HATAY (CİHAN)- TOBB Strateji Geliştirme Yüksek Kurul Üyesi TOBB ETÜ Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Antakya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kuseyri, ilde son günlerde etkili olan ve halen devam eden sağanak yağışlarda Amik Ovası'ndaki 150 bin dekar ekili arazilerin sular altında kaldığını ve çiftçilerin zararının büyük olduğunu söyledi.
Türkiye`nin en verimli arazilerinin bulunduğu Amik Ovası`nda çiftçilerin yazın kuraklık, kışın ise sel baskınları ile boğuştuklarının altını çizen Kuseyri ekili arazilerinden yeteri kadar verim alamayan çiftçilerin ovada yaşanan sıkıntılarının altında Suriye`nin Asi Nehri`nde uyguladığı su politikası ve Amik Gölü`nün kurutulmasının yattığını söyledi.
TAŞKININ DA KURAKLIĞINDA SORUMLUSU SURİYE
Hatay`dan Akdeniz`e dökülen Asi Nehri`ni topraklarında barındıran Suriye'nin nehrin sularını yazın keserek Amik Ovası`nda kuraklığa, kışın ise suları bırakarak sele neden olduğunu hatırlatan Kuseyri "Ovada bulunan Amik Gölü`nün kurutulması da bölgenin ekolojik dengesini büyük ölçüde bozmaktadır. 75 bin metrekarelik gölün suyu, 1968`de açılan 4 drenaj kanalı ile Asi Nehri`ne boşaltılmıştır. 6 yıl süren ıslah çalışmaları sonucu göl kurutularak tarıma açılmıştır. Ancak bölge, deniz seviyesinden 6 metre düşük olması ve drenaj kanallarının zamanla tıkanması nedeniyle en küçük bir yağmurda dolmaya başlamıştır. Kış aylarında taşkınlardan kendini kurtaran vatandaşlar, yazın su bulabilmek için ovada kuyu açmaya başlamıştır. 10 yıl önce 30-40 metre derinlikten su çıkarken, şimdi 500-600 metrede ancak su çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgede en çok ekilen buğday,pamuk mısır ağır bir şekilde etkilenmektedir" dedi.
Bu son yaşanan sel felaketi ile Asi Nehri ve Afrin Çayı'nın yükselmesi sonucu Amik Ovası göle ve çamur deryasına dönüştüğünü kaydeden Kuseyri, su baskınına hazırlıksız yakalandıklarını belirten çiftçilerin tarlalarını, evlerini ve ahırlarını ve hayvanlarını kurtarmanın telaşına düştüklerini söyledi.
150 BİN DEKARLIK BUĞDAY EKİLİ ARAZİLER SU ALTINDA
Karacannık Köyü'nden Hatay Havaalanı'na kadar olan 100-150 bin dekarlık buğday ekili alan tamamen su altında kaldığını aktaran Kuseyri, "Hatay Havaalanı yolu üzerinde bulunan deredeki su seviyesinin yükselmesi sonucu Amik Ovası sular altında kalarak ekili alanlar zarar görmüştür. Ayrıca arı kovanları ve zeytin bahçelerinin de sel sularından etkilenmiştir" dedi.
ÇİFTÇİ ÇARESİZ
Hataylı çiftçilerin çaresizlik içerisinde göz göre göre gelen sel felaketini izlemek durumunda kaldığını ifade eden Kuseyri, "Yaşanan sel felaketinin bu kadar büyük olmasının nedenlerinden biri de Suriye'nin baraj kapaklarını pervasızca açmasıdır. Elbette ki daha önceki yıllarda aşırı yağış gerçeğiyle yüz yüze gelmiştir bu topraklar. Şüphesiz Hatay, verimli tarım arazileriyle pamuk, buğday, mısır üretiminin ve zeytinciliğin en yaygın yapıldığı bölgelerden biridir. Tüm Avrupa ülkeleri çiftçilerini desteklerken ülkemizde üretici, artan ithalat karşısında korumasız kalmıştır. Çiftçi, alın terinin karşılığını son yıllarda alamamıştır. Bunun üstüne yaşanan sel felaketi Hatay'ı ve çiftçileri son derece olumsuz etkilemiştir. Çiftçimiz her yıl aynı sıkıntıyı yaşamaktadır. Bu sorunların bir an evvel çözülmesi için Reyhanlı barajının en kısa zamanda bitirilmesi gerekmektedir. Ayrıca yaz dönemlerinde DSİ'nin tıkanan drenaj kanallarının temizlenip yenilenmesi ve yeni kanallar oluşturulması lazımdır" dedi.
HATAYLI ÇİFTÇİLER BORÇLARINI ÖDEYEMEYEN ÇİFTÇİ SIRALAMASINDA BİRİNCİ
İşsizliği dengeleyen bir sektör olan tarımdan kaçışın hızlandığının altını çizen Kuseyri, "Yani tarımda çalışan sayısı düşmüş, köylerimiz boşalmış, çiftçimizin, köylümüzün geliri her geçen yıl azalmış ve borç batağına sürüklenmiştir. Çiftçilerimizin tamamı neredeyse borçlu ve borçlarını ödeyemez duruma gelmiştir. Köylümüz, çiftçimiz tam manasıyla tükenmiş durumdadır. Bölgenin en önemli tarım alanlarından biri olan Amik Ovasında çiftçilik yapan üreticiler, borçlarını ödeyemeyen çiftçi sıralamasında Hatay birinci olmuştur. Hatay da selden etkilenen çiftçinin, üreticinin bankalara, tarım kredi kooperatiflerine, TEDAŞ'a olan borçlarının faizsiz olarak acilen ertelenmesi ve zararlarının karşılanması gerekmektedir. Ayrıca verilmesi düşünülen, gübre,pamuk, mazot, mısır ve buğday desteklemelerinin en kısa zamanda çiftçimize ödenmesi gerekmektedir." dedi.
'TARIMA DESTEK VERİLMEZSE SOSYAL PATLAMALAR KAÇINILMAZ OLUR'
Tarım sektörünün üreten, istihdam ve ihracat açısından ülke ekonomisine önemli katkıları olan bir sektör olduğunu hatırlatan Kuseyri, "Tarım, yalnızca bir üretim süreci değil toplumsal boyutlarıyla öne çıkan ve ülkenin geleceğini yakından ilgilendiren bir sektör olduğu unutulmamalıdır. Tarıma destek verilmediği takdirde sosyal patlamalar kaçınılmazdır. Ülkemiz ekonomisi, gıda güvencesi için sanayi ve ticaret sektörü için tarım sektörünün üretmesi gerekmektedir. Tarımda gelişmenin ön koşulu su demokrasi gibidir, elden gitmeyince kıymetini bilemeyiz. Yazın kuraklıkla kışın ise selle uğraşan çiftçilerimiz gerekli önlemler alınmadığı taktirde pamuk ve tahıl ambarı olan amik ovamız su yüzünden kaderine terkedilmiş bir ova olacaktır" ifadelerini kullandı. CİHAN