Eskişehir'de polislerin duruşmasına, Vali Güngör Azim Tuna'nın mevcut İstihbarat Şube Müdürü Seyit Ahmet Dikici için İçişleri Bakanlığı'na yazdığı resmi yazı damga vurdu. Polislerin avukatlarından Murat Uzun ve Turgay Balaban, "Yazıda 'paralel yapı ile yaptığı çalışmalar bizzat tarafımdan izlenmektedir, bu ismin hukuken zarar görmemesine...' ifadeleri yer alıyor. Hukuk devletinde adama göre hukuk olur mu hiç? Sizin suçluyu övme gibi göreviniz olabilir mi? Niye, çünkü müvekkillerimizin suçlandığı evrakta kefil olunan mevcut müdüründe 'vekil müdür' olarak imzası var. Savcı, müvekkillerimiz için suç sayılan evraka imzası bulunan Dikici için 'makul olabilir' diye kovuşturma izni vermiyor." dedi.
Eskişehir'de usulsüz dinleme operasyonu kapsamında gözaltına alınan aralarında müdür, müdür yardımcısı, amir, başkomiserin yer aldığı 26 polisin yargılanmasının 5. gününde duruşmada ilginç detaylar ortaya çıktı. Avukatlardan Turgay Balaban, savunma sırasında, Eskişehir Valisi'nin şu anki İstihbarat Müdürü Seyit Ahmet Dikici hakkında İçişleri Bakanlığı'na bir resmi yazı yazdığını, belgesinin mevcut olduğunu belirterek, o belgeyi mahkemeye gösterdi.
Avukat Balaban, "Denilmiş ki yazıda 'paralel yapı ile yaptığı çalışmalar bizzat tarafımdan izlenmektedir, söz konusu geçen isimin hukuken zarar görmemesine...' Ömrümde böyle tuhaf bir yazı görmedim. Bir hukuk devletinde bu olur mu? Siz suçu ve suçluyu övüyorsunuz ve onun için yazı yazıyorsunuz. Böyle bir girişim, çalışma olabilir mi?" diye konuştu.
Polis avukatlarından Murat Uzun da müvekkillerinden Muhammet Çil'in aynı şubede, aynı dönemde, şu anki İstihbarat Şube Müdürü Seyit Ahmet Dikici ile birlikte söz konusu aynı evraklarda ikisinin de imzasının bulunduğunu hatırlattı. Mevcut müdür Dikici hakkında önce vali tarafından koruma zırhı uygulandığını, sonra savcılık tarafından kovuşturmaya izin verilmediğini, fakat müvekkili Muhammet Çil hakkında yargılama izninin verildiğini dikkat çeken Avukat Uzun, bu süreçte ilginç olayların yaşandığını belirterek yaşanan gelişmeleri vurgu yaptı.
'HUKUK HERKESE EŞİTTİR, KİŞİYE GÖRE OLMAZ'
Avukat Uzun, bu durumun kabul edilemez, hukuka ve adil, eşit yargılama ilkesine aykırı olduğunu kaydetti. Uzun, şöyle devam etti: "Dikici, söz konusu evrakı imzaladığı süreçte vekil müdür. Vekil müdürlük yaptığı sırada şu anda müvekkilim Muhammet Çil'in de imzası bulunan evrakı imzalıyor. Fakat, bu süreçteki valinin yazısı sonrası sayın savcı, kalkıyor ve Dikici hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor. Savcı, 'Dikici müdür masumdur' diye karar veriyor. Gerekçe, Dikici'nin attığı imza 'makul görülmeli'. Yahu böyle bir hukuk olabilir mi? Müvekkillerimizin suçlandığı evrakta imzası olan vekil müdüre, 'makul karşılanmalı' derken diğer amire 'siz suç işlemiştir, yargılanmalı' diyorsunuz. Hukuk herkese eşittir. Kişiye göre hukuk olmaz. Biz bu durumu kabul etmiyoruz. Müvekkilim imzasında dolayı suçluysa, o zaman Dikici müdürde yargılanmalı."
'DİKİCİ SUÇSUZSA O ZAMAN BİZ DE SUÇSUSUZ'
Tutuklu sanık polis müdürü Mustafa Arık ile tutuksuz sanık amir Muhammet Çil ise sözde usulsüz dinleme evraklarında imzası olduğu için yargılandıklarını; ancak aynı evrakta imzası olan mevcut istihbarat Müdürü Dikici hakkında yargılama izni verilmemesinin tuhaf olduğunu söyledi. Arık ve Çil, "Eğer o evraklarda imzamız olduğu için biz suçluysak, yargılanıyorsak, o zaman aynı evraklarda imzası bulunan Dikici müdür de suçludur ve yargılanmalıdır. Eğer o suçsuz ise yargılanmıyorsa bizde suçsuz ve yargılanmamalıyız. Bu duruma göre bizim suçsuz olduğumuz yargı ve devlet eliyle ortaya konmuş oluyor. Hakkımızdaki dava çekilmeli. Buna rağmen yargılanıyorsak o zaman burada bir kayırmacılık var." diye konuştu.
CİHAN