Cihan’a konuşan Keller, 1 Kasım seçimleri öncesi hükümetin muhalif medyayı susturmaya yönelik girişimlerinden derin endişe duyduklarını açıkladı.
Çok sayıda muhalif gazetecinin ya işinden olduğuna ya da sindirildiğine işaret eden Keller, İpek Grubu’na yapılan baskının kendilerini çok kaygılandırdığını vurguladı. İpek Grubu’na yönelik hukuki sürecin adli standartlara uygun yürütülmesi gerektiğine işaret eden Keller, grup bünyesinde çalışan gazetecilerin de işlerine ara vermeden devam etmeleri gerektiğini söyledi.
"TERÖR İDDİALARINA İNANMIYORUM"
İpek Grubu’nun teröre destek verdiği suçlamalarına inanmadığını belirten Keller, daha önce de gazetecilerin terör faaliyetlerine karıştığına dair iddialar olduğunu ancak şimdiye kadar bu iddiaların ispatlandığına şahit olmadığını söyledi.
AP-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu üyesi de olan Keller, "İpek Grubu’nun ya da diğer basın yayın kurumlarının terörü desteklediğine dair iddialara inanmak çok zor. Şimdiye kadar beni ikna edecek herhangi bir delil görmedim." dedi.
Türkiye’nin nereye doğru yol aldığının sorulması üzerine Keller, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimler sonrası Kürt açılımını sonlandırmasının da endişelere yol açtığını söyledi. Çözüm sürecini ‘Erdoğan’ın en büyük başarısı’ olarak değerlendiren Keller, bu açılımdan aniden vazgeçilmesinin Türkiye’nin gittiği yönü bulanıklaştırdığını kaydetti. Keller, "Türkiye’nin acilen İŞİD terörüyle mücadele etmesi gerekirken, HDP Belediye başkanlarının ya da üyelerinin tutuklanması iyi bir fikir değil." dedi.