AP Raportörü Piri: Türkiye, Kopenhag kriterlerinden uzak bir noktada


Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde baz alınan Kopenhag kriterlerinden çok uzak bir noktada olduğunu söyledi. Piri, "Kopenhag kriterlerini sağlıyor olsaydı, şu anda ne zaman Türkiye'nin üyeliği gerçekleşecek, vizeler ne zaman ortadan kalkacak konularını konuşuyor olurduk." dedi. Piri, 3 seçimin yapıldığı 2015 itibariyle reformların ve basın özgürlüğünün askıya alındığını gördüklerini belirtti.

Taksim Point Otel'de düzenlenen toplantıda mültecilerin sorunları ele alındı. Toplantıya katılan Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) çarpıcı açıklamalarda bulundu. Piri, Türkiye hükümetinin tüm kriterlere uyduğu sürece AB'nin de kendi üzerine düşeni yapacağını dile getirdi.

'3 MİLYAR EURO PROJELERE GÖRE DAĞITILACAK'

Suriye'den gelen mülteciler sorununa da değinen Raportör Piri, şunları söyledi: "Çok net söyleyebilirim ki bu para (3 milyar Euro) sayıları Türkiye'de 3 milyona dayanan mültecilerin sorunlarını çözmek için yeterli olmayacak. Avrupa Birliği'nde eksik olan şey bu konunun geniş bir perspektifte, mültecileri yerleştirme konusundaki isteksizliktir. Öncelikle bu isteksizliğin giderilmesi gerekir. Verilecek fon konusunda netleşmeyen kısımlar var. Net olan şudur: Bu 3 milyar Euro'luk bütçe 2 senelik bir süre için verilecek ve bu 2 yıllık süre içinde bu para AB kasasından çıkıp hükümet kasasına gitmeyecek. Burada olacak şey, projeler gelecek. Bu projeler ya sivil toplum kuruluşlarından gelecek ya da diğer kurumlardan gelecek. Bu projelerin bazına göre bu para dağıtılacak. Bu fonun nasıl dağıtılacağı konusunda bir heyet oluşturulacak. Bu heyet hangi projelere bu fondan destek sağlanıp sağlanmayacağına kara verecek. Anladığımız kadarıyla bu heyette Türkiye hükümetinden de temsilci olacak. Ama para bu heyete verilmeyecek. Heyet sadece projelere para verilip verilmeyeceğine karar verecek. En büyük arzularımdan bir tanesi de bu paranın gelecek olan fonun aynı zamanda mültecilere ev sahipliği yapan şehirlere, ülkelere de bir faydasının olması. Mesela Türkiye'nin güneyindeki bazı şehirlerin yarısı Suriyeli mültecilerden, yarısı da Türk vatandaşlardan oluşuyor. Bu iki grup arasındaki barışın da uzlaşmanın da sağlanması çok önemli. Umarım ki bu fon işe yarayacaktır."

'SURİYE'DEKİ DURUM BİR BİLİNMEZLİĞE DOĞRU GİDİYOR'

Piri, mülteci akınını tetikleyen Suriye'deki mevcut durum konusunda ise endişeli konuştu. Piri, "Şuan Suriye'deki durum bir bilinmezliğe doğru gidiyor. Suriye'nin ne olacağı konusunda çok ciddi bir bilinmezlik var. Muhtemel bir geleceğin yaratılmasından önce oradaki çatışmaların durdurulması konusunu dahi konuşamıyoruz. Önce konuşulması gereken şey Suriye'deki çatışmaların durdurulması fakat bu konuyu konuşmadığımız sürece, bu şiddet artmaya devam ettiği sürece bu bizi nereye götürür bilinmez. Son derece endişe verici." ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE KRİTERLERE UYDUĞU SÜRECE AB'DE ÜZERİNE DÜŞENİ YAPACAK'

Türkiye vatandaşlarının Ekim 2016 itibariyle Avrupa ülkelerine vizesiz gidip gidemeyeceği konusuna da değinen Piri şunları söyledi: "Tabi ki olabilir. Böyle bir şeyin olmayacağını söylemek Avrupa Birliği'nin güvenini zedeleyecek bir hareket olacaktır. Sonuçta ortada kriterler var. Ve Türk hükümeti tüm kriterlere uyduğu sürece AB'de kendi üzerine düşeni yapacaktır. Bu kriterlere uyulmasındaki yapılan incelemeler ve araştırmalar da yerindedir. Eğer bu kriterlere Ekim 2016'da uyulursa Ekim 2016'da vizesiz seyahat gerçekleşir. Aralık 2016'da uyulursa Aralık 2016'da gerçekleşir."

'REFORMLAR VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ASKIYA ALINDI'

Piri, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde sahip olması gereken kriterlerde geride kaldığını ifade etti. "Eğer bahsettiğimiz Kopenhag kriterleriyse tabi ki Türkiye bu kriterleri sağlamaktan çok uzak bir noktada." diyen Piri şunları dile getirdi: "Kopenhag kriterlerini sağlıyor olsaydı şuan da ne zaman Türkiye'nin üyeliği gerçekleşecek vizeler ne zaman ortadan kalkacak bunları konuşuyor olurduk. Geçtiğimiz yıl Türkiye çok yoğun bir seçim döneminden geçti ve bu süreçte reformlar askıya alındı. Reformların askıya alınmasından daha da kötü olarak bir sürü haklarda gerilemede oldu. Basın özgürlüğünün askıya alındığını da bu süreçte görmüş olduk. Bu noktada şunu da belirtmek isterim ki bu benim Avrupa Birliği'ne yaptığım eleştirilerden biriydi; mülteci sorunuyla Türkiye'nin üyeliği konusunu birbiriyle karıştırmamamız gerekiyor. İkisini ayrı konular olarak ele almamız gerekiyor ve Türkiye'nin önümüzdeki süreçte eğer yeni anayasa yazım sürecinde daha iyi bir adım atarsa eğer basın özgürlükleri hususundaki baskılar azalırsa Güneydoğu'daki çatışmalar sona ererse ve yeniden bir çözüm süreci başlatılırsa Türkiye'nin Kopenhag kriterlerine yaklaşmasında olumlu bir adım olacaktır."

CİHAN
<< Önceki Haber AP Raportörü Piri: Türkiye, Kopenhag kriterlerinden uzak... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER