Yapılan değişikliğin ardından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen teklif kabul edildi. Teklif, asgari ücretlilerin vergi dışında bırakılmasını, diğer çalışanların ücretlerinin de asgari ücretin brüt tutarı oranında vergiden muaf tutulmasını öngörüyor. Damga vergisi uygulamasında da yapılan değişikliğe paralel biçimde muafiyet düzenlemesine gidildi.
AKP geri adım attı
Elitaş, "Yaptığımız istişare sonucunda yeni önergeyi vekil arkadaşlarımız imzaya açtılar. Komisyon kabul ederse, tüm çalışanların memurlar dahil maaş ve ücretlerini kapsayacak şekilde brüt 5 bin liraya kadar olan kısımdan vergi sıfır olacak" diye konuştu. Elitaş, bunun bütçeye toplam maliyetinin 37,6 milyar lira olacağını duyurdu.
"AKP'nin tasarım hatası"
Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan AKP'li Mustafa Elitaş'ın açıkladığı gibi bir maliyet sıkıntısına dikkat çekerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki ekonomi yönetiminin asgari ücret başta olmak üzere ekonomiyle ilgili her konuda önceden yerli yerinde bir analiz, hesap yapamadığının görülmesi gerektiğini de söyledi. Yeldan bu konudaki gözlemlerini DW Türkçe'yle paylaşırken şöyle konuştu:
"Asgari ücrette yüzde 50'lik bir artış yapıldı. Her şeyden önce döviz kurlarındaki yükselişlerle birlikte enflasyon da tırmandığı için asgari ücretteki artış da eridi gitti. Ortada bir kazanç yok. Ülkenin içine sürüklendiği ekonomik kriz o kadar derin ve sarsıcı ki, bunu asgari ücrette bir-iki aylık iyileştirme getirecek nefes alma operasyonlarıyla düzeltmek mümkün değil. Asgari ücretin kamu maliyesine olan boyutunun da hiç doğru dürüst çalışılmadığı ve tamamen bir siyasi slogan ile göz kamaştırıcı bir artışın arkasına gizlenileceği planı yapıldığı, bunun da ötesinde bir iktisadi analizin söz konusu olmadığı anlaşılıyor. Burada AKP'nin bir tasarım hatası yaptığı açıkça görülüyor."
"Asgari ücretli sayısı artıyor"
Yeldan, "Türkiye'nin çalışan nüfusunun yüzde 50'si, yani 9 milyon 700 bin kişi asgari ücretli ve bunun sadece yüzde 20'si kadar fazlası asgari ücretin çok az üzerinde ücrete çalışıyor. Özel sektörde çalışanların yüzde 70'i asgari ücretli. Siz, vergi indirimi dahil doğru düzgün düzenleme yapmazsanız kaçınılmaz olarak işvereni denetim dışı yollara, kayıt dışı işçi çalıştırmaya itersiniz. Hükümetin vergilendirmenin de ötesinde bu kayıt dışılık konusunda ne gibi önlemler alacağını açıklaması lazım. Çünkü Türkiye'de asgari ücretli sayısı artıyor" eleştirisi getirdi.
"Anayasaya aykırılığın önlenmesi gerekiyordu"
Özüdoğru; bu anayasaya aykırılık durumuna şöyle açıklık getirdi:
"Vergi muafiyeti sadece asgari ücretli için geçerli olsaydı, asgari geçim indirimi mekanizması asgari ücretin üzerinde gelir alanlarda devam edeceği için ortaya şöyle bir tezatlık çıkacaktı: Devlet en düşük grupta ilave sübvansiyon yapmazken, ücreti artanlarda daha yüksek düzeyde sübvansiyon yapmış olacaktı. Bu da anayasaya aykırılık durumu oluşturacaktı. Asgari geçim indirimi mekanizmasıyla en alt düzeyde gelir alanlara yardımda bulunmamış olup, daha yüksek gelir alanlara yardımda bulunmuş olacaktı. Ayrıca; bakmakla yükümlü oldukları çalışmayan eş ve çocuk sayısına göre bir farklılaştırma yapmayarak da çalışanların aynı ücrete tabi olmasını sağlayarak da yine adaletsizliğe sebep olacaktı."
Asgari ücret 280 dolara geriledi
Özüdoğru'nun çalışmasına göre asgari ücret üzerindeki vergi yükünün kaldırılmasının işverene etkisi, çalışanın medeni durumu ve çocuk sayısına göre, yaklaşık yüzde 1 ila 4 puan arasında olacak. Örneğin bekar bir çalışana ödenecek 4 bin 253 lira 40 kuruşa karşılık SGK ve işsizlik sigorta primleri ile birlikte işverene maliyet 5 bin 879 lira 70 kuruş olacak. Bu da 2021 yılında 4 bin 203 lira 56 kuruş olan toplam maliyette yüzde 40 oranında bir artışa denk geliyor. Özüdoğru, "İşveren üzerindeki yükün artması nedeniyle kayıtlı istihdamda olası bir azalma, çalışana gelir veya sosyal güvence kaybı riskini getirir" değerlendirmesinde bulundu.