Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile çalıştıkları okullar kapatılarak çalışma izinleri iptal edilen, bu nedenle özel eğitim kurumlarında da çalışmaları yasaklanan öğretmenlere ilişkin çok önemli bir karara imza attı. Mahkeme, yasağın kanuni olmadığını, genelgeye dayandığını belirterek, özel hayata müdahale edildiğine hükmetti, hak ihlali kararı verdi.
Çukurova Üniversitesi’nden 2012’de mezun olan Ayşe Ortak isimli sınıf öğretmeni, 2015 yılında Milli Eğitim Müdürlüğü’nün izni ile özel bir okulla sözleşme imzaladı. Okul, 15 Temmuz sonrasında Gülen cemaati ile “iltisaklı” olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Çalışma izni iptal edilen Ortak hakkında Millî Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemlerinde (MEBBİS) “Cezası:667 sayılı KHK ile kurumu kapatıldı ve 2016/788529 sayılı yazı” şeklinde şerh konuldu.
‘ÖZEL OKULLAR YASALAR UYGUN KURULUP ÇALIŞIYOR’
İdari işleme karşı dava açan Ortak, dilekçesinde, hakkındaki idari işlemin bir yıldır çalıştığı okulun kapatılmasından kaynaklandığını, özel okulların yasalara uygun kurulup çalıştığını, kamu okullarına atanamadığı için özel okulda çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Ayrıca devletin izniyle açılan okulda çalışmasının suç olarak gösterilemeyeceğini, okulun terörle bağlantısını bilmesinin mümkün olmadığını, geçimini sağlayabilmek için bu okulda çalıştığını vurguladı.
DERECE MAHKEMESİ VE İSTİNAF HUKUK UYGUN BULDU
Ancak mahkeme yapılan idari işlemi “hukuka uygun” bularak Ayşe Ortak’ın davasını reddetti. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi de 4/6/2018 tarihli kararıyla davayı kesin olarak reddetti. Yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savundu. Bunun üzerine Ayşe Ortak, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak, öğretmen olarak çalışma izninin iptal edilmesi ve yeniden çalışma izni düzenlenmesinin yasaklanması nedenleriyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.
AYM ‘HAK İHLALİ VAR’ DEDİ
Davayı inceleyen Anayasa Mahkemesi heyeti, özel öğretim kurumunun kapatılması hâlinde çalışma izninin iptalinin gerektiğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığını belirtti. Çalışma izninin valilikler tarafından verilebileceği ve iptal edilebileceğine dair genel düzenlemelere yer verildiği belirtilen kararda, “Ayrıca çalışma iznine tabi olarak mesleğini ifa eden bir kişinin çalışma izninin iptal edilmesinin bir sonucu olarak doğrudan özel kurumlarda çalışma yasağı getirilmesine ve böyle bir yasağın uygulanma şartlarına ilişkin bir hükmün olmadığı anlaşılmaktadır” denildi.
667 sayılı OHAL KHK’sında sadece özel öğretim kurumlarının kapatılmasına ilişkin hüküm olduğu, bu kurumlarda çalışan öğretmen ve personelin bir daha özel öğretim kurumlarında çalışamayacağına dair hiçbir hüküm yer almadığını tespit eden Yüksek Mahkeme, “Bu yasağın sadece Genelge ile belirlendiği, bir düzenleyici idari işlemle temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının mümkün olmadığı vurgulanmalıdır” dedi.
‘MÜDAHALENİN KANUNİ DAYANAĞI YOK, GENELGEYE DAYANIYOR’
Kararda, “Özel hayata saygı hakkına yönelik bir müdahalenin Anayasa’nın öngördüğü güvencelere uygun kabul edilebilmesinin ilk ve temel şartı müdahalenin kanuni dayanağının bulunmasıdır. Somut olayda ise başvurucunun özel hayatına yapılan müdahalenin sonuç olarak Genelge’ye dayandığı sabittir. Buradan hareketle ilgili kanunlarda açık bir düzenleme olmaksızın bir idari işlem ile başvurucunun mesleğini icra etmesinin engellendiği anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir” ifadelerine yer verildi.
Mahkeme, Ayşe Orak’a 20 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.