CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) asgari ücrete muhalefet şerhi koymasına tepki gösterdi. "TİSK asgari ücrete muhalefet şerhi koyacağına, işçi çıkarma tehditlerinde bulunacağına, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir oranla çalışanların yüzde 40'ının neden asgari ücretle çalıştırıldığını, neden bu rakam üzerinden vergilendirildiğini, primlerinin ödendiğini açıklasın" dedi.
CHP'li Yakup Akkaya, TİSK'in asgari ücrete muhalefet şerhi koymasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Akkaya yaptığı açıklamada TİSK'in asgari ücrete muhalefet şerhi koymasını eleştirerek şunları kaydetti: "TİSK asgari ücrete muhalefet şerhi koyacağına, işçi çıkarma tehditlerinde bulunacağına, Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir oranla çalışanların yüzde 40'ının neden asgari ücretle çalıştırıldığını, neden bu rakam üzerinden vergilendirildiğini, primlerinin ödendiğini açıklasın TİSK, bu toplumun geleceği için açlık sınırının altında ücret alınmaması gerektiğini korkmadan söylediği gün, ülkemizdeki gelir dağılımındaki adaletsizliğin ortadan kaldırılması için önerilerini ortaya koyduğu gün, sosyal adaletten bahsedebildiği gün asgari ücrete muhalefet şerhi koyma hakkını kendinde görmelidir.
Bundan önceki tüm asgari ücret müzakereleri işçi kesiminin tersi yöndeki oyuna karşılık hükümet ve işverenin aynı yöndeki oyuyla yani "oyçokluğuyla" çıkar, oybirliği sağlanamadığını işaret eden Akkaya, 2016 yılında ise işverenlerin, uluslararası rekabeti etkileyeceği ve kayıt dışılığı arttıracağı savıyla işçiler, emekçiler için yaşamsal öneme sahip bu ücret artışına karşı çıkmakta olduklarını vurguladı.
Asgari ücret bir işçinin yaşaması için gereken en düşük ücret olduğunu belirten Akkaya şöyle devam etti: "Uzun yıllardır, açlık sınırının altında ücretle yaşamaya çalışan asgari ücretliler için yapılan bu zam yine açlık sınırının altında kalmıştır. Yapılması gereken ise bu ücretin açlık koşullarının üzerine çıkarılmasıdır. TÜİK asgari ücret görüşmeleri esnasında Asgari Geçim Ücretinin 1599 TL olması gerektiğini belirtmesine rağmen yine işçiler, emekçiler açlığa ve sefalete mahkûm edilmişlerdir. İşverenler, yıllardır asgari ücretlinin üzerinden karlarına kar eklemekte, ülkemizin kalkınması için fedakârlığın, karı işverenlere, feda ise işçilere düşmektedir. 2013 yılının başında asgari ücret dolar cinsinden 451 Dolar iken 2016 yılında yapılan bu artışla asgari ücret sadece 442 Dolar olmuştur. Uluslararası rekabet açısından emek maliyetlerinin artışı söz konusu bile değildir"
İşverenler, ek maliyet artışı nedeniyle yapılan teşvik uygulamasının yeterli görmemekte olduğunu dile getiren Akkaya, şöyle devam etti: "Asgari Ücret Tespit Komisyonu sonucunda yapılan ücret artışının 110 TL'lik kısmının işveren adına hazineden karşılanması kararlaştırılmıştır. Zaten mevcutta işverenler adına hazineden SGK'ya her ay aktarılan tutar yeni asgari ücretle 82 TL'dir. İşverenler, işsizliğin, kayıt dışılığın artacağı tehdidinde bulunmaktadırlar. Yıllardır, çifte bordro uygulamalarıyla, fason üretimle, hem emekçileri haklarından mahrum ederek, hem de vergi ve prim ödemekten kaçarak karlarına kar ekleyenler, kayıt dışılığı yaratıp, besleyenler yine yeniden tehditler üzerinden asgari ücretin maliyetini çalışan kesimlerin üzerine yıkmaya çalışmaktadırlar. İşverenler, ek maliyet artışı nedeniyle yapılan teşvik uygulamasının yeterli görmemekteler. Gözünüzü toprak doyursun demek gerekir. Hazine hiçbir siyasal partinin, siyasal iktidarın malı değildir. Toplumun kaynakları ile oluşmuş bir kaynaktır. Söz konusu kaynakların mağdur edebiyatı yapan işverenler için değil, toplumun temel ihtiyaçları için karşılanması esastır. Her ay devasa bir kaynağın işverenler için heba edilmesi kabul edilemez"
CİHAN