15 Temmuz darbe girişimi sırasında askeri öğrenci olan ve müebbet hapis cezası olan 259 askeri öğrencinin aileleri “Harbiyeli Anneler” adıyla her hafta Çarşamba günleri, Sakarya Caddesi’nde bir araya gelecek.
AKP Ankara İl binası önüne giden anneler Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
Müebbet hapis cezası alan askeri öğrenci Furkan Çetinkaya’nın (20) annesi Melek Çetinkaya, oğlunu 13 yaşındayken devlete emanet ettiğini ve şu anda Silivri Cezaevi’nde yedi kişilik koğuşta 45 kişi ile kaldığını belirtti. Çetinkaya, şöyle anlattı:
“İki ay önce KHK ile ihraç edilen eski Yarbay Mehmet Alkan’ın karar duruşmasında Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ile karşılaştım. Kendimi tanıttım. ‘Biliyorum’ dedi. ‘Biliyorsunuz ama hiçbir şey yapmıyorsunuz’ dedim. ‘Daha zamanı var’, ‘Cumhurbaşkanı ile görüşün randevu alın’ dedi. ‘Çok da sesiniz çıkıyor, biraz sesinizi kısın’ dedi. ‘Defalarca randevu talep ettik ama alamadık’ dedim. ‘Bir de ben sizin için görüşeyim’ dedi. Ama herhangi bir dönüş yapılmadı. Ve randevu alamadık. Biz de AKP İl binası önüne gittik. Çocuğumu devlete verdim, devletten istiyorum. Benim çocuğum altı yıl o okulda okudu. Devlet böyle bir örgütün TSK’ye sızdığını bilmiyorsa, benim 13 yaşındaki çocuğum hiç bilemez. Bu tamamen hedef saptırmaktır”
Çetinkaya, her Çarşamba günü Sakarya Caddesi’nde bir araya gelerek, adalet taleplerini yineleyeceklerini belirtti.
Müebbet hapis cezası alan askeri öğrenci Mustafa Güldiken’in annesi Nazik Güldiken de, “Çocuklar neyin ne olduğunu bilmiyorlar. Halktan birileri darbe olduğunu telefonlar aracılığı ile gösteriyor. O dakikalara ait telefon ile çekilen videolar mevcut. Çocuklar halka kendilerinin haberi olmadığını çok güzel anlatmışlar. Bizim çocuklarımızı temize çıkaracak çok fazla delillerimiz olmasına rağmen onların müebbet verecek hiçbir delili yok” ifadelerini kullandı.
Müebbet hapis cezası alan Bedirhan Mercimek’in annesi Dillek Mercimek ise, Türkiye’de her dönem farklı annelerin canının yandığını söyledi ve şöyle devam etti:
“Demek ki şimdi bizim de canımız yanacak ve acıları biz yaşayacakmışız. Bizim mücadelemiz üç yıllık ama yıllardır çocuklarını arayan anneler (Cumartesi Anneleri) var. Bir gün mutlaka bu ülkenin bütün çocuklarına adalet gelecek. Bir gün elbet annelerin gözünün yaşı dinecek. Mücadelemiz çocuklarımızı alana kadar sürecek. Anneler ağlamasın, ülkeye huzur gelsin, kimse cezaevlerinde kalmasın. Hep beraber mutlu mesut yaşayalım.”