Dijital ortamda ve mektupla gönderilen oy sonuçları en geç bu gece açıklanacak. Yeşiller üyelerinin çok büyük bir bölümünün de parti yönetiminin önerisi doğrultusunda oy kullanmaları ve hükümetin oluşmasına son onayı vermeleri bekleniyor. Ardından 8 Aralık Çarşamba günü Federal Meclis’te, Angela Merkel’in yerine SPD’li Olaf Scholz, başbakan seçildikten sonra, yeni hükümet resmen göreve başlayacak.
Almanya tarihindeki ilk üçlü koalisyon hükümetinde yer alacak bakanlar arasında hem Almanya hem de uluslararası çapta en merak edilen isimlerden biri dışişlerinin başına geçecek olan Annalena Baerbock. Baerbock, Almanya'da dışişleri bakanlığı görevini üstlenecek ilk kadın siyasetçi olacak.
Annalena Baerbock
Annalena Baerbock
Eş Başkanı olduğu Yeşiller partisinin kurulduğu yıl, yani 1980'de doğan Baerbock, trambolinde profesyonel sporculuk kariyerinin ardından Hamburg’da siyaset bilimi ve ardından Londra’da, uluslararası kamu hukuku okudu. 2005 yılında Yeşiller’e üye olan Baerbock, 2013 yılından bu yana da mecliste milletvekili. 2018 tarihindeyse Yeşiller Partisinin Eş Genel Başkanlığına seçilen Baerbock, 26 Eylül’de, Yeşiller Partisi’nden başbakanlık için aday gösterildi. Ancak yaptığı hatalı açıklamalar, ayrıca kendi yaşamını anlattığı kitabında intihal yaptığının ve kazandığı yan gelirlerini Federal Meclis’e geç bildirdiğinin ortaya çıkması, popülaritesinin düşmesine neden oldu. Yeşiller de seçimde anketlere kıyasla yüzde 10 civarında oy kaybıyla, sadece yüzde 14,8 oy alabildi.
Siyaset uzmanları, Baerbock’un dış politik ve ekonomi konularında eksikliklerini vurgulayarak, siyasi kariyerinin devamıyla ilgili soru işaretlerini tartışırken Yeşiller, koalisyon görüşmeleri süresince eş başkanlarının konumu tartışmaya açmadı. Ancak koalisyon partilerinin anlaşmasından sonra, Yeşiller’in üstlendikleri bakanlıklar arasında dışişlerine Annalen Baerbock’un geleceğinin açıklanması, Berlin’de büyük sürpriz olarak nitelendi. Yapılan bazı yorumlarda, uluslararası ilişkiler gibi Almanya’nın en hassas konularından birine, diplomasi alanında deneyimi olmayan bir ismin getirilmesi hata olarak tanımlandı. Bazı analizlerde ise, Yeşiller’in yönlendireceği yeni dış politikada, demokrasi ve insan hakları konularının daha fazla öne çıkacağı vurgulanırken Baerbock’un bakanlık koltuğuna oturmadan yaptığı ilk açıklamalarda, insan haklarını dış politikanın merkezine konumlandıracağı da ortaya çıkardı. Nitekim geride kalan hafta sonunda yaptığı bir açıklamada, Merkel döneminde sürtüşmelere meydan vermemek için başta Çin olmak üzere bazı ülkelerdeki gelişmelerin görmezden gelindiğini, kendi bakanlığında dönemindeyse otoriter şekilde idare edilen ülkelere, Avrupa Birliği’nin (AB) ortak yaptırım uygulamasını önereceğini açıkladı.
Türkiye-Almanya ilişkileri nasıl etkilenecek?
Hamburg Üniversitesi’nden siyasal bilimci Dr. Yaşan Aydın, VOA Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, Baerbock’un sanılanın tersine uluslararası konularda net bir çizgisi olduğunu ve bunu kararlılıkla uygulayacağını ifade ediyor:
"Annalena Baerbock, transatlantikçi bir siyasetçi. Uluslararası ilişkilerde kural temelli, ideal olarak da Amerikan hegamonyasında bir dünya düzeninden yana."
Yeşiller, son 20 yılda Türkiye politikalarını radikal bir şekilde değiştirdi. 2000’li yılların ortalarında, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine ve AKP hükümetine büyük destek sağlayan Yeşiller, 2010’lu yıllardan itibaren, ülkeyi en çok eleştiren siyasi güce dönüştü. 41 yaşındaki Baerbock, seçim öncesi süreçte, Türkiye ile ilgili yaptığı bir değerlendirmede "Türkiye'deki durum benim ve partim için çok önemli. Türkiye'de demokrasi ve hukukun üstünlüğü, eşitlik ve insan hakları için mücadele eden herkesin yanındayız. İktidar partisi olarak da bu hususta susmayacağız. Tüm siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını ve Kürt sorununda siyasi diyalog ve barış sürecine geri dönülmesini talep ediyoruz. İnsan haklarına ve hukukun üstünlüğüne yönelik sistematik saldırılara ek olarak, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin de şokunu yaşıyoruz. Bu geriye adımın tersine çevrilmesini sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. AB'ye girişle ilgili daha fazla müzakere siyasi hedefimizdir, ama bu ancak Türkiye demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne döndüğünde gerçekleşebilir" İfadelerini kullandı.
Dr. Yaşar Aydın, Baerbock’un dışişleri bakanlığında, Almanya ve Türkiye arasında sürtüşmelerin yaşanması ihtimali bulunduğunu, ancak sonuçta Almanya’nın, devlet ve politik çıkarları nedeniyle ilişkilerin zedelenmeden süreceğini belirtiyor.
Aydın "Baerbock ve partisi Yeşiller’in Türkiye’ye insan hakları ve demokrasi konularında haklı eleştirileri var. Ancak Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ciddi güvenlik ve jeopolitik meydan okumaları da kavramış gözükmüyorlar. Yeşiller’in birçok kesiminde gördüğümüz Türkiye kuşkuculuğu, yeni hükümetin Türkiye politikalarını etkileyecek, muhtemelen bazı adımların atılmasını yavaşlatacaktır. Ancak Baerbock’un bakanlığı Almanya’nın Türkiye politikasını kökünden değiştirmeyecektir. Ayrıca koalisyon anlaşmasında, Türkler ve Türkiye’yle ilgili bir hayli olumlu ve dengeli yaklaşım göze çarpıyor. Örneğin çifte vatandaşlığın kolaylaştırılması, Türkiye’yle olan ilişkilere de olumlu yansıyacaktır. Bunlardan yola çıkınca, yeni hükümet döneminde ve Baerbock’un dışişleri bakanlığında, Türk-Alman ilişkilerinin daha sağlam bir zemine bile oturabileceğini söyleyebiliriz" dedi.