SAMANYOLUHABER | ANALİZ- Arşimidis Piston fabrikalarının sahibi Rum asıllı İstanbullu işadamı Yorgo Papadopulo ile ortaklık kuran Erdoğan Demirören'in 1967 yılında ortağını öldürerek ya da öldürterek mallara ve şirkete el koyduğu iddiası yeniden gündemde.
Haksız el koyma girişimi sonrasında şirket temsilcilerinin Demirören aleyhine dava açtığı belirtilmiş ve bahse konu iddiaların Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) raporunda da yer aldığı ortaya çıkmıştı.
SONER YALÇIN: MİT BELGESİNİ GÖRDÜM
Soner Yalçın, Sözcü gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan “Bir kovulma, bir cenaze” başlıklı makalesinde bir örneğinin Genelkurmay Başkanlığı'nda bulunduğu belirtilen MİT raporuna atıf yaptı.
“MİT belgesini ilk 1988 yılında gördüm.” ifadesini kullanan Yalçın, 13 Aralık 1967’de ölen Yorgo Papadopulo’nun o gün için çok büyük bir servet sayılabilecek 300 milyon liralık servet bıraktığına işaret etti ve ölümünün şüphelerle dolu olduğunu kaydetti.
AVUKAT HİSSELERİNİ SAHİBİ OLDU!
Yalçın makalede şunları kaydetti: “(Papadopulo’nun avukatı) Necdet Çobanlı, Yorgo Bey'in ölmeden bir ay önce 13 Kasım 1967’de mirası paylaştırdığını açıkladı! Şirket hissesini -kırk yıldır yanında çalışan- Lambo Filipidis'e vermiş, ve o da bu 2 bin şirket hissesinin 650’sini Necdet ve Belma Çobanlı’ya satmıştı!”
Yalçın şaibeli şekilde Çobanlı ailesine geçen hisselerin daha sonra Demirören’e devredildiğini belirtti. Aile fertlerinin muvazaalı hisse devirlerini savcılığa beyan etmesi ile başlayan Arşimidis Davası mülkiyet davası olmaktan çıktı.
Dava çok büyüdü; hatta Yorgo Bey'in kravatla öldürüldüğü bile iddia edildi
PAPADOPULO SIRLARIYLA ÖLDÜ
Yalçın makalesinde şu iddialara yer verdi: “MİT belgesini ilk 1988 yılında gördüm...
Dönemin MİT Müsteşarı Korgeneral Burhanettin Bigalı’nın 28 Ocak 1982’de Genelkurmay Başkanlığı'na Arşimidis ile ilgili gönderdiği 11 sayfalık yazısıydı.
Raporda şirket ve ilgili kişilerin faaliyetleri, kişisel menfaatlere dayalı döviz kaçakçılığının yanı sıra Arşimidis şirketinin geçirdiği mali yapı gibi ayrıntılar vardı.
Yorgo Bey'in hangi tarihte, nerede, nasıl öldüğüne dair bile karışıklık vardı:
-'Yorgi PAPADOPULO: Şirketteki hisselerini kendi isteği ile devretmediği, bu hisselerin hile ile gasp edildiği, şüpheli ölüm olayının bu gasp olayı ile ilgili olabileceği sanılmaktadır...'
-'Afradifi PAPADOPULO: Eşi Yorgi PAPADOPULO'dan önce öldüğü iddia edilmekle birlikte nerede ve ne zaman öldüğü belli değildir.'
-'Av. Necdet Çobanlı: Bu olaylarda en önemli kişidir...'
-'Erdoğan DEMİRÖREN: Avukat Necdet ÇOBANLI'nın yardımcısı ve suç ortağıdır. ARŞİMİDİS gaspı olayında görev almıştır...'
MİT 'soruşturma sürüyor' dese de dosyanın akıbeti bilinmiyor.
Uzatmayayım...
Cinayeti soruşturan emniyetçi Hayri Kozakçıoğlu’nu emekli olduktan sonra Demirören şirketinde çalıştığına filan girmeyeyim.
Sonuçta: Necdet Çobanlı yüzde yirmi olan hisselerini, Sirkeci'de otomobil yedek parçacısı/ 'Oto Kolaylık' şirketinin sahibi Erdoğan Demirören’e satıp 1977'de ABD'ye gitti. Amerikan vatandaşı oldu...
Erdoğan Demirören ise, Yahudi vatandaşımız Avram Laçin’den Milangaz vs. alarak işlerini çok büyüttü.
Necdet Çobanlı 1993’te yazdığı "Bölük-Börçük" isimli hatıra kitabında Erdoğan Demirören'den tek cümle niçin bahsetmedi? Hâlbuki futbol rantını bile Demirörenlere o öğretti!”
ERDOĞAN DEMİRÖREN KİMDİR?
Soner Yalçın'ın Rum ortağı Papadopulo'yu öldürüp mallarını gaspetmekle itham ettiği Erdoğan Demirören, 28 Ağustos 1938 tarihinde Bursa'nın İnegöl ilçesinde dünyaya geldi.
Saint Benoit Lisesi'nden mezun olan Erdoğan Demirören, babası Şükrü Demirören'in 1957 yılında vefat etmesi üzerine genç yaşta oto yedek parça ithalatı yapan Kolaylık Oto Müessesesi’nin başına geçti.
Demirören Holding; Milangaz, Likidgaz ve Mutfakgaz gibi markalarla sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) sektörünün en büyük grupları arasında yer alıyor. Grubun piston imalatı yapan bir tesisi de var.
