Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin nükleer silah ve füze sistemleri geliştirme faaliyetlerine karşılık olarak, Rus orta ve kısa menzilli füze sistemlerinin Asya-Pasifik bölgesine konuşlandırılabileceğini açıkladı.

Bu kapsamda, yeni Oreshnik füzesi de dahil olmak üzere çeşitli sistemlerin kullanılması değerlendiriliyor.

Uzmanlar bu gelişmeyi ABD ile Rusya arasında yaşana uzun, orta ve kısa menzilli füze krizinin derinleşmesi olarak değerlendiriyorlar.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov, bu olasılığın ABD’nin füze sistemlerini dünyanın çeşitli bölgelerine konuşlandırmasıyla bağlantılı olduğunu vurguladı. 

Ryabkov, “Amerikan sistemlerinin herhangi bir bölgede konuşlanması, Rusya’nın askeri ve teknik yanıtlarını belirleyecektir” dedi. ABD’nin bu adımlarından doğacak sorumluluğun tamamıyla Washington yönetimine ait olduğunu belirten Ryabkov, bu politikaları “insanlık dışı” olarak nitelendirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’nin 2019 yılında INF Anlaşması’ndan çekilmesi sonrasında füze geliştirme faaliyetlerini artırdığını belirtmişti. Putin, anlaşmanın çökmesinin ABD’nin “tek taraflı ve provokatif” politikalarından kaynaklandığını ifade etti.

Putin ayrıca, Rusya’nın INF Anlaşması’nın yokluğunda orta ve kısa menzilli füzelerini konuşlandırmak için herhangi bir kısıtlama altında olmadığını belirtti. Ryabkov da benzer şekilde, yeni Oreshnik füzesi gibi sistemlerin konuşlandırılmasının hukuki veya teknik bir engel taşımadığını açıkladı.

ABD’nin son dönemdeki faaliyetleri, Rusya’nın stratejik planlamasında belirleyici bir rol oynuyor:

ABD, Filipinler’de Typhon kara tabanlı füze sistemlerini konuşlandırdı ve bu sistemleri bölgedeki diğer ülkelere de yayma olasılığını dışlamadı.

Almanya’da 2026 itibarıyla karaya konuşlu SM-6, Tomahawk ve Dark Eagle füzelerinin konuşlandırılması planlanıyor.

Danimarka’nın Bornholm Adası’nda Mk70 füze sistemlerinin iki kez tatbikatlarda kullanıldığı bildirildi.