Türkiye- Almanya ilişkilerinde gerilim tırmanırken, Merkel hükümeti belirlediği "üç ayaklı" stratejiyle, Ankara üzerinde ekonomik baskıyı arttırıyor.
AB mali yardımlarında yüzlerce milyon euroluk kesinti için Brüksel’de girişimde bulunan, ikili kapsamdaki ekonomik destekleri gözden geçiren Alman hükümetinin, üçüncü adım olarak Avrupa Yatırım Bankası (AYB) kredilerini de mercek altına aldığı öğrenildi.
DW Türkçe'ye konuşan Alman yetkililer, Türkiye'de siyasi gerekçelerle tutuklanan Alman vatandaşlarının serbest bırakılmaması, Ankara'dan yapılan son açıklamaların gerilimi daha da tırmandırması nedeniyle, Berlin'in ekonomik baskı oluşturmak amacıyla adımlarını sürdüreceğini kaydettiler.
Bu kapsamda, AKP hükümeti ve AKP'li belediyeler açısından da önem taşıyan, altyapı ve kalkınma hamlelerine büyük destek sağlayan Avrupa Yatırım Bankası kredilerinde de sınırlamalara gidileceği öğrenildi.
AYB kredileri
1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’yi destekleyen, AB adaylığının ardından bu desteğini arttıran Avrupa Yatırım Bankası bugüne kadar Türkiye’ye 25,8 milyarlık kredi verirken, yalnızca 2015 yılında 2,3 milyar eurodan fazla mali destek sağladı.
AB’nin bankası olan Avrupa Yatırım Bankası’nın hissedarları 28 üye ülke. Banka, AB politikalarının uygulanması hedefiyle hareket ediyor, AB kurumlarıyla yakın işbirliği halinde çalışmalarını yürütüyor.
Bankanın hedefi, “AB siyasi hedeflerine katkı sağlayacak, sürdürülebilir yatırım projelerine, mali destek ve uzmanlık verilmesi” olarak tanımlanıyor.
Hem kamuya hem de özel sektöre, kalkınma ve istihdama katkı amaçlı uzun vadeli yatırım kredisi veren bankanın verdiği garantiler başka kaynaklardan, diğer borç verenlerden kredi teminini de kolaylaştırıyor.
Amaç AKP iktidarı üzerinde baskı
DW Türkçe’ye konuşan Alman yetkililer, AB ile tam üyelik müzakereleri yürüten ve bu nedenle aday ülkeler statüsünde Avrupa Yatırım Bankası'nın kredi desteğinden yararlanan Türkiye’den yapılacak başvuruların, artık farklı bir bakışla değerlendirilmesi beklentisinin üye ülkelere aktarıldığını bildirdi.
Alman yetkililer, Türkiye'nin son dönemde AB’ye tam üyelik hedefinden, demokratik hukuk devletinden uzaklaştığını belirtirken, bundan sonra AKP hükümeti, AKP'li yerel yönetimler, kuruluşlar ve iktidara yakın şirketlere mali desteğin sınırlandırılacağını kaydetti.
Üst düzey bir yetkili, “Krediler tümüyle kesilmeyecek, uygun görülen proje ve girişimlerden yana destek sürdürülecek” bilgisini aktardı.
AB kulislerinde, Türkiye'nin önde gelen bir telekomünikasyon şirketinin, Avrupa Yatırım Bankası'ndan 200 milyon euroluk kredi talebine onay verilmemesi yönünde eğilim olduğu konuşuluyor.
DW Türkçe’ye konuşan diplomatik kaynaklar, bu şirket üzerinde AKP hükümetinin büyük etkisi olduğunu belirterek, hükümete yakın bu telekomünikasyon şirketinin başvurusuna birçok üye ülkenin soğuk baktığına dikkat çekiyor.
İtalya'dan itiraz
Merkel hükümeti, Avrupa Yatırım Bankası’nın bundan sonra Türkiye’ye verilecek kredilerde “seçici olmasını" ve Türkiye’deki siyasal iktidara mesafeli tutum takınması beklentisini AB'deki partnerlerine de iletti.
Ekonomik baskıyı arttırarak, Türk siyasi liderliğinin demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları alanlarında adım atmasını bekleyen Almanya'nın bu talebinin, AB içerisinde bazı üye ülkelerden destek bulmadığı öğrenildi.
Özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere ile birlikte en yüksek pay sahibi ülkeler arasında yer alan İtalya’nın Türkiye konusunda radikal politika değişikliğine soğuk baktığı belirtildi. İtalya'nın, bu tarz bir adımın, Türk siyasi liderliği üzerinde beklenen etkiyi yaratmayacağı düşüncesini aktardığı kaydedildi.
Kredi güvencelerine üst sınır
Öte yandan, Almanya'nın ikili çerçevede belirlediği önlemler konusunda da, ilgili bakanlıkların ayrıntılar üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü, bu kapsamda gelecek günlerde yeni kararların açıklanabileceği öğrenildi.
Bu kapsamda, Dışişleri Bakanı Gabriel’in “gözden geçireceğiz” dediği, Türkiye'ye yapılan ihracat ve yatırımlara verilen Hermes kredi garantileri konusunda bir üst sınır belirlenmesi kararlaştırıldı.
Toplamdaki meblağ hakkında bilgi vermeyen yetkililer, “Çalışmalar sürüyor. Bundan sonra garantilerin hangi amaca dönük işlere verileceği daha özenli incelenecek” demekle yetindi.