NURULLAH KAYA
Ergenekon üyeliğinden hapis yatan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, AKP’ye geçeceğini ilan etti. Metin Feyzioğlu’nun atamasından sonra böylece Ulusalcılarla AKP’nin ortaklığı pekişmiş oldu. Ergenekon soruşturmaları kapsamında tutuklanan Mehmet Ali Çelebi, görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeyken Tayyip Erdoğan ve AKP hükumetinin en azılı düşmanlarından biriydi. Erdoğan’ın Ulusalcılarla kurduğu ittifak sonrasında hapisten çıkan Çelebi, önce CHP’den milletvekili oldu sonra bağımsız vekil olarak mecliste yerini aldı. Hapisteyken CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nın şahitliğinde nikahı yapılan Çelebi, bugün yaptığı açıklamayla AKP’ye geçtiğini resmen duyurdu. AKP’li yetkililer, Çelebi’nin AKP rozetini de Erdoğan’ın takacağını ilan etti.
23 Temmuz 1984 tarihinde Ankara'da doğan Çelebi, İlk ve orta öğrenimini Amasya'da tamamladı. Maltepe Askerî Lisesini birincilikle bitiren Çelebi, 2007'de Kara Harp Okulunu 4. olarak bitirdi ve teğmen oldu .Ergenekon davaları kapsamında, “örgüt adına Hizb ut-Tahrir örgütü içine sızarak faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla 18 Eylül 2008’de tutuklandı, 41 ay cezaevinde kaldı, 11 Mart 2014 tarihinde Metin Feyzioğlu'nun arabuluculuğunda Erdoğan'la yapılan görüşmeler sonrası hapisten çıkan Ergenekoncular arasındaydı. CHP 35 ve 36. Kurultaylarında Parti Meclisine girdi. 2018 genel seçimlerinde milletvekili seçildi. 29 Ocak 2021 tarihinde CHP'den istifa etti. 17 Mayıs 2021 tarihinde Muharrem İnce'nin kurduğu Memleket Partisi'ne katıldı. 25 Şubat 2022 tarihinde Memleket Partisi'nden istifa etti.
Gelelim Çelebi'nin Ergenekon iddianamelerindeki geçmişine ve faaliyetlerine. Kara Harp Okulu içinde hücre şeklinde oluşturulmuş örgütsel bir yapılanma meydana getiren Çelebi, mezuniyet sonrası da TSK'da görevdeyken de diğer askeri okul öğrenciler üzerinde etkili bir şekilde takip yapmaya devam etti. Öğrencileri Başbakana ve Cumhurbaşkanına karşı bilinçli bir şekilde kışkırttığı, hükümetin silahlı bir darbe ile ortadan kaldırılması gerektiği hususunda sürekli propaganda yaptığı kaydedildi. Çelebi, askeri okullarda yaptığı fişlemelerle de gündeme gelmişti. Öğrencileri ve TSK’daki çalışanları görüşlerine, kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına göre listeleyen Çelebi’nin örgüt adına tam bir görev adamı olduğu ortaya çıkmıştı. TSK’dayken üstleri tarafından geleceğin önemli makamlarına düşünülen Çelebi hırsıyla dikkat çekiyor.
Bugünlerde AKP’ye ve Erdoğan’ı yere göğe sığdıramayan Çelebi’nin, aktif görevdeyken Erdoğan için söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil. Çelebi, Çalıkuşu ile yaptığı başka bir görüşmede ise isim vermeden “İhanetin cezası ölümdür, unutanlara önemli bir hatırlatma” diyor ve “Tabii ihaneti vataniye kanunu ya, 24’ün anayasası bunlar tabii” cevabını alıyor. Yasal yapılan telefon dinlemelerinde Çelebi’nin örgütün içinde kullandığı kayıt dışı telefon hattıyla ilgili şunlar iddianamaye yansıyor; Noyan Çalıkuşu ile Hamza Demir’in aralarında yaptıkları bir görüşmede; Hamza Demir’in özel bir telefon hattı aldığını kimsenin üzerine kayıtlı olmadığını artık bu hatla görüşme yapacaklarını söyleyerek "Bir tane de Çelebi'ye aldım" dediğini, Noyan Çalıkuşu’nun da "Bundan benim de almam lazım" dediği, Hamza Demir'in "H.'ın babası yapıyo, ona ben telefon açıyım da bir tane de sana ayarlasın, Hacıbektaş’tan ayarlıyorlar" dediği, Noyan Çalıkuşu'nun da "Tamam Çelebi’ye verirsin sen uğraşma, Çelebi halleder o zaman..."
