Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, bireysel başvuru istatistiklerini açıkladı. Rapora göre yapılan başvurular arasında en çok ihlal kararı verilen başlık; adil yargılanma hakkı.
Rapor 23 Eylül 2012 ila 31 Mart 2020 yıllarında yapılan başvuruları kapsıyor. Bireysel başvuru hakkının tanındığı 2012’de, Anayasa Mahkemesi’ne toplam bin 342 bireysel başvuru yapıldı. Bu sayının yıllarla birlikte katlandığı gözlemleniyor.
Yaklaşık 8 yıl içinde yapılan başvuru sayısı 31 Mart itibarıyla, 266 bin 466 oldu. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, şu ana kadar yapılan başvuruların yüzde 82,9’unun sonuçlandırıldığını duyurdu.
“Hiçbir ülkede olmayan iş yüküyle karşı karşıyayız"
Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı, 23 Eylül 2012’de tanınmıştı. Bundaki temel amaçlardan biri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmeden önce iç hukuk yollarını tüketmek ve AİHM’e yapılan başvuru sayısını azaltmaktı.
Hakkın tanındığı tarihten bu yana Anayasa Mahkemesi’nin yükü ağır. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, geçen yıl 23 Eylül’de katıldığı bir konferansta, “Bireysel başvuruyu benimseyen hiçbir ülkenin Anayasa Mahkemesi'nin görmediği kadar ağır iş yüküyle karşılaştık. Başlangıçta iş yükümüz çok ağır değildi. 4 bin, 5 bin, 10 bin civarında derdest başvurularla gidiyorduk. Fakat bunun böyle olmayacağını biz tahmin ediyorduk. Bugün geldiğimiz noktada gerçekten yine dünyada hiçbir anayasa mahkemesinin karşılaşmadığı bir iş yüküyle karşı karşıyayız. Şu anda derdest 47 bin bireysel başvuru var Anayasa Mahkemesi’nin önünde. AİHM’e 47 ülkeden toplam yapılan başvuru sayısı 62 bin olduğunu düşünürsek 47 bin bireysel başvurunun, Türk Anayasa Mahkemesi açısından ne büyük bir yük getirdiğini daha rahat anlayabiliriz” ifadelerini kullanmıştı.
Yüzde 90 "Kabul edilemezlik" kararı
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın raporuna göre, 2012’den bu yana yapılan başvuruların yüzde 90’ında mahkeme “Kabul edilemezlik” kararı verdi. Yani başvuruları kabul etmeyerek sonuçlandırdı.
Mahkeme, başvuruları değerlendirmeye almadan önce bir ön inceleme yapıyor. Bu süreçte başvurunun mükerrer olup olmadığı, kişi, yer, zaman ve konu itibarıyla mahkemenin yetki alanına girip girmediği, başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği ve başvurunun açıkça dayanaksız olup olmadığı, başvuru hakkının kötüye kullanımını teşkil edip etmediği, önemli bir zararın bulunup bulunmadığı ve başvurunun anayasal açıdan önemi değerlendiriliyor.
Rapora göre sonuçlandırılan başvuruların yüzde 4’ünde en az bir hakkın ihlal edildiği hükme bağlandı. En çok ihlal kararı adil yargılanma konusunda verildi. İhlal kararı verilen toplam 8 bin 875 başvurunun yüzde 50,5’inde adil yargılanma hakkının ihlal edildiği belirtildi.
İhlallerde mülkiyet hakkı yüzde 30,5’le ikinci, ifade özgürlüğüyse 6,6’yla üçüncü sırada.