Almanya'da 5 ay geçmesine rağmen bir hükümet kurulamamasında artık sona gelindi. “Büyük Koalisyon” Merkel-Schulz görüşmelerinde prensipte nihai anlaşmaya varıldı.
Anlaşma taslağındaki dikkat çeken maddelerden biri; Türkiye’nin şartları yerine getirinceye kadar AB’ye üyelik sürecinin durdurulması... Taslak metninde, Türkiye ile yeni bir fasıl açılmaması konusunda görüş birliğine varıldığı ifade ediliyor.
Merkel'in partisi Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti SPD, ocak ayından bu yana görüşmeleri sürdürüyordu.
NTV’nin Alman Der Spiegel’e dayandırdığı haberine göre, sonunda anlaşma sağlandı.
Alman basınında anlaşmanın detaylarına ilişkin olarak farklı haberler servis edilmeye başlandı. Alman Bild gazetesi, koalisyon sözleşmesi gereğince Sosyal Demokrat Parti SPD’nin; dışişleri, maliye ve çalışma bakanlıklarını aldığını yazdı.
Martin Schulz'un hükümette dışişleri bakanı olarak yer alacağı, Hamburg Belediye Başkanı Olaf Scholz'un da maliye bakanı olacağı belirtiliyor.
Schulz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya seçimlerine yönelik yaptığı boykot çağrısını "Erdoğan ölçüyü iyice kaçırdı" sözleriyle eleştirmişti ve "Erdoğan ölçüyü iyice kaçırdı. Özgür ve demokratik Türkiye için savaşanlara daha çok destek olacağız" demişti.
Koalisyon hükümetinin en küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik CSU'nun lideri Horst Seehofer ise içişleri bakanı olacak Alman basınında yazılan haberlere göre.
Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik CDU ise, ülkenin lokomotif konumundaki ekonomi ve savunma bakanlıklarının sahibi olacak.
Anlaşmaya varılmış olması sürecin bitmiş olduğu anlamına gelmiyor Almanya’da. SPD, koalisyon anlaşmasını parti üyelerinin onayına sunacak. 463 binden fazla üye koalisyonun imzalanıp imzalanmaması yönünde nihai görüşünü beyan edecek.
Peki, bu 4 aylık süreçte neler yaşandı, bugüne nasıl gelindi?
Almanya Eylül 2017’de genel seçimlere gitti. Şansölye Angela Merkel'in partisi CDU birinci parti olarak çıktı ama beklenen oy oranına ulaşamadı.
Seçimde oylarını artıran ve bir nevi “kazananlar” olarak kamuoyuna geçen partiler; Hür Demokrat Parti FDP ile İslam ve mülteci karşıtı popülist AfD’ydi.
Başbakan Merkel, 'Jamaika Kolisyonu' adı verilen üçlü koalisyon görüşmelerine liderlik etmişti ama buradan başarısızlıkla ayrıldı. Temel anlaşmazlık mülteci politikasıydı Hür Demokrat Parti, Yeşiller ve CSU arasındaki.
Merkel, ya erken seçime gidecekti ya da son iki dönemdeki hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti SPD'nin kapısını çalacaktı. Devreye Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier girdi ve iki lidere koalisyon hükümetini kurmaları konusunda baskı yaptı. Schulz'un ilk başlarda isteksiz davrandığı ikili görüşmeler neticesinde uzlaşıya varıldı.
