Son dönemde basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik girişimler Avrupa'da Türkiye karşıtlarının elini güçlendirirken Türkiye dostlarını ise zor durumda bırakıyor. Özellikle Avrupa Birliği'nin motor gücü Almanya'daki Türk kökenli milletvekilleri, medyaya operasyonlarla sarsılan imajından dolayı artık Türkiye'yi savunamıyor. İpek Medya Grubu'na yapılan polis baskınını ve seçim öncesi muhalif medyanın susturulacağı iddialarını değerlendiren Başbakan Angela Merkel'in partisi Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) Yönetim Kurulu Üyesi ve Kuzey Ren Vestfalya (KRV) milletvekili Serap Güler, medyaya operasyonların kendilerini, başta parti içinde olmak üzere Türkiye karşıtlarına karşı ülkemizi savunamaz hale düşürdüğünü söyledi. Zaman'a konuşan Güler, Gezi Parkı protestoları sırasında yaşananlarla Türkiye'de demokrasinin çok zayıf olduğunun görüldüğünü ifade ederken, “Hele son gelişmelerden sonra Türkiye'nin maalesef hiç savunulabilecek bir tarafı kalmadı. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine partimizde olumsuz bakanlar önceden de vardı. Ama bu olaylardan sonra onların eli çok güçlendi. Daha önce dini gerekçeleri gösterenlere, ‘AB Hıristiyan kulübü değil' diye savunabiliyordunuz. Ama demokrasinin zayıflığı işin içine girince, gerçekler ortaya çıkınca bunlara karşı argüman da bulamıyorsunuz. Türkiye'nin AB'ye girip girmemesi CDU'da konu bile değil artık. (Türkiye) o kadar uzağa kaydı ki.” şeklinde konuştu.
Yeşiller Partisi KRV Milletvekili Arif Ünal da Güler'le aynı fikirde. “Son yıllarda Türkiye'nin Avrupa'daki imajı ne yazık ki gittikçe kötüye gidiyor.” diyen Ünal, “Gazetecilerin tutuklanması, yayın kuruluşlarının aranması... Türkiye'yi anlatmakta gittikçe zorlanmaya başladık.” dedi. Ünal, demokrasinin işlemediği bir ülkede de yabancı yatırımcının kaçacağı uyarısını yaparak şöyle konuştu: “Politik ve toplumsal alanda bir kargaşa olması, basın özgürlüğünün olmaması o ülkeye yapılan yatırımların gittikçe azalacağı anlamına geliyor. Hatta yatırım yapmış olanlar da yarın hepsi çekip gidebilir. Gerek ekonomi gerekse turizm kötü etkilenir.”
‘DESPOTLAR MUHALEFETİ SUSTURUR'
Avustralyalı eski Başbakan Barrie Unsworth da Türkiye'de özellikle medyaya yapılan baskınları endişeyle takip ettiklerini söyledi. Türk dostu olarak bilinen Unsworth, kasımda yapılacak seçimler öncesinde İpek Medya Grubu'na yapılan polis baskınını ‘çok vahim bir gelişme' olarak değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de şahsen tanışan bir siyasetçi olan Unsworth, uzun yıllardır iktidarda olan Erdoğan'ın değişim yaşadığını ifade ederek, “Şimdi her şeyi kendi kontrolü altına almanın peşinde. Bu durumun tek bir tarifi vardır ki, bu da onun bir ‘despot' olduğudur. Peki despotlar iktidarda nasıl kalırlar? Muhaliflerini sustururlar. Türkiye'de de şu anda olan budur.” yorumunu yaptı.