Ülkede 29 Eylül'de yapılacak erken genel seçimler öncesi ÖVP'nin vaatlerini açıklayan Kurz, başta Müslümanlar olmak üzere göçmen ve mültecilere yönelik sert ve kısıtlayıcı uygulamaların iktidara geldiklerinde süreceğini belirtti.
Kurz, ülkeye gelen çok sayıda göçmenin köklü değişikliklere yol açtığını, bu nedenle "Avusturya kimliğinin" muhafaza edilmesi için bazı önlemlerin alınması gerektiğini savundu.
'HAÇ KALACAK, BAŞÖRTÜSÜ YASAKLANACAK'
Avusturya kültür ve geleneklerinin sürdürülmesinin önemine işaret eden Kurz, okullarda bulunan haç sembolünün varlığını sürdüreceğini kaydetti. Kurz, aşırı sağcı hükümet döneminde yürürlüğe giren ilkokul öğrencilerine yönelik başörtüsü yasağının kapsamının ortaokul öğrencilerini kapsayacak şekilde 14 yaşına kadar genişletileceğini ve öğretmenlerin başörtüsü takmasının da yasaklanacağını söyledi.
Düzensiz göçle mücadele başta olmak üzere göçmen ve mültecilere yönelik kısıtlanan sosyal yardım düzenlemesinin süreceğini ifade eden Kurz, çocukları ülke dışında bulunan yabancı çalışanlara verilen "çocuk yardımlarının" daha sıkı denetleneceğini dile getirdi. Kurz, okullarda özellikle göçmen çocuklara yönelik "vatandaşlık bilgisi" adı altında bir dersin müfredata alınacağını belirterek, derste, hukuk sisteminin işleyişi, demokrasi ve Avusturya değerlerinin aktarılacağını söyledi.
'SİYASAL İSLAM'LA MÜCADELE'
Neonazi Kimlikçiler hareketi gibi radikal oluşumların yasaklanacağına vurgu yapan Kurz, siyasal İslam'la mücadele için yeni bir merkezin kurulacağı bilgisini paylaştı. Kurz, oy kullanma yaşının 16 olduğu ülkede evlenme yaşını 18'e yükselteceğinin altını çizerek, kuzenler arasında evliliğin yasaklanacağını belirtti.
Seçim nedeniyle tansiyonunun arttığı ülkede "İbiza skandalı" ve ÖVP'ye dışardan yapılan yardımlar konusunda tartışmaların odağında olan Kurz'un, seçimlere 3 haftadan az bir süre kala yeniden Müslüman ve göçmenleri hedef alan vaatlerde bulunması dikkati çekti. Avusturya'da 2017'de iktidara gelen ÖVP ve Avusturya Özgürlük Partisi'nin (FPÖ) oluşturduğu aşırı sağcı hükümet, "İbiza skandalı" olarak adlandırılan, eski Başbakan Yardımcısı ve FPÖ lideri Heinz Christian Strache'nin zengin bir Rus kadınla yaptığı ihale pazarlığını içeren görüntü kaydı nedeniyle sona ermişti.
İbiza skandalı sonrası dönemin Başbakanı Kurz, hükümeti sonlandırarak erken seçime gidilmesi çağrısında bulunmuştu. Yaklaşık 17 ay iktidarda kalan aşırı sağcı hükümet, ilkokul öğrencilerine yönelik başörtüsü yasağı başta olmak üzere Müslüman ve göçmenlerin yaşam alanlarını kısıtlayıcı çok sayıda yasayı yürürlüğe sokmuştu.