Çelebi, Malatya’daki Zirve Yayınevi Davası’nda yakından takip ettiğim emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur ile birlikte yargılandığı ikinci Ergenekon iddianamesinde yer alıyordu. Çelebi, Daha genç bir subayken hukuka aykırı olarak önemli kişilerin verilerini kaydediyor. Ve bunları mail yoluyla Neriman Aydın’a gönderiyor. Daha sonra örgüt içinde yönetici pozisyonuna geçen Çelebi, Ergenekon sanıklarından Kemal Aydın ve Neriman Aydın kardeşlerle emir-komuta zincirini andıran hiyerarşik bir ilişkide olduğu ortaya çıkıyor. Çelebi’nin Kemal Amca ve Neriman Teyze diye hitap ettiği, örgütün bu önemli isimleriyle ciddi bir görüşme trafiği tüm kayıtlara yansıyor. Şener Eruygur’un altında görev yapan bu iki kişi aldığı talimatları teğmen Çelebi’ye iletiyor. Çelebi, Hizb-ut Tahrir örgütüyle bağlantılı Süleyman Solmaz’la da ciddi bağlantıları bulunuyor. Kuvay-ı Milliye Derneği Genel Başkan Yardımcısı Durmuş’un yönlendirme, emir ve talimatlarıyla Ergenekon’un Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızma faaliyetleri kapsamında faaliyetlerde bulunuyor. Çelebi, Neriman Teyze’sinin bir toplantıyı not alarak izlemesi talebine önce “Normalde yasadışı” dedikten sonra “bir bakacağını” söyleyerek cevap veriyor. Kemal Amca’sı ise bir başka şahısla yaptığı görüşmede Teğmen Çelebi’yi yere göğe koyamıyor: “Hizbut Tahrir’in belgelerini falanı filanı topladı yalla… Taksici şoförle konuşurken Hizbut Tahrirci olduğunu anladı, telefonunu aldı ondan o bizim çiroz…Ondan sonra o Noyan’la birlikte Cumartesi Pazar kayda aldılar resimlerini çektiler adamın…” Karşı tarafın, “Mehmet Ali mi becerdi bu işi” sorusu üzerine ise, “He Mehmet Ali, abi ben sana söyleyeyim o çocuk valla geleceğin genelkurmayı” diyor. Ölmek ve öldürmekten çekinmediklerini belirten örgüt üyeleri örneğin Eruygur’a hitaben yazdığı bir notta şu ifadeler yer alıyordu: “Değerli Büyüğüm, biz 65 yıldır sizi bekliyoruz. Ama ortada yoksunuz. Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi biz göze aldık, siz de alıyorsanız başlayalım, deriz.”
Mehmet Ali Çelebi’nin yasa dışı bağlantılar ve delillerle ortaya konan suçlarda ayrıca Kemal Aydın, Neriman Aydın, Durmuş Ali Özoğlu’nun talimatları doğrultusunda örgüt üyelerinin Özel Kuvvetler Komutanlığına sızmaya teşvik ettiği, kendisinde de oluşan bu bilincin örgüt üyelerinde oluşturulması için azami özen gösterdiği ve kayıtlı konuşmalardan ve şüphelilerin ifadelerinden açıkça anlaşıldığı kaydedilmektedir.