Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da meydana gelecek bir depremin Avrupa yakasında kıyı kesimleri etkileyeceğini belirterek, “Büyükçekmece-Küçükçekmece arası heyelanların olduğu yerler. Buralar şu anda bile kayıyor, hareket ediyor. Depremde haliyle bu kayma hareketi heyelanlara dönüşecektir. Depremle birlikte burada ciddi yıkımlar meydana gelecektir” diye konuştu.
Deprem Haftası dolayısıyla İstanbul’da beklenen olası deprem hakkında konuşan Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da minimum 7, maksimum 7.5 büyüklüğünde bir depremin olacağını ve en çok Avrupa Yakasının kıyı kesimlerinin etkileneceğini söyledi.
Uzun yıllardır deprem araştırmaları yapan ve İstanbul’da beklenen büyük depremle ilgili her fırsatta uyarılarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, açıklamasına şöyle devam etti:
“Prof. Dr. Görür, beklenen deprem öncesinde acil olarak müdahale edilmesi gereken yerlerin özellikle Avrupa yakasında bulunan kıyı ilçeler olduğunu belirtti. Özellikle Büyükçekmece ve Küçükçekmece bölgesine dikkat çeken Prof. Dr. Görür, “Büyükçekmece-Küçükçekmece arası heyelanların olduğu yerler. Buralar şu anda bile kayıyor, hareket ediyor. Depremde haliyle bu kayma hareketi heyelanlara dönüşecektir. Depremle birlikte burada ciddi yıkımlar meydana gelecektir. Deprem heyelanları tetikleyecektir. Şu anda deprem yokken bile yavaş yavaş deformasyon, hareket var zeminde. Yılda birkaç santim hareket ediyor. O nedenle İstanbul’da bu bölge üzerinde mutlaka çalışmak gerekir.”
Görür, "muhtemelen ilk kırılacağını düşündüğümüz yer de Silivri açıklarıyla Yeşilköy açıkları arasında Kumburgaz Kolu. Dolayısıyla bu depremde İstanbul genelde etkilenecek ama en fazla Avrupa yakası etkilenecek. Bunun nedeni, hem deprem üretecek faya yakın olması hem buradaki zemin ve jeolojik formasyon depremin etkisini büyütecek nitelikte. Yani zemini sağlam bir yerde depremin etkisini bir olarak düşünürsek, Avrupa yakasında kimi yerlerde deprem etkisi beş katına kadar çıkabilir.” diye konuştu.
Bölgenin zemininin genellikle çürük olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Görür, “İçinde su olan, çimentolaşmamış, kaya niteliği göstermeyen, gevşek, yumuşak zeminlerdir. Dolayısıyla deprem olduğu takdirde bu tür zeminin içerisine giren sismik dalgaların hızları yavaşlayarak bu zemin içerisinde oyalanır ve daha fazla hareket ederek yıkıma neden olurlar. Bu tür zeminlerde yer ivmesi daha fazlasıdır en büyük yer hız daha fazladır. Avrupa yakasında özellikle kıyıdan itibaren ilk 10 kilometrelik şerit içerisindeki alanların çoğunda sarsıntının hızı ve ivmesi daha fazla olacaktır.”dedi.
‘500 BİNDEN FAZLA YAPININ YIKILIP YAPILMASI GEREKİYOR’
Prof. Dr. Görür, İstanbul’da 400-500 bin binanın yıkılıp yeniden yapılmasının gerektiğine işaret ederek, “Bu durumda halkı da seferber etmesi gerekir. Halk kendi göbeğini kendi kesmeli ama onu yapabilmesi için halka kredi vermek durumundasın. O nedenle ulusal ve uluslararası finans kaynaklarını harekete geçirip. Uygun faiz, uygun zamanda halkın emrine verirseniz bu işi hızlandırırız” diye konuştu.