Uluslararası bir araştırma ebeveynin psikolojisinin çocukların notları ve okul başarısını önemli ölçüde etkilediğini ortaya koydu. Araştırmaya göre; anne babanın psikolojik sorunları çocukları okulda başarısız kılıyor. KRV Eyaleti Yerel Sağlık Komisyonu Göçmenler Temsilcisi psikolog Dr. Ali Kemal Gün, araştırmanın önemli bir gerçeği ortaya koyduğuna belirterek, Avrupa'daki Türk kökenli bir öğrencinin okulda başarılı olması için öncelikle ailenin buraya aidiyet duygusu geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Yapılan aktüel bir araştırma anne-babanın psikolojisinin çocuğun notları ve okul başarısını önemli ölçüde etkilediğini ortaya koydu. ABD, İngiltere ve İsveçli bilim insanlarının yaptığı araştırma psikiyatri dergisi Jama Psychiatry'de yayınlandı. Araştırmaya göre örneğin depresyonda bir anne veya babası olan öğrencinin notları sınıf arkadaşlarına göre daha düşük.
Buna göre, psikolojisi bozuk anne veya babanın çocukları okulda derslere motive olamıyor, notları ve okul başarısı düşüyor. 25 yıllık psikolog Dr. Ali Kemal Gün, yerel tecrübe ve araştırmalarla bilenen bir gerçeğin uluslararası bir araştırmayla ortaya konulduğunu kaydetti. Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinin Yerel Sağlık Komisyonu'nda Göçmenler Temsilcisi Dr. Gün, konuyla ilgili CİHAN'ın sorularını cevaplandırdı.
PSİKOLOJİK SORUNU OLAN EBEVEYN ÇOCUĞA GÜVEN VEREMEZ
Kölnlü psikolog Dr. Ali Kemal Gün, insan ve çocuk psikolojisini, çocuk eğitimi ve pedagojiyi bilen herkesin bunu tasdik edeceğini kaydederek "Çünkü bir çocuğun en ihtiyaç duyduğu şey güven unsurudur. Güvendiği insanlarla, güvendiği ortamda olması. Çocuğun yaşam ortamı ev, aile, anne ve baba. Almanca "Urvertrauen" dediğimiz "ana güven"i veren şey anne ile babadır. Anne- babadan birinin ruhsal durumundan dolayı çocuğa güven duygusunu veremeyişi, onunla ilgilenememesi, onu yönlendirememesi, neyin doğru neyin yanlış olduğunu ona anlatamaması çocuğa boşluğa düşürür. Ve çocuğun hem sosyal iletişimdeki yeteneklerini, başarılarını, hem okul başarısını direk olarak etkiler" açıklamasında bulundu.
ÇOCUKLARIN KİŞİLİK YAPISI ANNE BABAYI ÖRNEK ALARAK GELİŞİYOR
Birçok hastasından duyduğu örneği paylaşan Dr. Gün, "Anne babası hasta olan hastalarımdan şunu duydum: Bana neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, neyi yapmam, neyi yapmamam gerektiğini söyleyen kimse olmadı. Dolayısıyla kişilik yapısı oturmuyor o zaman" dedi. Çocukların kişilik yapısının oluşumunu hatırlatan Dr. Gün, "Çocuğun kişilik yapısı öncelikle anne-babanın örnek alınmasıyla gelişiyor. İmitasyon, taklit yoluyla gelişiyor. İlk rol modelleri anne ile baba. Depresyonda olan anne veya baba nasıl rol modeli olabilir? Sabahleyin yataktan kalkamıyor, sosyal ilişkilerden kendini çekmiş. Çocukla iletişimde göstermesi gereken ilgiyi, yakınlığı, sevgiyi gösteremiyor. Çocuk bu özellikleri olan bir insanı rol modeli olarak aldığında ne olur? Ya kendi de depresyonda olur. Ya da bu onun tüm alanlardaki başarısına olumsuz etki eder." diye konuştu.
