Oylamada 'hayır' oyu verenler arasında Paris İklim Anlaşması hedeflerini tutturmaya yetecek kadar kapsamlı ve ileri seviye olmadığı gerekçesiyle Yeşiller grubu ve sol görüşlü bazı parlamenterler vardı.
'Green Deal' denilen iklim ajandasından sorumlu Avrupa Komisyonu Komiseri Frans Timmermans "Bu çok sayıda yasanın yasası olacak ve gelecek yıllarda bizi bu alanda disipline edecek. Avrupa nihayet bu alanda dünyaya sadece sözcüklerle değil teknik düzenlemeler ve yasalarıyla da liderlik edecek" şeklinde bir açıklama yaptı.
İklim yasası ile 27 AB ülkesi ve Avrupalı parlamenterlerin nisan ayında üzerinde uzlaşılmış olan '2050'ye kadar karbon-nötr bir birlik olma hedefi' geri döndürülemez ve bağlayıcı şekilde hayata geçmiş oldu.
Buna göre ilk aşamada 2030'a kadar emisyon azaltımında 1990 seviyesi baz alınarak en az yüzde 55'lik bir düşüş kaydedilmesi hedeflenecek.
"Yarı-önlemleri destekleyemeyiz"
İklim yasasının önemli müzakerecilerinden biri olan Sosyalist parlamenter Jytte Guteland şunları söyledi:
"Bugün fosil yakıt ekonomisine saplanmış durumdayız. Emisyonları hızla düşürmenin bir yolunu bulmazsak bilimsel raporlar gayet net; gelecekte bizi büyük felaketler bekliyor."
Yeşiller üyesi Michael Bloss karşı oy kullanmalarının gerekçesini şöyle açıkladı: "Avrupa İklim Yasası için 'hayır' oyu kullanmak bizler için acı bir deneyim. Ne var ki, gelecek nesillerin sağlığını ve refahını riske atacak olan 'yarı-önlemleri' destekleyemeyiz."
Yasaya anti-küreselci ve anti-AB olan aşırı sağcılar da 'hayır' oyu verirken Avrupalı Muhafazakar Reformist Grup çekimser kaldı.
"İrrasyonel ve aptalca"
Merkez sağ grup olan EPP'den yapılan açıklamada yeşillerin aşırı sağcılarla aynı tarafa düşmüş olması ise "İrrasyonel, aptalca ve absürt" olarak nitelendirildi.
Yasa ile aynı zamanda 2030-2050 sera gazları bütçesi de çıkarılacak ve 2040 için ortalama bir hedef belirlenecek.
AB önlemlerinin iklim yasasıyla uyumluluğunu ve hedeflerin uygulanmasını izlemek için İklim Değişikliği üzerine bir Avrupa Bilimsel Danışma Kurulu da oluşturulacak.
AB Komisyonu'nun, yeni iklim hedefiyle revize edilmiş iklim ve enerji yasalarından oluşan AB mevzuatı paketini Temmuz ayı ortasında sunması bekleniyor.
En kötüsü henüz gelmedi
Son Birleşmiş Milletler iklim raporunun taslağında "En kötüsü henüz gelmedi, çocuklarımızın ve torunlarımızın hayatlarını bizimkinden çok daha fazla etkilenecek" deniliyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü'nde çalışan bilim insanları geçtiğimiz günlerde yaptıkları açıklamada küresel sıcaklıkların, 2026 yılına kadar en az bir yıl süreyle hedeflenen 1,5 derecelik eşiği aşma olasılığını yüzde 40 olarak belirledi.
Dünya 3 derecelik ısınmaya doğru gidiyor
2020 yılında ortalama küresel sıcaklık, sanayi öncesi seviyelerin yaklaşık 1,2 santigrat derece üzerindeydi. Mevcut eğilimlere göre, dünya bu yüzyılın sonuna kadar üç dereceden fazla ısınmaya doğru gidiyor.
1,5 santigrat dereceyi aşmak birçok canlı türünün varlığını riske sokacak, yangın mevsimlerinin uzunluğu artacak, birden fazla iklim felaketi yaşanacak ve gıda güvenliği sorunu baş gösterecek. Tüm bunlar, bugün doğan bir çocuk 30 yaşına gelmeden önce ortaya çıkacak.