AP Sosyalist Demokratlar Grubu Başkan Vekili Knut Fleckenstein, Sosyalist Demokratlar Koordinatörü Richard Howitt, AP Dış İlişkiler Komitesi Türkiye Raportörü Kati Piri, AP Sosyalist Grubu İngiltere Milletvekili Baroness Jan Royall, AP Sosyalist Grubu İsveç Milletvekili Lawen Redar, AP Sosyalist Grubu Fransız Milletvekili ve Fransız Sosyalist Partisi Dış İlişkiler Koordinatörü Maurice Braud, AP Sosyalist Grubu Sekretarya Yardımcısı Giacomo Filibeck ve AP Sosyalist Demokratlar Grubu Danışmanı Jörgen Siil ile yapılan görüşmeye, HDP Diyarbakır milletvekilleri Feleknas Uca, Sibel Yiğitalp, HDP İl eş başkanları Ömer Önen, Gülşen Özer ile DBP İl Eş Başkanı Ali Şimşek de katıldı.
Ziyarette konuşan AP Sosyalist Demokratlar Grubu Başkan Vekili Knut Fleckenstein, bölgede yaşananlar hakkında bilgi almak amacıyla geldiklerini söyledi. Bölgedeki kederli durumun farkında olduklarına dikkat çeken Fleckenstein, Türkiye ile göçmenler üzerinden yürütülen müzakerelerin, bölgedeki insanları unutmalarına sebep olmayacağını dile getirdi.
ANLI: AB GİBİ ÜÇÜNCÜ BİR TARAFIN İLGİ VE ALAKASINI GÖSTERMESİ GEREKİYOR
Eş Başkan Fırat Anlı, koşulların gittikçe ağırlaştığına dikkat çekti. Cizre’de birçok insanın bodrumda yaşamını yitirdiğini ifade eden Anlı, acıların gittikçe büyüdüğünü, iki gün önce Ankara’da meydana gelen patlamada yaşamını yitiren insanların yakınlarının acılarını paylaştıklarını dile getirdi. Sur’da sokağa çıkma yasağının 80 gündür devam ettiğine işaret eden Anlı, birkaç gündür çatışmaların yoğun bir şekilde sürdüğünü, önlem alınmaması halinde Cizre gibi bir katliamla karşı karşıya kalınabileceğini belirtti.
Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması ve çatışmasızlık sürecinin sağlanması gerektiğini kaydeden Anlı, bu yapılmazsa durumun daha da kötüleşeceğine işaret etti. Kürt meselesinde demokratik çözüm yerine güvenlik konseptinin tekrar hakim olduğunu dile getiren Anlı, “Bu konuda AB gibi üçüncü bir tarafın ilgi ve alakasını göstermesi gerekiyor.” dedi. Anlı’nın üçüncü taraf önerisi üzerine Fleckenstein, üçüncü bir taraf için iki tarafın da bu konuda uzlaşmaya varması gerektiğini söyledi.
KIŞANAK: KÜRT SORUNU ÖZÜNDE BİR DEMOKRASİ SORUNUDUR
Eş Başkan Kışanak ise Türkiye’nin Kürt sorununu demokratik yollarla çözmeyi başaramadığı için çatışmalarda insanların yaşamını yitirdiğini belirtti. Kışanak, şöyle konuştu: “Son yaşadığımız bir kez daha gösterdi ki Kürt sorunu bir kimlik sorunu, bir statü sorunu ama özünde bir demokrasi sorunudur. Türkiye bütün kurum ve kurallarıyla demokrasiyi benimseyen bir yönetime dönüşmeden bu sorunu çözmek de çok kolay olmuyor. Hepimizin arzusu ve beklentisi, AB üyelik sürecinin Türkiye’yi adım adım demokrasiye ve evrensel hukuk normlarına kavuşturacağı yönündeydi. Bu umudumuzu korumak istiyoruz. Bu zaman alacak.”
Koşulların daha da ağırlaşmasının önüne geçebilmenin mümkün olduğunu ifade eden Kışanak, “Bunun için de hem bölgesel bir savaşın tetiklenmesi yaklaşımdan uzak durulması gerekir hem de Türkiye’nin içinde yaşadığımız bu çatışmayı durdurmamız gerekir.” dedi.
‘HUKUKİ VE İNSANİ DEĞERLERİ ZORLAYAN BİR DURUM YAŞIYORUZ’
Çatışmalarda yüzlerce insanın yaşamını yitirdiğini, çocuklar, kadınlar ve sivil insanların bu çatışmaların ortasında katledildiğini dile getiren Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün hukuki ve vicdani değerleri zorlayan bir durum yaşıyoruz. Sur’da birkaç gündür hepimiz ciddi bir şekilde tedirgin olmaya başladık. Çünkü biliyoruz ki çatışma bölgesinde sivil insanlar da var. Bir temizleme harekatı dedikleri bu harekatın, Cizre’de ne sonuçlar ortaya çıkardığını gördük. Burada benzer bir tablonun ortaya çıkma riski çok yüksek. Onun için hepimiz bütün gücümüzü, insani bir koridor açılması ve bu insanların kurtarılması için ortaklaştırmalıyız.”
CİHAN