliği teklifini memnuniyetle karşıladığını belirten Scholz, hükümetin bu konuyla ilgili önceden harekete geçmiş olmasının asla rahatça arkaya yaslanması anlamına gelmeyeceğini, pratik önerilerden memnuniyet duyduklarını kaydetti.
Hükümetle muhalefetin iş birliğine gitmesinin her zaman için önemli olduğunu belirten Scholz, Merz'in, koalisyon ortaklarına ihtiyaç olmadan yasaları meclisten birlikte geçirme önerisi hakkındaysa bir açıklamada bulunmadı.
Merz'in önerilerinin ayrıntılarına girmeyen Başbakan, "Bunları ilkeler doğrultusunda, bu ülkeyi birlikte şekillendirme tarzımıza uygun bir biçimde yapmamız da önem taşımaktadır" mesajı verdi. Scholz, hükümetin uluslararası antlaşmalar, AB hukuku ve Alman anayasasına bağlılığına vurgu yaparak Merz'in Afgan ve Suriyelileri ülkeye girmeden sınırdan geri çevirme teklifine gönderme yapmış oldu.
Koalisyon hükümetinin düzensiz göçle mücadele konusunda yetersiz kaldığı eleştirilerini reddeden Scholz, hükümetin aldığı önlemlerin etkisini göstermeye başladığını, düzensiz göçmen sayısında azalma kaydedildiğini ve sınır dışıların arttığını söyledi.
Suç işlemiş kişilerin Afganistan ve Suriye'ye de gönderilebilmesi konusunda çalıştıklarını vurgulayan Başbakan, "Herkes şuna güvenebilir. Bu niyeti uygulamaya da geçirebilmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu, tüm hükümet olarak taahhüt ettiğimiz bir şey ve Başbakan olarak benim de isteğim" diye konuştu. Ancak Scholz, konuyla ilgili Yeşiller yönetimindeki Dışişleri Bakanlığının çekinceleri bulunduğuna da işaret etti. Afgan ve Suriyelilerin sınır dışı edilmesine karşı çıkanlar, Taliban ve Esad rejimlerinin yönetimi altında sınır dışı edilen kişilerin güvende olmayacağını savunuyor.