Hisseli arazisi üzerinden 1977'de iki ayrı enerji nakil hattı geçirilmesi üzerine açtığı tazminat davasının 10 yılda tamamlanması üzerine Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulunan vatandaş, 13 bin 300 lira tazminat kazandı.
M.A.'in Ankara'nın Mamak ilçesi Çiğiltepe Mahallesi'ndeki 285 metrekarelik hisseli arsasının üzerinden 1977 yılında iki ayrı enerji nakil hattı geçirildi. İlgili kuruma yaptığı müracaatlara rağmen sonuç elde edemeyen M.A., 14 Ağustos 2003'te Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) Genel Müdürlüğü aleyhine Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açtı. Davalı TEİAŞ cevap dilekçesinde zaman aşımı defi ile kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürdü. Kararını 23 Aralyık 2004'te açıklayan mahkeme, davayı kısmen kabul ederek yüzde 75 değer azalışı üzerinden hissesi oranında tazminat bedelinin M.A.'e ödenmesine hükmetti. Davalı kurum kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 5 Temmuz 2010'da önce uzlaşma yönteminin denenmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararını bozdu.
DAVA ZAMANINDA AÇILMAMIŞ
Karar düzeltme talebini inceleyen Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, uzlaşmanın sağlanamayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle 18 Ocak 2011'de mahkeme kararını bozdu. Yargıtay, bozma gerekçesini şu ifade ile açıkladı: "Taşınmazın yüz ölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak tamamının bedeli üzerinden başvurucunun hissesi oranında tazminata hükmedilmesi ve başvurucunun taşınmazdaki payının iptal edilerek idare adına tescili gerekirken yüzde 75 değer azalışının kabul edilmesinin ve taşınmazın tamamının idare adına tescilinin yerinde olmamıştır."
Bozma kararının ardından mahkeme davayı tekrar ele aldı. Kendilerine husumet yöneltilen davalı BEDAŞ avukatı ise özelleştirme sonrası dağıtım tesislerinin TEDAŞ'ta kaldığını iddia ederek husumetin kuruma yöneltilemeyeceğini öne sürdü. Bunun üzerine savunma yapan TEDAŞ avukatları, 6100 Sayılı Kanun'un 124. maddesine göre bozma kararı sonrası taraf değişikliğinin kabul edilemeyeceğini, davanın süresinde açılmadığını ve davanın esastan incelenmesi halinde taşınmazın yalnız küçük bir bölümünde irtifak hakkı kurulması gerektiğini dile getirdi.
Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, 3 Ekim 2012'de kararını açıkladı. Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda TEDAŞ'ı sorumlu tuttu, 85 bin 500 lira tazminat bedelinin 14 Ağustos 2003'ten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte M.A.'e ödenmesine ve taşınmazın başvurucuya ait olan payının iptal edilerek TEDAŞ adına tesciline hükmetti. Temyiz taleplerini inceleyen Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 28 Mart 2013'te mahkeme kararının onandığını açıkladı. Onama kararını 30 Nisan 2013'te elde eden M.A., 29 Mayıs 2013'te AYM'e bireysel başvuruda bulundu.
M.A., 2003 yılında açtığı tazminat davasının makul süreyi aşarak yaklaşık 10 yılda tamamlandığını, bu süre zarfında taşınmazını kullanamadığını dile getirdi. Taşınmazından yararlanamadığını ve taşınmazı satamadığını, bu sebeplerle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri süren M.A., AYM'den 100 bin lira maddi ve 100 bin lira manevi tazminat talep etti. M.A.'in Anayasa'nın 35. ve 36. maddelerinde güvence altına alınan mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine hükmeden AYM, başvurucuya net 13 bin 300 lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
CİHAN