ÇOCUK, ANNE BABA ARASINDAKİ İLETİŞİMSİZLİĞİ OKULA GÖTÜRÜYOR
Araştırmanın son bölümünde genetik faktörlerden de bahsedildiğini bildiren Dr. Gün, "Bunun ispatı yok ama, bizim her üç hastamızdan birinde, baba veya annesinde ya da soy ağacında o rahatsızlığın en azından belirtilerinin olduğu biliniyor. Genetik faktörlerin de rolü olabilir ama bence esas rol oynayan şey anne ve babanın ruhsal durumundan dolayı çocuğa vermesi gereken şeyi veremiyor olması. Çocuğun anne veya babası depresyonda ise, bu çocuk okula gittiğinde sürekli bununla meşgul olacak, gelecekle ilgili korkuları olacaktır." dedi.
"Çocukların en çok korktukları şey baba ve anneyi kaybetmektir." diyen Psikolog Gün, " Anne baba arasındaki iletişim kötü olduğunda çocuklar onu okula götürüyor. Okulda öğretmen ders anlatırken, çocuğun kafasında başka bir video, film dönüyor. Evde ne olacak, babam bugün nasıl hareket edecek, anneme bir şey olacak mı diye bunlarla meşgul olurken tabii ki derslerini ihmal ediyor." tespitinde bulunuyor.
GÖÇMENLİĞİN GETİRDİĞİ PSİKOLOJİK SORUNLAR ÇOCUKLARA DA YANSIYOR
Avrupa'daki Türk kökenli ailelerin, göçmenlik ve ayrımcılık gibi nedenler kaynaklı psikolojik sorunlarının çocuklara ve okul başarılarına da yansıyıp yansımadığını sorduğumuz Dr. Gün, "Yansımaması mümkün değil. Bir aile o toplumda aidiyet ve kabul gördüğü hissini yaşayamıyorsa, gelecekle ilgili endişeleri varsa bunun çocuklara ve okul başarılarına da yansımaması mümkün değil. Alman toplumunun çoğu dışlayıcı değil.
Ama azınlık olmadan kaynaklanan bir dezavantaja sahip." dedi. Avrupa'daki Türk kökenli bir ailenin okulda başarılı olması için öncelikle ailenin buraya aidiyet duygusu geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Gün, "Örneğin öğretmenin birisi demişti ki; çocuk Almanca çalışmıyor ve diyor ki; anne babam 'biz zaten Türkiye'ye döneceğiz' diyor. Bu olmaz. Burada yaşadığımız sürece burayı ülkemiz, vatanımız gibi görmeliyiz. Döneceksek de döneriz." diyor.
ANNE BABADAKİ AVRUPA'DA KENDİNİ GEÇİCİ GÖRME PSİKOLOJİSİ ÇOCUĞU BAŞARISIZ YAPAR
Eğitimci Danışma Kurulu Dernek Başkanı, Eğitimci – Yazar Mehmet Önel de anne babanın psikolojik durumunun çocukları direk etkilediğine dikkat çekti. Ruhsal durumu bozuk olan anne babanın tavır ve davranışlarının çocuklara da yansıdığını belirten tecrübeli eğitimci, "Anne babanın çocuğuyla diyalogu ne kadar sağlıklı olursa, çocuğun özgüveni ve başarısı o kadar artıyor." dedi.
Avrupa'daki Türk ailelerin kendini burada geçici görmesinin de yanlış bir düşünce olduğunu vurgulayan Önel, "Çocuk nereye ait olduğunu bilmiyor. Burayı ikinci vatanı olarak benimsemeyen ailelerin çocukları okula yeterince asılmıyor. Anne babanın çocuğuna, 'biz Türk'üz, Elhamdülillah Müslüman'ız ama buraya yerleştik. Burası ikinci vatanımız, burada başarılı olmalısın' demesi lazım. Böylece çocuğun amacı ortaya çıkıyor. Çocuklarının başarılı olmasını isteyen anne-babalar bunlara dikkat etmeli." diye konuştu. CİHAN