Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kenan Evren'in ölümüyle ilgili "Ben o işlerden, onun varlığından, onun yaptıklarından mağdur olmuş bir insan olarak; onun hakkında güzel şeyler söylemek, bunu ifade etmek noktasında değilim." dedi. Ölünün arkasından da kötü şeyler söylenmemesi gerektiğini kaydeden Arınç, "Bizim bildiğimiz dua vardır, Allah rahmete müstahak olanlara rahmet etsin. Bu ülkede darbe yapan, muhtıra veren sadece o da değildi. Ama maalesef 12 Eylül Türkiye'yi çok kötü noktalara götürdü." ifadesine yer verdi.
Bülent Arınç, Vakıflar Haftası münasebetiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tören salonunda düzenlenen açılış töreninin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Kenan Evren'in vefatıyla ilgili dün ve bugün bazı açıklamalar yapıldığını hatırlatan Arınç, Cumhurbaşkanlığı sıfatını taşıdığı için bir devlet töreni yapılabilmesinin mümkün olduğunu kaydetti. Bununla ilgili görevin ise Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesine düştüğünü belirten Arınç, onların ailesiyle görüşüp cenaze törenine ilişkin konuları tespit etmiş olmaları gerektiğini söyledi.
Genelkurmay'ın da bir açıklama yaptığını ve orada da tören olacağını anlatan Arınç, törenlerde hükümet adına bir temsilci bulunup bulunmayacağından habersiz olduğunu vurguladı. Bu konuda Başbakanlık Müsteşarlığının bir çalışma yapıyor olduğunu dile getiren Arınç, kendisinin yarın Diyarbakır ve Batman'da programları olduğunu kaydetti. Başbakan kimi takdir ederse onun gerçekleşeceğini belirtti.
Arınç, Diyanet İşleri Başkanının makam aracının iadesiyle ilgili tartışma hakkındaki bir soruya ise "Nerden nereye geçiyorsunuz arkadaşlar. Kenan Evren vefat etti diye başladınız ondan sonra makam aracına geçtiniz. Biraz ilgisiz gibi oldu." karşılığını verdi.
12 Eylül 1980 askeri darbesinde şahsının durumuna ilişkin bir soru üzerine Arınç, şöyle konuştu: "Yaramı deşmeyin yahu. Kenan Evren'in vefatı 98 yaşında oldu. Sağlığının giderek bozulduğunu hepimiz biliyoruz. Uzun süredir GATA'da tedavi altındaydı. Emri hak vaki oldu. Kur'an'da diyor ki 'bütün faniler ölümü tadacaktır.' Bu hepimiz için geçerlidir. Adaletin en eşit, en güzel olduğu nokta ölümdür. Hiç kimse ölümden kendisini kurtaramıyor, fani olmak hasebiyle. Dolayısıyla Kenan Evren'in vefatında da söylenecek şeyler az çok bellidir. Ailesi, yakınları, sevenleri vardır. Onların duyguları farklıdır. Ama 12 Eylül 1980'de darbe yaparak Parlamento'yu kapatan, siyasi partileri yasaklı kılan, bazı siyasi parti yöneticilerini cezaevlerinde yargılatan ve pek çok üzücü hadiselerin içerisinde bulunduğumuz bir kişi hakkında şahsen söylenecek sözler de farklıdır. Hükümetin bir üyesi olarak, hükümetimiz adına bir söz söylemem gerekirse şu ana kadar yapılan açıklamalarında dışında bir söz söylemem mümkün değildir. Ama şahsen bu konuda ne düşünüyorsunuz derseniz; ölüm büyük şeydir, Peygamberimiz'in söylediği kadarıyla da. Ölüm hakkında söylenmiş pek çok ibretli sözler ve davranışlar vardır. Arkadaşımız söylediği için ifade edeyim; ben 12 Eylül 1980 darbesi olduğunda Milli Selamet Partisi Manisa il başkanıydım. Gözaltına alındım, çocuğum da yeni doğmuştu. Kapımızın önüne asker-polis karışımı ekip geldiğini, siyasi yasaklı olduğumuzu bildiren bir kağıt imzaladığımızı ve 7 sene hiçbir siyasi faaliyette bulunamadığımızı biliyorum. Daha sonra parti binasında yapılan aramalar, levhanın indirilmesi sırasında tartışma kavgaya dönüşen, benim siyasi hayatımda da bir kırılma, dönüm noktası olan olaylar yaşandı. Ben 12 Eylül darbesini alkışlayanlardan değilim. Şahsen zarar gördüğümüzü bilenlerdenim. Siyasi yasaklı oldum, gözaltında kaldım, 1985 yılında Refah gecesinde yaptığım konuşma sebebiyle, bizzat yukardakilerin verdiği talimatla İzmir DGM'de yargılandım, 4 yıl 2 ay ağır hapis cezası aldım. 