AYM ret kararında, “Başvuru dosyasında yer alan bilgiler ve ceza infaz kurumu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirildiğinde başvurucuların sağlık hizmetlerine erişim imkanına sahip oldukları, ziyaretçileriyle ve avukatlarıyla görüşmelerine kısıtlamalar getirildiği, ceza infaz kurumunda tutulma nedeniyle yaşamlarına ya da maddi veya manevi bütünlüklerine yönelik ciddi bir tehlikenin ortaya çıktığına dair bilgi ya da bulgunun olmadığı anlaşılmıştır” ifadelerine yer verdi.
Avukatlar, tedbir talebiyle yaptığı başvuruda, Öcalan’la son temasın geçen yıl 25 Mart’ta gerçekleşen telefon görüşmesi olduğunu belirtmişti.
Başvuruda, “Bu tarihten sonra aradan geçen dokuz aylık süreye rağmen müvekkillerin durumu hakkında bilgi edinmek mümkün olmamıştır. Bu süre zarfında müvekkillerle fiziki temas kurulamadığı gibi telefon ya da mektup yoluyla da iletişim kurmalarına müsaade edilmemiştir” denmişti.
Yine başvuru dosyasında şu ifadelere yer verilmişti:
“25 Mart 2021 tarihinden beridir haber alınamayan başvurucuların yaşamları potansiyel risk altındadır. İlerlemiş yaş ve sağlık durumlarının yanı sıra uzun süredir maruz kaldıkları mutlak izolasyon hali ruhsal ve fiziksel bütünlüklerini tehdit etmektedir. Denetim mekanizmalarının ve etkili başvuru yollarının olmayışı risk durumunu büyütmektedir. Anayasa madde 17 ihlalinin (işkence yasağının) oluşturduğu zararın son bulması için aile ve avukatları ile görüşmelerinin sağlanması yönünde İçtüzük madde 73 gereğince tedbir kararı verilmesini talep etmekteyiz.”