Programda Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili son ilerleme raporu masaya yatırıldı. Programda raporun satır aralarından dikkat çeken ayrıntıları ortaya çıkarıldı.
Gültaşlı programda pek çok ilerleme raporunun gördüğünü belirterek, “AB yetkilileri ile geçen hafta görüştüm. Bana ‘en sert raporumuzu yazdık ve göreceksiniz.” dediler. AB Komisyonu ilerleme raporunu açıkladıktan sonra Avrupa Parlementosu da bir rapor yazıyor. Yetkililer, AB Komisyonun raporuyla Avrupa Parlementosu’na çok ciddi mühimmat verdiklerini söylüyor. Avrupa Parlementosu geçen yıl Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını talep etmişti, bu sene ne talep edecek bilmiyoruz. Çünkü daha sert bir rapor.” dedi.
AB Komisyonu’nun 1998 yılında beri her yıl ilerleme raporu yazdığını aktaran Gültaşlı, “2003-2009 arası ilerleme raporları olumluydu. 2009’dan sonra her yılki rapor için en sert rapor ifadesi kullanıldı.” bilgisini verdi.
Gültaşlı, raporda sessiz sedasız Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasının ifade edildiğini belirterek, “Satır arasında ‘Türkiye ile müzakare fasıllarının açılması düşünülmüyor’ deniyor. 2004’de Türkiye için fasılların açılması kararı alındığında şerhler düşülmüştü. Eğer kötüye gidiş olursa müzakereler askıya alınabilecekti. Geri dönmek için de nitelikle çoğunluğu oyuna ihtiyaç var.” şeklinde konuştu.
Gültaşlı: Raporda Bylock’un keyfi uygulandığı, Gülen mensupları ile birlikte ailelerinin de tehlike içinde olduğu belirtiliyor
Gültaşlı AB’nin ilerleme raporunda Gülen Cemaati’ne yönelik Türkiye’nin takındığı tavırla ilgili endişelerin olduğunu da aktarıyor. Gültaşlı, “Gülen Cemaat ile ilgili raporda Bylock’un çok keyfi olarak uygulandığı, hangi kriterlere göre uygulandığının belil olmadığı, Gülen Cemaati üyelerinni hapse atılmasıyla ilgili çok müphem kriterlerin bulunduğu, sadece gülen mensuplarına değil gülen mensupmarının ailelerine de baskılar yapıldığı ve bu baskılardan büyük endişe duyulduğu da zikrediliyor. Dolayısı ile AB terör örgütü olarak kabul ediyor tartışması da ayıp da bir tartışma.” dedi.