1 yıl 2 ay da Eskişehir'de sürgün cezasına mahkum oldum. Bunları başıma getirenler hakkında ne düşündüğümü, ne düşüneceğimi az çok tahmin edersiniz. Daha sonra da bu darbe, bu darbe anayasası, bu darbeyi yapanlar, mağdur olan milletimizin her ferdi gibi ben de siyasi hayatımda bunun mücadelesini verdim. Bir takım insanların da mürayi olmamasını tercih ederim. Mürayi olmak, iki yüzlü olmaktır. Çünkü ben o darbe günü alkış tutanları biliyorum. Ülkeye huzur geldi, kardeş kavgası önlendi. Peki niye bu zaman; niye 5 -6 bin insanın hayatını kaybetmesine göz yumuldu dediğimizde; onu boş ver, bak darbe yaptılar ortalık süt liman oldu diye alkış tutanları hatırlıyorum."
HAKKINIZI HELAL EDER MİSİNİZ SORUSUNU CEVAPSIZ BIRAKTI
"Hemşerilik güzel bir duygudur, hemşericilik kötü bir duygudur." diyen Arınç, kendisinin Manisalı olduğunu, Kenan Evren'in de Manisa Alaşehir'den olduğunu hatırlattı. "Ben, Manisa'ya geldiği zaman, yeni milletvekili olduğumda 1995 yılında konuşmasına karşı çıkmış, özellikle Türkçe ezan ve Türkçe ibadeti anlatırken bu söylediklerinin yanlış olduğunu, bunun zamanında da söylendiğini ama terk edildiğini ifade etmiştim. 'Kim bu çocuk dendiğinde' de Refah Partisi'nin yeni milletvekili demişlerdi. İlk tanışmamız da öyle olmuştu." diyen Arınç, şöyle devam etti: "12 Eylül darbesi yargılanmaya başladı. Referandumda Anayasa değişikliği yapıldı. Tahsin Şahinkaya ile birlikte idam talebiyle, şimdi ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığı zamanlarda Kenan Evren'in isminin okullardan, yollardan, caddelerden, daha önce verilmiş olan yerlerden kaldırılması gündeme geldi. Manisa'nın merkezinde Kenan Evren Küçük Sanayi Sitesi vardır. Buradan da isminin silinmesi gündeme geldiğinde, o sanayi sitesinin başta sahipleri olmak üzere şehrin ileri gelenleri buna yanaşmadılar. Bu bir hemşericilik duygusu da olabilir; bir başka şekilde ona sahip çıkmak da olabilir. Dolayısıyla bugün Evren hakkında ne düşünüyorsun, vefatından ne hissettin diye soracağınız kimseler varsa; ona darbeden bu yana alkış tutmuş, onun yanında olmuş, onu çok sevmiş, onun ismine bağlı kalmış insanlara sormanız gerekir. Bunların sayısı da eksik değildir. Ben o işlerden, onun varlığından, onun yaptıklarından mağdur olmuş bir insan olarak; onun hakkında güzel şeyler söylemek, bunu ifade etmek noktasında değilim. Söyleyeceklerimi de runumda muhafaza etmek isterim. Ölünün arkasından kötü şeyler de söylenmemeli. Elbette bizim bildiğimiz bir dua vardır, Allah rahmete müstahak olanlara rahmet etsin. Bu ülkede darbe yapan, müdahale eden, muhtıra veren sadece o da değildi. Ama 12 Eylül maalesef ülkeyi çok kötü noktalara götürdü. Ben bir darbecinin vefatı karşısında ancak bunları söyleyebiliyorum. Ama hayatları darbeleri alkışlamakla geçmiş insanlara bugün hissayatlarını sorarsanız; onlar da murayi değilse herhalde eski düşüncelerini tekrarlayacaklardır. Evren'in de bu tür düşüncelere bugün daha çok ihtiyacı olduğunu zannediyorum." "Hakkınızı helal eder misiniz?" sorusunu Arınç, cevapsız bıraktı. CİHAN