NTV'de Oğuz Haksever'in konuğu olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hizmet Hareketi'nin 'paralel yapı' söylemi ile kırmızı kitap olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne girip girmeyeceğine ilişkin bilgi verdi. Arınç, "Legal görünümlü illegal yapılanmalar adıyla sadece bu cemaatten örgüte dönmüş veya paralel devlet yapılanması dediğimiz olgu ile ilgili değil. Şu anda mevcudiyeti düşünülebilecek veya gelecekte de başka cemaatler olabilir, başka sosyolojik birikimler olabilir, başka yapılanmalar olabilir." dedi.
Bülent Arınç, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özellikle sık sık gündeme getirilen Hizmet Hareketi'nin ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne grip girmeyeceği ile ilgili de konuşan Arınç, şunları söyledi: "Legal görünümlü illegal yapılanmalar adıyla sadece bu cemaatten örgüte dönmüş veya paralel devlet yapılanması dediğimiz olgu ile ilgili değil. Şu anda mevcudiyeti düşünülebilecek veya gelecekte de başka cemaatler olabilir, başka sosyolojik birikimler olabilir, başka yapılanmalar olabilir. Farklı düşüncelere sahip gruplaşmaların adeta devlete ikinci bir alternatif gibi yapılanması olabilir, bir genel tarif içerisine sokuldu. Yoksa Fethullah Gülen'le ilgili olarak şu örgütün faaliyetleri veya buna karşı alınacak tedbirler şeklinde münhasıran bir tabir getirilmedi. Bence doğru olan da budur. Çünkü sadece böyle bir topluluk var, sadece böyle bir tehdit söz konusu değil bunun benzerleri de bugün vardır. Bundan sonrada olabilecek şeklinde genel bazı tarifler, tabirler yapıldı. Tabi hoşumuza giden, yine hukuk kapsamı içeresinde düşünmemiz gereken şey de bunlara karşı yapılacak mücadelenin hukuk çerçevesi içerisinde ve hukuk devleti ilkelerine uygun olarak yapılabileceği de büyük harflerle yazıldı. Bundan dolayı devletine, anayasaya bağlı hiçbir kimsenin, kurum ve kuruluşun korkmaması gerektiğini ifade etmek için söylüyorum. Yasal zeminde faaliyetlerini yürüten herkes cemaat da olsa özgürdür. Onlarla ilgili bir tehdit söz konusu değildir. Ama bu var oluşlarını devleti ele geçirmek, hükümete paralel bir yapı kurmak, devletin bütün kurumlarını bürokrasiyi kendi emir ve talimatları doğrultusunda yönetebilmek için bir oluşum meydana gelmişse onun korkması lazım. Çünkü ona karşı tedbirler geliştirilmiş durumdan."
Hidayet Karaca ve 62 polisi tahliye eden hakimlere atıfta bulunan Arınç, iddialarını şöyle sürdürdü: "Bu tür yapılanmalar gücünü mutlaka medyadan alabilir. Ticari kuruluşlardan alabilir. Yurt içi, yurt dışı bağlantılardan alabilir. Kendilerine elaman temin etmek üzere okul, dershane benzeri yapılanmalardan olabilir. Yaşadığımız belki gerçeklerden hareket ederek… Çünkü adanmışlık ruhu içerisinde eğer bir yapılanmada siz görev aldığınızı ve size talimat veren kişinin de bürokratik yapılanma içerisindeki amiriniz veya bir daha üstündeki kişiler değil de kendi illegal yapılanmanız içerisindeki hiç yargı ile ilgisi olmayan kişiler ise bunların bir tehlike olduğunu düşünmemiz lazım. Nitekim son olayda gördüğümüz gibi. Benim şuna imza atmaya yetkim yok ama öyle bir numara yapayım ki ben buna imza atayım ve buradan sonuç çıksın. Buna kim talimat veriyor, birisi talimat veriyor. Bunu böyle yap diyor. O kişi kim Adalet Bakanı'nın böyle bir şeye yetki vermesi zaten mümkün değil. HSYK mı faraza, hayır değil. Ahmet isimli birisi, Mehmet isimli birisi, Hüseyin isimli birisi sen şunu şöyle yapacaksın, sen bu davaya böyle bakacaksın diyorsa bu devlete paralel başka bir yapılanmadır. Bugün bunlar Gülen Cemaati üzerinden gidiyor derseniz, emin olun ki o cemaate benzer başka topluluklar da vardır. Ama onlar bugüne kadar siyasete, devlete, hükümete talip olmadırlar. Yani kendi cemaatlerini cumhuriyet haline getirmeye çalışmadılar. Bundan sonra onların da iştahları kabarır da böyle bir şey yapmaya kalkarlarsa uzun hedef içerisinde bu böyle olabilir. İkincisi hiç dini, hizmet eksenli bir topluluk da olmayabilir. Her şeyi planlamışlardır. Devleti ele geçirmek için ne yapmak gerekir onu başka bir bazda da harekete geçirmek isteyenler olabilir. Maddi güçleri olmalıdır. Diyelim ki, bankaları, medyası güçlü olmalıdır. Kendi propagandasını yapmalıdır."
CİHAN