Oktay, Ergenekon soruşturması kapsamında kayıt altına alınan telefon görüşmelerinin basına sızdırıldığını, sorumlu kişiler hakkında yürütülen soruşturma kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini ileri sürerek AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
AYM’nin gerekçeli kararında ayrıca şu ifadeler yer aldı: “İddianame hazırlayıp suçlamalar ve deliller ortaya konmadan önce başvurucu hakkındaki iddialar kamuoyu tarafından öğrenilmiş olduğundan başvurucunun kendisini savunma imkanı elinden alınmış olmaktadır.
Cumhuriyet savcılığı tarafından iki yıllık soruşturma sürecinde ilgili kolluk görevlilerinin ve basın mensuplarının ifadesinin alınmasından başka hiçbir işlem yapılmamıştır. Olayın tüm yönleri ile ortaya konulmadığı ve varsa sorumlu kişilerin belirlenebilmesine imkan tanıyan etkili bir soruşturma yapılmadığı, sızmanın nasıl gerçekleştiği konusunda hiçbir somut sonucun belirtilmediği görülmüştür. Söz konusu olaya ilişkin bilirkişi incelemeleri de dahil olmak üzere tüm kanıtları toplamak için alınabilecek makul tedbirleri alma yoluna gidilmeyerek olaya ilişkin ihmal ve iddialara karşı en başından kayıtsız kalmıştır.”
Anayasanın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin maddi ve usul boyutunun ihlal edildiğine karar veren AYM, yeniden soruşturma yapılmak üzere kararın bir örneğinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine hükmetti. AYM ayrıca Oktay’a 10 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.