8 Haziran 2018’de hayatını kaybeden Erdoğan Demirören'in oğlu Yıldırım Demirören ise Beşiktaş Jimnastik Kulübü (BJK) başkanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı görevlerini ifa etti.
Baba-oğul Demirören, AKP lideri Erdoğan'ın medya ve spor camiasına hükmetme planlarında baş rolü üstlendi.
ERDOĞAN’A “PATRON” DEDİ, TELEFONDA AĞLADI
Demirören grubu, Aydın Doğan’a ait Milliyet ve Vatan gazetelerini 2011 yılında AKP iktidarının desteğiyle satın almıştı.
Hükümetle ile terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan arasındaki müzakerelerin zabıtlarının 28 Şubat 2013’te Milliyet gazetesinde yayımlanmasının ardından gazetenin yeni sahibi Erdoğan Demirören’in dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesi basına sızmıştı.
Milliyet'in 28 Şubat 2013 tarihli "İmralı Zabıtları" manşeti AKP ile PKK arasındaki gizli pazarlıkları deşifre etmişti.
O gün 75 yaşındaki Demirören’in telefonda Erdoğan’a hitaben, “Üzdüm mü seni patron? Gereğini yapacağım.” sözlerini sarfetmesi ve görüşmenin sonunda ağlaması medya tarihine kara bir leke olarak geçmişti.
O görüşmeden birkaç gün sonra Genel Yayın Müdürü Derya Sazak, Milliyet’ten kovulmuştu.
MEDYAYI ELE GEÇİRME HAREKÂTINDA BAŞROLDE
Erdoğan’ın “kelle” isteğine gazetecileri kuran vererek boyun eğen Demirören sadakatinin karşılığını almaya devam etti.
2018 yılında Hürriyet, Posta ve Fanatik gazeteleri ile Kanal D ve CNN Türk televizyonlarının da aralarında olduğu Doğan Medya Grubu şirketlerinin tamamını 890 milyon dolara devraldı.
Demirören’e krediyi de çiftçiyi desteklemek için kurulan Ziraat Bankası iki yıl anapara ödemesiz 10 yıl vadeli olarak tahsis etmişti.
Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda muhalefet partilerinden gelen eleştirilere, “Paramız vardı verdik. Ne var bunda!” diye cevaplamıştı.
Böylece AKP iktidarının 3-4 yıldır devam eden medyayı tamamen kontrol altına alma harekâtında son darbeyi indirme görevini Demirören üstlenmiş oldu.
TARİH: 16 Nisan 2016. Erdoğan Demirören (soldan 3'üncü), Fransız Total'in Türkiye haklarının devir mukavelesine imza atmıştı.
HÜKÜMET “KANUNİ KUMAR” İHALESİNİ DEMİRÖREN’E VERDİ
Bunun karşılığında hükümet, İstanbul Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nde imar mevzuatına aykırı inşa edilen Demirören AVM’ye göz yumdu ve Fransız Total’in akaryakıt bayilerinin Demirören’e geçmesini sağladı.
Son kıyak da “iddaa”lı oldu. “Kanuni kumar” diye nitelendirilen ve spor müsabakalarında bahis oynatma hakkını elinde bulunduran “iddaa” kurumunun işletme hakkını 10 yıllığına Demirören’e verildi.
İhalenin geçen hafta Rekabet Kurumu tarafından onaylanması ile iddaa’nın Demirören’e devri tamamlandı. Demirören 10 yıl için toplam 200 milyar lira bahis hasılatı taahhütünde bulundu. İlk yıl için verilen hasılat garantisi ise 17 milyar lira.
27 Kasım 2018’de yapılan ilk ihalede sadece Turkcell’in İnteltek firması teklif vermiş, ancak ihale ocak ayında iptal edilmişti.
ERDOĞAN'I DESTEKLEDİĞİ SÜRECE MESELE YOK
Demirören-AKP ittifakı, Erdoğan'ın 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını örtbas edebilmek maksadıyla sermaye, siyaset ve bürokrasi cenahında kurduğu kirli ittifaklardan sadece biri.
Kirli ittifakın diğer ayağındaki isim olan Erdoğan Demirören şimdi hayatta değil. Demirören bir insanın maruz kalabileceği en ağır ithamlardan biri olan "cinayete azmettirmek ve gasp" suçunu işlemekle itham edilse de dosyayı açmaya cesaret edecek tek savcı çıkmayacak.
Türkiye'de işin aslını tahkik edip müphem kısımları aydınlığa çıkaracak savcı kalmadığı için Papadopulo'nun cinayet kurban gittiği iddialarının Erdoğan Demirören'in oğlu Yıldırım Demirören'in hızlı yükselişine mani olma ihtimali yok.
O SERVETİN KAYNAĞI AÇIKLANACAK MI?
Kendisini destekledikleri sürece Erdoğan müttefiklerini el üstünde tutuyor. Onun için hukukun dışına çıkmak teamüle dönüştü.
Eli kanlı suç örgütü liderleri ile yan yana görünen bir iktidar, Arşimidis'in sahibi Papadopulo'nun ölümü ve Demirören'in servetinin kaynağını açığa çıkarabilir mi?
Böyle bir dönemde 52 sene evvelki ölümün üzerindeki sır perdesinin MİT'in hazırladığı rapora rağmen aralanmasına ihtimal verilmiyor.