AP Türkiye Raportörü Piri: AKP, kriterlere uymaktan uzak
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri, referandumun sonucu ne olursa olsun OHAL’in kalkması gerektiğine, üyelik sürecini yeniden desteklemeyi de ondan sonra değerlendireceklerine dikkat çekti.
- Referandum sonrası Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Referandumun sonucu ne olursa olsun, OHAL kaldırılana dek Türkiye’nin normalleşme sürecine girebileceğini düşünmüyorum. Hükümetin vatandaşları etkilemeyeceğini söylediği OHAL’de on binlerce insan işten çıkarıldı, muhalif vekiller ve gazeteciler hapse atıldı. Türkiye’ye yönelik bir terör tehdidi olduğu açık, ancak insanların bu kadar kolay biçimde ‘terörist’ olarak etiketlenmeleri ve savunma hakkı verilmemesi bizi endişelendiriyor.
- AP’de Türkiye’nin üyeliği konusundaki eğilim nedir?
AP son yıllara dek Türkiye’nin üyeliğinin en büyük destekçisiydi. Sürece inandığı için, AB Konseyi’nin engellediği temel haklarla ilgili 23. ve 24. fasılların açılmasını istiyordu. Gezi protestolarından sonra durum değişmeye başladı. Cumhuriyet’e yönelik operasyonun, milletvekillerinin dokunulmazlığının anayasaya aykırı biçimde kaldırılıp 10 HDP’li vekilin hapse atılmasının ardından, kasımda vardığımız noktada “Türkiye’yle işbirliğimizi sürdürmeliyiz, fakat şu anda AB’ye entegrasyonundan bahsetmek gerçekçi değil” demek durumunda kaldık. Üyelikten bahsediyormuş gibi yapmamızın ne kendi vatandaşlarımıza, ne de Türkiye vatandaşlarına faydası yoktu. Hükümetin icraatlarının AB kriterlerine uymaktan bir hayli uzak olduğunu görmekle beraber, OHAL kaldırıldığında pozisyonumuzu yeniden değerlendirme niyetindeyiz. Ancak bu da aylardır gerçekleşmedi. Türkiye hükümeti de reformları gerçekleştirmeye istekli olduğunda, vatandaşların da bu müzakerelerin faydalarını göreceği farklı bir süreç inşa edeceğimizi umuyorum. Vize serbestisi de önemli bir gösterge olacaktır.
- Türkiye’yle yürütülen pazarlıkları görünce AB’nin demokrasi ve insan hakları savunuculuğuna olan inancınızı nasıl koruyorsunuz?
Kimi siyasetçiler gibi Avrupa’ya ekonomik bir görüş açısından bakarsanız, Türkiye’de gazetecilere, muhaliflere ve insan hakları savunucularına uygulanan baskıları görmezden gelmeniz kolaydır. Umarım ki sonunda entegrasyonu düşünmeden işbirliğine odaklanmayız. Zira uzun vadede AB için yeni bir mülteci krizinden de büyük olan tehdit, istikrarsız ve demokratik olmayan bir Türkiye olacaktır. 79 milyon nüfuslu ve önemli bir NATO müttefiki olan komşumuzun istikrarlı olması ve bizimle aynı değerlere inanması, bizim ulusal çıkarımızadır.
Durum her geldiğimizde kötüye gidiyor
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, parlamenterler Elisabetta Pietrobon, Mariska Heijs ve Jörgen Siil gazetemize destek ziyaretinde bulundu. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’ten gazetemize yönelik baskı hakkında bilgi alan Piri, “Türkiye’de Cumhuriyet ağır darbeler aldı ve gazetecilik faaliyetlerinden dolayı hapiste olan gazetecileri görmek çok üzücü. Özellikle de AB üyelik sürecinde olan bir ülkede bunu görmek daha da vahim. Türkiye’ye her geldiğimizde Cumhuriyet gazetesini ziyaret etmeye çalışıyoruz. Maalesef her geldiğimizde durum daha da kötüye gitmiş oluyor. Avrupa Parlamentosu için bir ülkede basın haklarının nasıl ele alındığı, nasıl muamele gördüğü çok önemli. Çünkü o ülkede demokrasinin durumunu ifade ediyor” diye konuştu. Parlamenterler, programın devamında bir grup gazeteciyle görüştü.
Cumhuriyet