Mitinge Adana'dan gelen Erhan Avcı (38) patlamada hayatını kaybetti, geride çaresiz bir eş ve gözü yaşlı beş kız çocuğu bıraktı. Avcı'nın geçimini eskicilik yaparak sağladığı, tüberküloz tedavisi gördüğü hastaneden 15 gün önce taburcu olduğu öğrenildi.
Eşi Mihrinaz Hanım (33) çocuklarının geleceği için endişeli. 8. sınıfa giden en büyük kızı Havva'yı okuldan almak zorunda kalmış. Şimdi tekstil atölyesinde çalışan Havva, “Biz çok şey istemedik ki... Barış, özgürlük ve mutlu bir hayat istedik. Buna ne hakları vardı! Okumak, aileme bakmak istiyorum.” dedi.
Mihrinaz Avcı, “O, ölümlere dayanamıyordu, barışa destek vermek için yola çıktı.” diye konuştu. Olayın üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen, Cumhurbaşkanı, Başbakan, vali dahil hiçbir devlet yetkilisinin kendilerini arayıp sormadığını söyledi.
Havva (14), Gamze (12), Rabiya (11), Rojin (8), Rojda (5)... Onlar, babalarını Ankara'da kaybeden onlarca çocuktan sadece beşi. Tüberküloz tedavisi gören babalarının hastalığın pençesinden kurtulmasına daha sevinemeden yetim kalan çocuklar, olayın şokunu üzerlerinden hâlâ atamamış. Acılı eş Mihrinaz Avcı (34) da, barışa destek için Ankara'ya giden eşinin tabutunun geldiğini söylüyor. Büyük kızının babasının üzüntüsünden kimi zaman baygınlık geçirdiğini, küçük çocuklarının farkında olmayarak “Babam gelecek” diye beklediğini ağlayarak anlatan Avcı, “İnadına kardeşlik ve barış diyoruz. Ülkede çocuklar babasız büyümesin, anneler evlatsız kalmasın. Artık bu katliamlar olmasın. Bu kadar can gitti, barış olsun.” diyor.
Maddi durumları iyi olmayan aile, babalarının ölümüyle birlikte ekonomik bakımdan iyice zor duruma düşmüş. Mihrinaz Avcı, en büyük kızı 8. sınıf öğrencisi Havva'yı okuldan alıp tekstil atölyesinde çalışmaya göndermek zorunda kaldığını anlatıyor. Beş çocuğu ile ortada kalan Avcı, devletin kendilerine sahip çıkmamasına sitem ediyor: “Şimdiye kadar hiçbir devlet yetkilisi ‘başınız sağ olsun' bile demedi. En azından bir başsağlığı veya durumumuzun sorulmasını beklerdik. Elimizde bir şey yok. Kızımı okuldan çıkarıp, tekstile göndermeye mecburdum. Çünkü çocuklarımla ortada kaldım; bize bakan kimse yok. Haftalık 150 lirayla kardeşlerini okutacak. Ben okumadım; ama kızlarımı okutmak istiyorum.”
Erhan Avcı'nın 65 yaşındaki annesi Perze Hanım da, “Oğlum Ankara'ya barış için gitti. Onu kaybettik. Kimse bizi sormadı. Ciğerimiz yanıyor. Tek isteğim devlet bu çocuklara sahip çıksın.” diye konuşuyor.
OKULU BIRAKMAK ZORUNDA KALAN HAVVA: OKUMAK İSTİYORUM
Ailesi zor durumda kaldığı için okulunu bırakmak zorunda kalan Havva Avcı da “Okumak istiyorum. Bir mesleğim olsun, aileme bakmak istiyorum.” deyip gözyaşına boğuluyor. 11 yaşındaki Rabiya da, “Barış istiyorum. Kimse babasız kalmasın. Allah onların belasını versin.” derken, 12 yaşındaki Gamze şu ifadeleri kullanıyor: “Bizi böyle babasız bırakanlara da Allah aynı acıyı yaşatsın. Biz ne yaptık ki; sadece barış ve özgürlük istedik. Ölümler olmasın, canlar gitmesin, barış olsun. Okuyup aileme bakacağım.”
Zaman