Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Soma davasında tanık olarak dinlenen ve askerden yeni geldiği öğrenilen Süleyman Albaylı'nın sık sık Mahkeme Başkanı'na 'Komutanım' demesi dikkatlerden kaçmadı.
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ceza duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi. Altıncı duruşmanın ikinci gününde tanıkların dinlenilmesine devam edildi. Öğle arasından sonra tanık olarak dinlenen Mehmet Kandemir, madende başçavuş olarak görev yaptığını belirterek, o gün yaşananları anlattı. Madende kül ekibinde çalıştığını söyleyen Kandemir, "Yangın olan yerlere, boşlukları doldurmak için, ayaklardaki göçükler için kül basıyoruz. Kül basılmasına amirlerimiz karar veriyor." dedi.
Kül ekibi olarak herkese ait kendi sensörlerinin bulunduğunu sözlerine ekleyen Kandemir, "Yusuf Arslan, Mesut Efe, Coşkun Demir ve Serkan Demir'le birlikte U3 bölgesindeydim. Ölçüm yapıyordum. Bir sıkıntı yoktu. Ben oradayken dinamit atılmamıştı. Ben çıktıktan sonra dinamit atılmış." dedi. Sensörler hakkında bilgi veren Kandemir, herkesin kendisine ait sensörün olduğunu ve bu sensörlerin karbonmonoksit yükselmesi, metan yükselmesi ve oksijen seviyesinin düşmesinde uyarı verdiğini söyledi. Olayın meydana geldiği sıralarda madende olmadığını anlatan Kandemir, "Tertip almak için yukarı çıktığımda telefon çaldı. Arayan Yusuf Arslan, U3 bölgesinden dumanların yükseldiğini söyledi. Biz de amirlerim ile birlikte lambalarımızı alarak aşağıya koştuk. Açık alev görmedik. Aşağıya da inemiyorduk. Ocağı boşaltmamız ve havayı ters yöne çevrileceği söylendi." ifadelerini kullandı. Olayın ardından kurtarma çalışmalarına katıldığını sözlerine ekleyen Kandemir, son olarak Mehmet Efe ve Mustafa Korkmaz'ın cenazesini çıkardıklarını ve artık madenlerde çalışmayı bıraktığını vurguladı.
MAHKEME BAŞKANI'NA "KOMUTANIM" ÇEKTİ
Altıncı altıncı duruşmasının ikinci gününde son olarak ise Süleyman Albaylı tanık olarak dinlendi. H Panosunun Kulikar yolunun bakımını yaptığını söyleyen Albaylı, şunları kaydetti: "14.45'te işimizi bitirdik. İnsan nakil bandından yukarı çıkıyorduk. Bant durdu. Ayhan Canbal ile beraber yürümeye başladık. İnsan nakil bandının altındaki çatlaklardan dumanların geldiğini gördük. Ben de şüphelendim. Emniyetçi arkadaşa durumu bildirdim. Arkadan yoğun bir duman geldi. İlerlemeye başladık ancak ileride de dumanların geldiğini görünce olduğumuz yerde bekledik."
Albaylı ayrıca maskelerin de çalışmadığını iddia etti. Albaylı ifadesinde, "Dumanların geldiğini görünce maskelerimizi taktık. Benim maskem çalışıyordu ancak bazı arkadaşların maskeleri çalışmıyordu." dedi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın maskelerin neden çalışmadığı yönündeki sorusu üzerine "Bazı maskelerin kutularından çıktığında küflü paslı oluyordu." cevabını verdi. Ayrıca Albaylı'nın maden faciası sonrasında askere gittiği ve vatani görevinin henüz bitirdiği öğrenildi. Askerliğin etkisinde kalan Albaylı, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın sorularına 'Komutanım' çekerek cevaplaması ise dikkat çekti.
MAHKEMEDE TANIK GERGİNLİĞİ
Duruşmanın sonunda mahkemede iki tarafın avukatları arasında tanık gerginliği yaşandı. Sabah saatlerinde mahkemeye gelen ve madende çalıştığı öğrenilen Ali Osman Okur isimli madenci Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın yanına gelerek "Amirlerime haksızlık yapılıyor. İçin rahat olmadığı için tanıklık yapmak istiyorum." şeklindeki sözleri mahkemenin kayıt cihazları açık olmadığı için tutanağa geçmedi.
Tutanağa geçmeyen sözleri mağdur ailelerin avukatları tarafından tutanak olarak tanzim edilerek Mahkeme Başkanı'na sunuldu. Bu sırada mağdur aile avukatları tarafından mahkemece dinlenilmesi istenen 3 tanığa ise sanık avukatları karşı çıktı. Sanık avukatları bahsi geçen 3 tanığın madenden alacaklarını alamadıkları ve bu durumu Cumhuriyet Başsavcılığına yada Asliye Hukuk Mahkemesi'ne müracaat etmesi yönünde gerekçe göstermesi üzerine 2 taraf arasında gerginlik yaşandı. Karşılıklı atışmaların olduğu gerginliğe aileler de karışınca Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi. CİHAN