Bylock haberleşme programını kullandığı gerekçesiyle terör örgütü üyeliğinden 7 yıl 6 ay ceza alan öğretmen Bestami Eroğlu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Bireysel başvuruyla ilgili kararda, Eroğlu’nun yargılanma süreci anlatıldı. KHK ile mesleğinden ihraç edilen Eroğlu, 27 Aralık 2016 tarihinde tutuklanarak Kayseri T Tipi Cezaevine konuldu. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Eroğlu’na silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla ikinci duruşmada 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme kararında, Eroğlu’nun sohbet toplantılarına katılmasını, sendikaya üye olmasını, Bank Asya’ya para yatırmasını ve Bylock programını kullanmasını örgüt üyeliği delili olarak gösterdi. Eroğlu’nun cezası, önce Bölge İstinaf Mahkemesi, ardından da Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onandı. Ceza onaylanırken de suç delili olarak Bylock kullanması gösterildi.
Eroğlu, mahkumiyet kararının Yargıtay’da kesinleşmesinin ardından AYM’ye ‘Kişisel verilerinin korunmadığı, haberleşme hürriyetinin, kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiği’ gerekçesiyle hak ihlali başvurusu yaptı. Başvurusunda Bylock programının yüklenildiği tarih itibariyle kullanılmasının suç olmadığını, sonradan suç olarak ilan edilmesinin işlendiği zaman suç olmayan bir fiile dayanılarak mahkum olması anlamına geldiğini, bunun da suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal ettiğini belirtti.
BYLOCK SUÇ OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ AMA…
AYM, Eroğlu’nun hak ihlali iddiasıyla yaptığı başvurusunu kabul edilemez buldu. Kararın gerekçesini bugünkü Resmi Gazetede yayınlayan AYM, Bylock’la ilgili büyük bir çelişkiye imza attı. Yüksek Mahkeme, Bylock kullanımının suç olmadığını, ancak örgüt üyeliğine delil olabileceğini savundu. Eroğlu’nun da Bylock kullanımından dolayı değil, örgüt üyeliğinden ceza aldığını belirten AYM, şunları kaydetti: “Başvurucunun Bylock kullanma fiilinden değil örgüt üyeliği sucudan mahkum olduğu vurgulanmalıdır. Bu açıdan derece mahkemenin Bylock kullanımını suç olarak nitelendirmesi söz konusu değildir. Derece mahkemesi başvurucunun Bylock kullanmış olmasını örgüt üyeliği suçunu işlediğinin bir delili olarak kabul etmiştir. Bu sebeple başvurucunun suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal edildiği iddiasının incelenebilir bir temeli bulunmaktadır. Başvurucu suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin anayasal koruma alanına temas eden başkaca bir iddia da öne sürmemiştir. Bu itibarla suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetin temellendirilmediği kanaatine varılmıştır.”